Takip Et

NİÇİN BAĞCILIK-6 Dünyada ve Ülkemizde Bağcılık:

Bir yazı dizisi halinde ele aldığımız “Aydın İçin Bağcılık” konulu bu yazıların önceki bölümlerinde Aydın’da üzümcülüğün tarihini ele alırken beşinci bölümü ise Aydın topraklarının, ikliminin, coğrafyasının ve atıl topraklarının uygunluğu bakımından üreticilere ve girişimcilere ne gibi faydalar sağlayabileceğini işledik. Bu yazımızda ise günümüzde Aydın ve Türkiye’de bağcılığın durumunu irdeleyerek tüm tarım ürünlerinde olduğu gibi üzümcülükte de en büyük sıkıntılardan birisi olan pazarlama sorununa değineceğiz.

2012 yılı FAO rakamlarına göre. dünyada üretilen üzüm miktarı yaklaşık olarak 70 milyon tondur. Türkiye. aynı yıl 4.190 ton üretimle dünya üzüm üretici ülkeler arasında Çin, İtalya, ABD, Fransa ve İspanya’dan sonra 6. Sırada yer almıştır. Dünya üzüm üretiminde % 6’lık bir paya sahip durumdayız.2013 yılında ise üretilen üzüm miktarı 4 milyon tonu biraz geçmiştir.

Ülkemizde en geniş alanlara sahip olan zeytin tarımının hemen ardından bağ alanları gelmektedir ki ülkemizin bağ alanları toplamı da yaklaşık olarak 3 milyon hektardır. Verilen teşviklerle çok hızlı da olmasa 2006 yılından itibaren bağ alanlarımızda bir genişleme görülmektedir. Bağ alanlarında yıllara göre artış ve azalmalar görülmesine rağmen üzüm üreticisinin yıl geçtikçe bilinçlenmesi ve modern tarımın gereklerini yerine getirmesi ile dekar başına alınan üzüm miktarında neredeyse % 50’lere varan artışlar kaydedilerek 2013 yılı itibari ile birim alandan alınan verim yaklaşık olarak 990 kg’a yükselmiştir.

Üzüm üretimi irdelediğinde yukarıda verdiğimiz 4 milyon tonluk üretimin % 53’ü’ne tekabül eden 2 milyon tonu sofralık, yaklaşık 1,5 milyon tonu kurutmalık, yine yaklaşık 450 bin tonu da şaraplık olarak tüketilmiştir.

Kuru üzüm üretiminde ülkemiz dünya lideri konumundadır. Üretilen ve ihraç edilen kuru üzümün yaklaşık % 90’ı çekirdeksiz ve sultaniye türü üzümlerden oluşmakta ve bu bağ alanları Manisa-İzmir bölgesini kapsamaktadır. Kuru üzümde dünya payımız yaklaşık olarak% 30’dur.ABD, İran, Şili ihracat konusunda ülkemize rakip durumdadırlar. Ülkemiz 2013 yılında yaklaşık 205 bin ton sofralık üzüm ihraç ederek 190 milyon Dolar gelir elde etmiştir. İhracatta ilk üç ülke Rusya, Bulgaristan ve Almanya’dır.

Türk üzümcülüğünün geleceğini ele aldığımızda, değişik coğrafyalarda 6 aya kadar yayılan sofralık taze üzüm üretiminin ihracatta büyük bir paya sahip olacağı ortadadır. Bunun içinde erkenci bir iklim özelliğine sahip olan Aydın’ın pek çok bölgesinin de yer alması Aydın çiftçisi için potansiyel bir fırsat olacaktır.

Burada da karşımıza toprak yapısı, iklim, hasat dönemi gibi sorunlarla beraber çeşit seçimi çıkmaktadır ki bu konu İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Üniversitelerin ve Bağcılık Araştırma İstasyonlarının çalışması ile çözüme kavuşturulması en doğru metottur.

Bağ tesisi ise tamamen teknik bir konu olup günümüzde pek çok seçeneği bulunan bağ sistemleri üreticimizin bütçesine uygun olarak, kredi ve destek takviyesi ile kurulup üç-dört yıl içinde yapılan yatırımlar üretime dönüşerek gelir getirmeye başlamaktadır.

Ancak bu noktadan sonra karşımıza her zamanki tespit çıkmaktadır. Türk çiftçisi üretmekte, fakat pazarlamada sıkıntı çekmektedir. Sağlıklı bir pazarlamanın olmadığı tarım ekonomisinde en büyük zararı üretici görmektedir. Türk tarımının yapısal sorunlarının bir türlü aşılamamış olması, serbest piyasa safsatası ile “bırakınızcı” Pazar anlayışının hâkim olması Türk üreticisinin önünü görmesini engellemektedir.

Pazarlama konusunda üreticiye düşen görevlerin başında sağlıklı ve standarda uygun ürün yetiştirmektir. Bunun yanında hedef iç pazardan çok ihracat olmalıdır. İthalat yapan ülkelerin damak tatları, aroma ve renk özellikleri doğru tespit edilerek uygun çeşitlerden bağ tesis edilmelidir.

Üreticiler ihracatta en büyük engeli teşkil eden zirai ilaç kalıntısına meydan vermemek için doğru zirai ilacı ve bitki besleme ürünlerini seçmeli, teknik elemanlardan ve bayilerden doğru zirai ilaçları satın alarak kullanmalıdırlar.

Üreticiler mutlaka “iyi tarım uygulamaları” kapsamında üretim yapmalılar ki ürünlerini hem rahat ve güvenilir bir şekilde pazara sürebilsinler hem de devletin bu alanda verdiği desteklerden yararlanabilsinler.

Üzüm ve bağcılık konusundaki yazımızı sürdüreceğiz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.