Takip Et

TZOB GENEL BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR’A GÖRE TÜRK ÇİFTÇİSİNİN 2020 YILINDAN BEKLENTİLERİ-3

TZOB Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar 2019 yılı Türk tarımını değerlendirirken Türk çiftçisinin 2020 yılından beklentilerini de ifade etti.

• Artık örtü altı üretim ülkemiz açısından önemli hale gelmiştir. Halkımız yaz kış demeden her ürünü tüketmek istemektedir. Nitekim örtü altı üretim miktarımız yıllık 8 milyon tonu aşmıştır. Olaya bu çerçeveden baktığımızda daha fazla örtü altı üretim yapma mecburiyetimiz vardır. Bu açıdan Sera A.Ş. dahil seracılık yatırımlarının artırılması, aile işletmelerini olumsuz etkileyeceğinden seracılık yapan özellikle küçük aile işletmelerinin daha fazla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.

• Sözleşmeli üretim, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları yaygınlaştırılmalıdır. Depo kurulumu tüm bölgelerde destekleme kapsamına alınmalıdır.

Hayvancılıkta ülke içi üretim teşviklerinin devam ederek besilik dana da dahil her türlü ithalatın kısa zamanda ülke gündeminden çıkarılması sağlanmalıdır. Bu açıdan besilik hayvan ve et ithalatının durdurulması kararını destekliyoruz.

Bir an önce, küçükbaş hayvan sayımızı artırmalı, nüfus artışı ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle kırmızı ette verilebilecek açığı küçükbaş etiyle kapatmalıyız.

Hayvancılığın geliştirilmesi için meraların korunması ve ıslah edilmesi,

Özellikle küçükbaş hayvancılıkta çoban sorununun halledilmesi,

Kırsalın ekonomik ve sosyal açıdan geliştirilmesi, genç nüfusun kırsalda tutulması için gerekenlerin yapılması,

İşletme altyapılarının iyileştirilmesi,

Dış pazarlarda üstünlük sağlamak için rekabetçi yapının kazandırılması,

Üretim-sanayi entegrasyonunun sağlanması,

Başta peynir olmak üzere ürünlere katma değer kazandırılması, markalaştırılması,

Hayvan hastalıkları ile etkili mücadele edilmesi,

Sınırlardan kaçak hayvan ve et giriş çıkışlarının önlenmesi sağlanmalıdır.

Kanatlı sektöründeki firmalar, bu kâr marjları ile bu sektörde kimsenin üretici olarak kalamayacağını hesap etmeli, buna göre hareket etmelidir.

Ülkemiz kanatlı sektöründe hastalıkların her zaman risk olduğu düşünülerek mücadelenin taviz verilmeden sürdürülmesi gerekmektedir.

Damızlık ihtiyacının yurt içinden karşılanmasına yönelik Ar-Ge yatırımları artırılmalıdır.

Dünyada çok büyük miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt ürünleri talebi vardır. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere yakın pazarlara yoğunlaşılmalı, mevcut pazarlarda rekabet edici ve pazar payını artırıcı tedbirler alınmalıdır. Verilen ihracat destekleri artırılmalıdır.

Çiftçilerimizin Tarım BAĞ-KUR primi; asgari ücretteki yüzde 15’lik artış ve aylık prim gün sayısının 26’dan 27’ye çıkması nedeniyle yüzde 19,5 oranındaki artışla 765 liradan 914 liraya çıktı. Borcu bulunmayan çiftçimize verilen 5 puanlık Hazine desteğini göz önünde bulundursak bile çiftçimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 654 liradan 781 liraya yükselmiştir.

Çiftçimiz işçi ve memurlarla aynı statüde değildir. İşvereni olmadığı için belirlenen primin tamamını kendisi ödemek zorundadır. Her ay bu primi ödemesine imkan bulunmamaktadır.

Tarım BAĞ-KUR sigortası prim gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Bu durumda çiftçimizin ödeyeceği aylık prim 508 liraya, Hazine desteği göz önünde bulundurulduğunda ise 434 liraya inecektir.

Kadın ve genç çiftçilere pozitif ayrımcılık yapılmalı, zor şartlarda üretim yapan çiftçilere her yıl için 90 gün fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.

 

Tüm üretici dileklerinin 2020 yılında gerçekleşmesi temennisiyle…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.