Takip Et

BATI TRAKYA TARIMI (Gezi Notları)-1

2018 yılı Nisan ayı içinde Aydın ilçelerinin ( Buharkent, Kuyucak, Nazilli, Efeler, Çine ) Ziraat Odaları Yönetim Kurulu Başkanlarından ve Eski Çal Ziraat Odası Başkanı Ömer Ayhancı’dan oluşan bir heyetle Yunanistan’ın Batı Trakya ve Makedonya Bölgeleri'ne (Trakya Eyaleti'ne) tarımsal amaçla düzenlenen bir geziye katıldık.

 

Gezideki birincil hedef Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığının tarımsal durumunu görmek, yerinde incelemek 1980-2017 yılları arasında Yunanistan’da tarımsal alanda meydana gelen gelişmeleri kaydetmek, kıyaslamak, tarıma dayalı endüstri ve yakın sektörlerin durumunu görerek tespitlerde bulunmaktı.

 

Diğer bir amaç ise daha büyük ve geniş pencereden Yunanistan Ekonomisi'nin geldiği noktayı tespit edebilmektir.

 

Türk azınlığının ekonomik çıkmaz ve sarsıntı içinde olduğu iddia edilen Yunanistan Ekonomisi içindeki mevcut durumunun ve geleceğinin çok yönlü tartışmalarla ortaya konulmasıdır.

 

Sabah gün doğarken İpsala sınırından Yunanistan topraklarına girdiğimizde gözümüz öncelikle yolda. 1996’ya göre İpsala-Selanik yolu biraz genişlemiş ve hafiften bizim bölünmüş yollara benzetilmiş. Otoban özelliği taşımamaktadır.

 

Yolun genişlemesiyle yol kenarındaki kilise maketleri azalmış görünüyor. Hemen belirtelim ki Yunanistan halkının dini inanışlarının gereği olarak trafik kazası geçirdikleri veya bir yakınını kaybettikleri yerde yarım-bir metre boyunda bir kilise maketi inşa etmekteler.

 

Anayolun sağ ve solunda bizim Marmara, Ege ve Karadeniz Bölgeleri'nin görünümünü hatırlatan birkaç dekarlık, genellikle susuz yetiştirilen yem bitkilerinin kapladığı meyilli küçük parçalı araziler yer almakta. Muhakkak ki bizdeki gibi verimliliği az, hane halkına katkısı yetersiz tarım arazicikleri… Arada bir destekleme hak edebilmek için oluşturulmuş küçük meyve bahçeleri…Aralarında ilk defa bir akasya bahçesi gördük.

Sofulu, kum çiftlik bölgesi sağımızda, Dedeağaç limanını solumuzda bırakarak Gümülcine’ye doğru ilerlemekteyiz.

 

Sağımızda ilk Türk köyü Hasanlar’dan sonra Gümülcine Vilayeti'ne girerken tarım arazilerinin yoğunlaştığını görmekteyiz. Gümülcine ovası oldukça geniş. Solumuzda Balkanların sisli görüntüsü varken solumuz görünmeyen Ege Denizi’ne doğru uzanmakta.

Gümülcine’ye girerken sadece yol güzergâhının değiştiğini yirmi bir yıllık süreçte şehrin görüntüsünün çok az değiştiğini görüyoruz. Gümülcine’de zaman durmuş sanki.

 

Çok zorlanmadan bizleri Yunanistan’a davet eden Türk azınlığın ziraat mühendisi ve veterinerlerince kurulan ve yürütülen “Tarım ve Hayvancılık Araştırma Enstitüsü” nün görevlileri Onur Ahmet Mustafa ve Hüseyin Sadık ile buluşuyoruz… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.