Takip Et

TARIM ALANLARI NİÇİN VE NASIL KÜÇÜLÜYOR

Tarım arazileri Türk çiftçisinin en değerli öz malıdır.Tarım toprağının kaybedilmesi üreticiliğin terkedilmesi anlamı taşımaktadır.

Tarım topraklarını niçin kaybediyoruz?Mevcut tarım topraklarının yekunu niye azalmaktadır?

Bu sorunun cevaplarından birisi sanayi sektörü/tarım sektörü oranları ile ilgilidir.

“Tarım alanlarındaki bu değişimde etkili olan faktörlerden bir diğeri de, hiç şüphesiz ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumla ilgilidir. Türkiye’de tarımın Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı 1980’de %26,1 iken, 1990’da %17,5’e, 2000’de %14,1’e ve 2010 yılında %9,5’e düşmüştür. Öte yandan, sanayi sektörünün GSMH içindeki payı 1980’deki %19,3 düzeyinden 1990’da %25,5’e yükselmiş, 2000’de %23,3’e gerilemiş ve 2004’de tekrar yükselerek %24,9’a ve 2010 yılında %26,1’e yükselmiştir. Sanayinin büyümesi ve ticaretin artması kentleşmeyi de hızlandırmış hizmet sektörünün giderek büyümesine neden olmuştur. Böylece hizmet sektörünün GSMH içerisindeki payı1980’de %54,6 1990’da %57, 2000’de %62,6 ve 2010 yılında %64,4’e ilerlemiş ve her dönem GSMH içerisinde en fazla paya sahip sektör olmuştur (TÜİK 2018b).

“İllere göre değerlendirildiğinde; Türkiye’de sanayinin geliştiği bölgelerdeki illerde GSMH içerisinde tarımın payının düşük olması beklenen bir son olmakla beraber, uygulanan tarımsal politikalar ve sanayi hammaddesini oluşturan çeşitli ürünler nedeniyle 2007-2010 yılları arasında tarımın payının az da olsa arttığı ya da hiç değişmediği görülürken, özellikle Karadeniz Bölgesinin doğu kesiminde göçlere bağlı olarak %2 oranında bir azalma dikkati çekmektedir. Bu dönemde Akdeniz Bölgesinde Antalya, Isparta ve Burdur tarımın GSMH içerisindeki payının en fazla olduğu iller olarak ortaya çıkmıştır.”

“Türkiye’de tarım alanlarındaki artış genellikle uygulanan tarımsal politikaların ve desteklerin etkisiyle gerçekleşmektedir. Daha fazla gelir getiren ürünlerin yetiştirildiği sulu tarım ve meyveciliğin desteklenmesine bağlı olarak en büyük değişim bu nedenle ekili alanların dönüşümü şeklinde gerçekleşmiştir. İller bazında değerlendirildiğinde en fazla değişim Manisa ilinde yaşanmış, bunu Konya, Antalya ve Edirne izlemiştir. Bu illerdeki en büyük değişim de tarımın kendi içerisindeki dönüşümünde dikkati çekerken, kısmen de olsa mera ve orman yeri ve yarı doğal alanlardan tarımsal alana dönüşüm görülmüştür.”

“Türkiye, günümüzde üretebildiği pek çok tarımsal ürünü dışarıdan almaya yönelmiştir. Bu durum bir yandan dışa bağımlılığı arttırırken, bir yandan da tarım alanlarının boşalmasına yol açmıştır. 2000-20017 yılları arasında tarımsal ürün ithalat ve ihracatına bakıldığında bu durum daha net olarak görülmektedir.”

“ Son 17 yıllık süreçte tarımsal ürün ihracatında yaklaşık 3 katı bir büyüme varken, ithalattaki büyüme 4,5 katını geçmiştir. Türkiye dış ticaretinde tarımsal ürün ihracatının payı yarı yarıya düşüş gösterirken, tarımsal ürün ithalatındaki payı 0,2’lik bir artışla %3,8 olmuştur. Tarım alanlarının gerileme eğilimine bağlı olarak önümüzdeki yıllarda bu farkın daha da büyüyeceği öngörülmektedir.”

“Türkiye, günümüzde üretebildiği pek çok tarımsal ürünü dışarıdan almaya yönelmiştir. Bu durum bir yandan dışa bağımlılığı arttırırken, bir yandan da tarım alanlarının boşalmasına yol açmıştır. 2000-20017 yılları arasında tarımsal ürün ithalat ve ihracatına bakıldığında bu durum daha net olarak görülmektedir . Son 17 yıllık süreçte tarımsal ürün ihracatında yaklaşık 3 katı bir büyüme varken, ithalattaki büyüme 4,5 katını geçmiştir. Türkiye dış ticaretinde tarımsal ürün ihracatının payı yarı yarıya düşüş gösterirken, tarımsal ürün ithalatındaki payı 0,2’lik bir artışla %3,8 olmuştur. Tarım alanlarının gerileme eğilimine bağlı olarak önümüzdeki yıllarda bu farkın daha da büyüyeceği öngörülmektedir.”

“2006 yılında tarım alanı olduğu halde 2012 yılında farklı arazi örtüsüne dönüşen alanlar dikkate alındığında; yaklaşık 96.144 hektar tarımsal alanın başta yapısal alanlar olmak üzere diğer arazi örtüsü alanlarına dönüştüğü görülmektedir.”

“Yapay alanlara dönüşümde en büyük pay %61 ile konut ve inşaat alanlarına aittir. %17’si maden çıkarım ve %18’i endüstriyel alanlara ayrılmıştır. Geri kalan %4’lük kesim ise ulaştırma (% 3.5) alanları ve yeşil alanlara (%0.5) ayrılmıştır. Bu durum Türkiye’de şehirleşmenin arazi kullanım değişimi üzerindeki etkisini açık olarak göstermektedir.”

Kaynak: Rüya Bayar, Arazi Kullanımı…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.