Takip Et

TARIMSAL SULAMANIN MİLLİ GELİRE KATKILARI

1947 yılından itibaren ülkemizde sulama yatırımlarına hız verilmiş,Osmanlı döneminde kullanılan “ark” sistemli sulamalar büyük oranda terkedilerek kanal,regülatör,kapalı sistem,cazibeli sulama gibi terimleri içeren modern sulama sistemlerine geçilmiştir.Bu yatırımlar 1950’den sonra hızlanmış 1960’lı yıllarda zirve yapmış günümüze kadar da yatırımları sürmektedir.

Günümüzde DSİ tarafından geliştirilen sulama sistemlerinin tasarımında sulama alanlarının %35’inde klasik (açık kanallı) sulama sisteminin, %38’inde kanaletli sulama sisteminin ve geri kalan %27’sinde de kapalı (borulu) sulama sisteminin uygulandığı ifade edilmektedir. İşletmeye açılan kapalı sistem sulama şebekelerinin tüm sulama şebekelerine oranı %27’dir. Bu oranın, etkin bir sulama yönetiminin ve önemli miktarlarda su tasarrufunun sağlanması amacıyla yeni yapılacak projeler ve eski sulama sistemlerinin rehabilitasyonuyla %45-50 seviyelerine ulaşması öngörülmektedir.

DSİ’ce işletilen sulamalarda, sulanan alanın %10’u salma, karık, tava gibi yüzey sulama yöntemleriyle, %54’ü yağmurlama sulama yöntemiyle ve %36’sı damla sulama yöntemiyle sulanmaktadır. Devredilen sulamalarda ise sulanan alanın %65’i yüzey sulama yöntemleriyle, %19’u yağmurlama sulama yöntemiyle ve %16’sı ise damla sulama yöntemiyle sulanmaktadır. Türkiye genelinde ise sulanan alanın %62’sinde yüzey sulama yöntemleri, %21’inde yağmurlama sulama yöntemleri, %17’sinde de damla sulama yöntemi uygulanmaktadır.

Ülkemizin ekonomisinde büyük önemi olan tarım sektöründeki üretim artışı, sulanan alanların ve birim alandan elde edilen verimin artışına bağlıdır. Tarımda verimliliğin artırılmasında ve tarım sektöründe katma değerin yükseltilmesinde sulama yatırımları en önemli etken konumundadır. Bir ülkenin ekonomisi büyüdükçe, ekonominin birincil, ikincil ve üçüncül sektörleri arasında kaymalar gerçekleşir. 1968-2010 yılları arasındaki yaklaşık 40 yıllık dönemde, Türkiye’de gerçekleşen ekonomik büyümeyle farklı sektörlerin GSYH’deki payları da değişiklik göstermiştir. Yıllar içerisinde, Türkiye’nin ekonomik karşılaştırmalı üstünlüğünün hizmet ve sanayi sektörlerine kaydığı görülmektedir.

GSYH kavramı, DSİ projeleriyle sulanan alanların milli gelire olan katkısını ifade etmektedir. Dolayısıyla bu katkı sulama ile sağlanan net gelire ilave olarak aile iş gücü karşılığı ve müteşebbislik payını, tarımda kullanılan sermayenin faizini, amortisman bedellerini ve vergileri de kapsamaktadır. DSİ tesisleri ile sulanan alandan bir yılda elde edilen GSYH ile projesiz durumda (sulama tesisleri yapılmadan önce) elde edilen GSYH arasındaki fark ise sulama projesinin ekonomik faydasını göstermektedir.

Bu bağlamda fayda-masraf oranı: sulama projesiyle değerlendirme yapılan yıl için her bir birimlik harcamaya karşılık, birim sulama alanından sağlanan fayda ile ulusal gelirde yaratılan katma değeri ifade edilmektedir. Bu değerin 1’den büyük olması sulama için olumlu bir gösterge olarak kabul görmektedir. 2017 yılı sulama sonuçlarına göre Türkiye ortalaması olarak DSİ’ce geliştirilen sulamalarda fayda-masraf oranı 3,34 olarak hesaplanmıştır. Bu değer DSİ’ce işletilen sulamalarda 4,34 işletme, bakım ve yönetim sorumluluğu devredilen sulamalarda ise 3,29 olarak tespit edilmiştir. Devredilen sulamalarda işletme ve bakım giderleriyle ilgili değerlendirme sonucunda birim sulama alanına düşen işletme ve bakım gideri ortalama 25,05 TL/da birim sulanan alana düşen işletme ve bakım gideri ise ortalama 38,7 TL/da olarak gerçekleşmiştir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.