Takip Et

BAĞCILIK, MANİSA BAĞCILIK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VE ATATÜRK

Dün 10 Kasım ve Ata’mızın ölüm yıl dönümü idi.

Atatürk’ün en önemli yönlerinden birisi bilimsel araştırmalara verdiği önemlidir. Bu açıdan olmak üzere Atatürk, tarımsal araştırmalarda da bilime önem vermekteydi.

Atatürk 1930’lu yıllarda Tarımsal Araştırma Enstitülerinin kurulması için yeni bir tarımsal dönem başlattı. Bu atılımın sonucu olarak kurulan enstitülerden birisi de Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’dür.

Kuruluşundaki gerekçelerden birisi de 1915 yıllarda Avrupa ve Anadolu’yu kasıp kavuran ve üzümbağlarını yk eden floksera zararlısı gerekçe oluşturmuştur.

 

“Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, en önemli bağ zararlılarından olan filokseranın ülkemize girerek bağları yok etmesinin ardından, bağların yeniden tesisinde kullanılmak üzere Amerikan asma fidanı üreterek çiftçilerimize dağıtmak görevi ile “Amerikan Asma Fidanlığı” adıyla 1930 yılında kurulmuştur. 1960 yılından itibaren Ege Bölgesinde bağcılıkla ilgili sorunların yaşanmaya başlanması üzerine asma fidanı üretimiyle beraber, sorunların çözümüne yönelik araştırma yapma görevi de verilmiştir.”

 

Manisa’nın seçiliş nedeni, coğrafyası itibari bu ilimizin Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde bağcılık merkezlerinden birisi olmasıdır.

 

“Kuruluşundan bu yana değişik isimler altında Ege Tarım Bölgesi öncelikli olmak üzere tüm Türkiye genelinde bağcılığın sorunlarını çözümlemeye yönelik araştırma çalışmalarını yürütme görevine devam eden kurum, en son 2011 yılında Bağcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü ismini almıştır.”

 

Atatürk her atamada olduğu gibi bu enstitümüzün yönetiminin atanmasında gene liyakata önem vermiştir.

 

“Bağcılık Araştırma İstasyonunun kurucusu ve ilk müdürü Reşat İDİL’ dir. O zamanki adıyla Amerikan Asma Fidanlığı Memur Sicil Defterinde yazanlara göre Reşat İDİL 1331 Kanunisani (Miladi 1915) de Manisa Mekteb-i İdadi’ sinde Tabiiye Hikemiye Kimyeviye Malumat Sınaiye ve Makine Muallim vekili olarak memuriyete başlar. 18.10.1930 da 120 lira ücretle “Amerika Asma Fidanlığı Mütehassısı” görevine getirilir.”

 

“Eşi Atatürk’ ün kucağındaki kız olarak ünlenen Nuriye İDİL eşini şöyle anlatmaktadır: “Atatürk eşimin de hayatını değiştirdi. 4 dil bilen Ziraat Fakültesi mezunu eşimi, bağcılık konusunda ihtisas ve araştırma yapması için ABD'ye gönderdi. Eşim ABD Berkeley Üniversitesi'nde üç sene üzümcülük eğitimi aldıktan sonra Manisa'da büyük bir bataklığı kurutup üzerine Türkiye'nin en büyük fidanlığını kurdu. Aldığı eğitim ile kocam Ege'ye üzümcülüğü getirdi. Vaktiyle üzümcülük, Anadolu'da Rumların elindeymiş. Savaş sonrası onların Türkiye'yi terk etmesi ile kaybolan üzümcülüğün yeniden hayata geçmesini, Atatürk'ün verdiği olanaklarla kocam sağladı”

 

“Ve Reşat İDİL’ in torunu ABD"nin Chicago kentinde yaşayan başarılı bir medikal-onkolog ve hematolog olan Dr. Erol Yorulmazoğlu’ nun anlattıkları şöyledir: “Savaş sonrasında dedem, TRT"nin "Cumhuriyet"e Kanat Gerenler" programında belirttiği gibi Atatürk"ün seçtiği 25-30 gençten biri olarak California"da aldığı eğitim ile Ege"ye üzümcülüğü getirmiş. Vaktiyle üzümcülük, Anadolu"da Rumların elindeymiş. Fakat savaş sonrası onların Türkiye"yi terk etmesi ile kaybolan üzümcülüğü Atatürk"ün verdiği olanaklarla dedem, yeniden hayata geçmesini sağlamış.”

 

Kaynak:APELASYON DERGİSİ-apelasyon.com 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.