Takip Et

2014 YILINDA AYDIN TARIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ-1 (Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Açısından-1)

İdrak etmekte olduğumuz 2015 yılının ilk günlerinde Aydın tarımının bir yılını değerlendirmeye almayı gerekli gördük.

Ne yazık ki bazı olumlu gelişmelerin olması, yapısal sorunların sürmesi nedeniyle yıllardır kangren haline gelmiş olan tarım sorunlarının bu yıl da üreticiyi hırpalamış olmasının önüne geçemedi.

Konuyu önce alt yapı açısından ele alalım. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2014 Mayıs ayından itibaren Türk çiftçisinin ve Ziraat Odalarının arzuladığı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’’ uygulanmaya başlandı.

Bu Kanunla; arazi ve toprak kaynaklarının bilimsel esaslara uygun olarak sınıflandırılması, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin asgari büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, arazi kullanım planlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle değerlendirilmesi, amaç dışı ve yanlış kullanımların önlenmesi, korumayı amaçlanmakta idi.

Cumhuriyetin ilk yıllarından beri hayatımıza ve miras hukukumuza girerek tarım arazilerini parça pinçik ederek nerdeyse traktörlerin manevra yapamayacağı bölümler haline getiren uygulamaya son verildi.

Her ne kadar geçmiş yıllarda TCZB aracılığı ile “toprak bütünleme” amacı ile kredilendirme kolaylıkları sağlanmakta ise de bu yasa –tam istediğimiz gibi olmasa da- tarım arazilerinin parçalanmasına önlem olarak uygulanmaya başlandı. Ancak o kadar karmaşık bir hukuki düzenleme getirdi ki konunun uygulayıcıları bile anlamakta zorlanmaktalar.

Yine bu yasa ile Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez hükmünü getirdi.

Yasa, İl ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri bölge farklılıkları göz önünde bulundurmakta, tarımsal araziler yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemez, bölünemez. Tarımsal arazilerin bu niteliği şerh konulmak üzere Bakanlık tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında, aynı kişiye ait ve Bakanlıkça aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazileri birlikte değerlendirilir. Yeter gelirli tarımsal arazilerin ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımları Bakanlığın izni ile satılabilme zorunluluğu getirmektedir.

Arazilerin mirasçılar arasında anlaşma sağlanması hâlinde, mülkiyeti devir işlemleri mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde tamamlanmasını ön görmekte, esasta arazilerin bir mirasçıya devrini ön görürken yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini karşılaması durumunda birden fazla mirasçıya devrine de izin vermektedir.

İşte ziraat odaları olarak tasvip etmediğimiz maddelerden birisi de bu madde oldu. Amaç arazi verimliliğini ve parsel büyüklüklerini asgari artırmayı amaçlarken, ”her aileden en fazla bir çiftçi “ prensibi ile hareket edilmesini gerektirmekteydi.

Devam edeceğiz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.