Takip Et

SULARIMIZIN ÖNEMİ VE HAL-İ PERİŞANIMIZ

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ilk ve en erken etkileri sular üzerinde görülmektedir.

Günümüzde hayati anlamda değerli olan ve sanıldığı kadar bol olmayan tatlı suların korunması,israf edilmeden tüketilmesi ve kullanıması acil planlar içinde yer almalıdır.Ne yazık ki ülkemiz bu alanda çok geç kalmıştır.

Devlet, Belediyeler,Tarım ve Orman Bakanlığı,DSİ olarak sanayi ve kullanma suları alanında hala dört dörtlük su kullanım planlamamız mevcut değildir.

Tarımsal sulamada vahşi yöntemler hala terkedilememiş,üretici için modern sulama sistemleri desteklemeleri eksik kalmaktadır.

Başta Gediz,Ergene,Büyük Menderes olmak üzere kentler,jeotermal sistemler ve sanayi tesislerince kirletilen onlarca akarsu kaderine terkedilmiştir.Her biri ölü kanalizasyonlar olarak karşımızda durmaktadırlar.

Günümüzde milli birer hazine olan sularımız için “havza ölçeğinde ve entegre” bir bakış açısı geliştirilmeli ve tüm dünyadan kabul gören “Entegre Havza Yönetimi” yaklaşımı ülkemizde de acilen benimsenerek mevcut mevzuat da gözden geçirilmeli,eksikleri giderilmeli,suların her açıdan korunması için daha ağır müeyyideler taşıyan mevzuat acilen yürürlüğe konulmalıdır.

Havzalar bazında Sanayi suyu kullanımı disipline edeilmelidir.

Su verimliliğin artırılması başta tarımsal sulama,kullanma suyu ve sanayi alanlarında belli esaslara göre yönetilmelidir.

Sulak alanların korunması, eko sistem açısından son derece önemlidir.

Yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınması gerekmektedir.

Su kalitesinin iyileştirilmesi, etkin ve düzenli izleme ve denetleme mekanizmalarının kurulması tüm sektörler açısından aciliyet arz etmektedir.

Bu kapsamda, ülkemizin tüm akarsu havzalarının su envanteri çıkarılmalı, içerisinde sivil toplum ve mesleki örgütlerin buşlunduğu "Havza Komisyonları" oluşturulmalıdır.Ancak havza komisyonlarında devlet etkisi ve sayısallığı azaltılmalıdır.

Zira devlet memurunun olduğu yönetimlerde özel sektör baskısı dolayısıyla korkaklık ve çekingenlik hakim olmaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı taşra teşkilatlrı yıpranmış, çevreyi kirleten özel sektör baskısı dolayısıyla görev yapamaz durumdadır.

Başta su olmak üzere çevre konusu yeni bir teşkilatlanma ile ele alınmalıdır.

Çünkü geç kalıyoruz…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.