Takip Et

2014 YILI AYDIN 2014 YILI AYDIN TARIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ-15 Pamuk-6

Son beş yılda ülkemizde pamuk üretimi oldukça düşmüş, 385 bin ile 550 bin ton arasında seyretmeye devam etmiştir. Türkiye ise 2013 yılında 536 bin 369 dekar alanda 111 bin 990 ton pamuk lifi üretmiştir. Türk tekstilinin 1 milyon 500 bin ton civarında pamuk üretimine ihtiyaç duyduğu dikkate alındığında üretimin son derece yetersiz olduğu, pamuk ithalatına her yıl neredeyse 5 milyar dolar döviz ödediğimiz ortaya çıkmaktadır. Bu da önemli bir cari açık anlamına gelmektedir.

Pamuk maliyet ve satış fiyatlarını göz önüne aldığımızda dengenin üreticinin aleyhine olduğunu görmekteyiz.2004/2013 yılları aralığında 2004 yılına gör pamuk fiyatları 2013 yılında yüzde 76 artarken primler yüzde 118, mazot yüzde 233,gübre Amonyum nitrat yüzde 181 artmıştır. 2004 yılında 1 kg. pamuk 0,74 litre motorin ve 3,7 kg. gübre alırken, 2013 yılında 0,40 litre motorin 3, 35 kg. gübre alabilmektedir. Diğer girdilerde ise fiyat artışları bir hayli yüksektir.

Aydın’da ise son yıllarda pamuk alanları oldukça daralmış, pamuk yerini mısır, sebze, hububat ve meyveye terk etmeye başlamıştır. Bu gidiş ise Aydın’ın, ülkemizin en önemli pamuk üretim merkezlerinden birisi olma özelliğini tehlikeye sokmaktadır.

Pamuğumuzun her geçen gün azalsa da zirai mücadele, sulama, pamuk çeşit seçimi, toprak işleme teknikleri, gübreleme gibi sorunları devam etmektedir. Özellikle zirai mücadele konusunda Aydın ilinde “Pamukta Entegre Mücadele Programı” hazırlanmış olup, bu program dahilinde 2015 yılında yaklaşık olarak 100 bin dönüm alanda entegre mücadele yapılmalıdır.

Aydın ve Türk pamuğunun önemli bir özelliği ise GDO’lu pamuk tohumunun şu anda ülkemize girmemiş olmasıdır. Bu da pamuğumuzu, ipliğimizi ve tekstilimizi değerli kılmakta ve GDO’suz pamuk üretiminde ısrar etmeliyiz ki mevcut pamuk imajımız zarar görmesin.

Türk pamuğu denilince batı tüketicisinin aklına organik pamuk gelmektedir ki bu imajın daha da güçlenmesi gerekmektedir. Bunun için de ülkemize kesinlikle GDO’lu pamuk tohumlarının ithalatı engellenmelidir.

Bu da pamukta organik yetiştiriciliği gerekli kılmaktadır ki bu da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu alana özel destek vermesini gerektirmektedir. Zira özellikle Avrupalı hazır giysi tüketicileri de bu konuda seçici olmaktadırlar.

Pamuğun yoğun girdisi olan bir tarım ürünü olması tarım arazilerinin büyüklükleri ile bağlantılı olarak bu maliyetlerin de doğrudan etkilenmesine neden olmaktadır. 6537 Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile tüm tarım arazilerinde olduğu gibi pamuk alanlarında parsellerin daha büyük parçalar haline gelmesini sağlayacaktır. Bu da dekar ve kilogram başına pamuk maliyetlerinin düşmesini sağlayabilecektir. Miras yolu ile pamuk arazilerinin parçalanmasının önüne geçilmiş olması çok önemli bir gelişmedir.

 

Pamukçuluğun önündeki diğer bir engel de çırçır fabrikalarının ve sawgin tesislerinin günümüz modern üretim anlayışına cevap veremez hale gelmesidir. Pamuk üretimi düştükçe düşük kapasite çalışan bu tesisler kendilerini yenileyememektedirler. Ekonomik kalkınma kredileri başta olmak üzere bu tesislerin desteklemelerden yararlandırılması gerekmektedir.

 

Çırçır fabrikalarında standardizasyonun sağlanamamış olması ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Değişik cins ve farklı elyaf özellikleri içeren pamukların harmanlanması pamuk kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Devam edeceğiz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.