Devletlerin görevlerinden birisi, millî ekonomi içinde yer alan iktisadi sektörler arasında dengeyi ve barışı sağlamaktır. Bu barışın sağlanması milli birlik ve vatan bütünlüğünün de bir gereğidir. Aksi takdirde ekonomi içinde yer alan bazı kesim ve mesleki kümelenmelerin mensupları farklı arayışlar içine girerler. Ne zaman ki kendilerinin ikinci sınıf vatandaş olarak ele alındıklarını, horlandıklarını, mesleki çıkarlarının diğer kesim ve sektörlere tercih edildiğini gördüklerinde önce mırıldanmalar daha sonra itiraz ve en sonunda toplumsal sorun olarak algılanabilecek toplu isyanlara yönelirler.
Batı Avrupa’da olduğu gibi. İspanyol ve Fransız çiftçilerin bu açıdan toplu protestolarda bulunmalarının nedeni de budur. Bir fark var ki onar protestolarından sonuç alabilmektedirler.
Çiftçinin ekmeğine, pazarına çalışma düzenine devlet müdahale etmemeli. Hele hele geçimini temin ettiği toprağına göz dikmeyi aklından dahi geçirmemelidir.
Bizim ise en büyük sıkıntımız bu noktada başlamakta. Türk çiftçisinin yasal olarak elindeki tek sağlam dayanağı 3573 Sayılı Zeytinciliğin Korunması ve Islah konusundaki yasanın 20.maddesi.
Arsa rantı, maden sahalarının tarım, orman ve mera alanları aleyhine genişlemesi, enerji şirketlerinin tarım alanlarını istila niyetlerinde ne yazık devlet ve hükümetler tarımın yanında açıkça yer alamamaktadırlar. Çünkü maden, enerji ve inşaat lobileri daha baskın çıkmaktadır. Ve tarım alanlarının kaybı sürmektedir. Acaba yakın dönemde ne kadar tarım alanını kaybettik?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yola çıkarak, Türkiye'nin 2004-2013 yılları arasında kaybettiği tarım arazisi miktarını ortaya koyan bir araştırma yaptık.
(TÜİK) verilerine göre Türkiye'de son 10 yılda toplam 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin kaybedimiştir.
2004 yılında 265.9 milyon dekar olan tarım arazisi varlığı, 2013 sonu itibariyle 238.1 milyon dekara düşmüş. Aradaki fark 27.8 milyon dekar. Türkiye son 10 yılda tarım topraklarının yüzde 10.46'sını kaybetmiş durumdayız.
Bu rakamlara göre Türkiye'nin yıllık tarım alanı kaybının 2.7 milyon dekar, günlük kaybının ise 7 bin 623 dekar olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tarım toprakları kaybının illere dağılımını ele aldığımızda en yüksek kaybın Konya, Yozgat ve Diyarbakır’da olduğunu görmekteyiz. Bu illerin toplam tarım toprağı kaybı 11 milyon 120 bin dekardır.
Bu illeri sırasıyla Kars yüzde 37.55, 1 milyon 272 bin dekar. Adana yüzde 20.22, 1 milyon 204 bin dekar. Afyonkarahisar yüzde 18.90, 1 milyon 97 bin dekar. Kahramanmaraş yüzde 18.51, 816 bin dekar. Malatya yüzde 21.30, 772 bin dekar. Edirne yüzde 20.71, 762 dekar. Tekirdağ yüzde 16.93, 654 bin dekar ile takip etmektedirler.
Aydın’ımız listede yok diye sevinmeyelim. Yukarıdaki alan kayıpları daha çok şehirleşme ve inşaat ile ilglilidir.Çünkü jeotermal sistemlerin keserek,sökerek,santral yaparak akışkan boruları döşeyerek tarım alanı olmaktan çıkardıkları topraklar TÜİK tarafından hesaplanmamıştır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.