Takip Et

DÜNYA GIDA GÜNÜ İZLENİMLERİ-4

Ankara’da Gıda tarım Hayvancılık Bakanlığı Mehmed Akif Ersoy salonunda yapılan Dünya Gıda Günü kutlamaları ile ilgili izlenimlerimizi sürdürüyoruz.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın gıda ve açlıkla ilgili düşüncelerini ortaya koymayı sürdürüyoruz.

Mülteci sorununun temelinde güvenlik kadar açlık da yatmaktadır

“BM rakamları, 2015 yılında yaklaşık 244 milyon uluslararası göçmen olduğunu ortaya koyuyor. Bu rakam Türkiye nüfusunun üç katından fazladır ve 2000 yılı rakamının yüzde 40 üzerindedir. 2013 yılında, Türkiye’nin 10 katına yakın, 763 milyon insan da kendi ülkeleri içinde göç etmiştir. Bugün 65 milyon zorunlu göçmen bulunuyor. Bu rakamın 21,3 milyonu mülteci; 40,8 milyonu ülkesinde yerinden edilmiş kişi ve 3,2 milyonu ise sığınmacıdır. Dünyadaki mültecilerin dörtte biri, Türkiye, Pakistan ve Lübnan’da yaşıyor.

Rakamlar, Türkiye’nin önemi de büyüklüğü de gösteriyor. Çünkü, ülkemiz tek başına 4,5 milyon kayıtlı mülteci, sığınmacı ve yabancıyı bu topraklarda barındırıyor. Kayıtlı olmayanları da dahil ettiğimizde bu sayının 5 milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Ülkemizde sadece Suriyeli sığınmacı, mülteci sayısı 3,2 milyonun üzerine çıkmış durumda.

Şu anda ülke nüfusumuz 80 milyon geçti. Türkiye’ye, 40 milyona yakın turist geliyor. 2050’de ülke nüfusumuz 95 milyonu geçecek. Belki çok daha fazla sığınmacı ve yabancıyı beslemek zorunda kalacağız. Turist sayısı da artacak. Demek ki çok daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak. Daha fazla, et ve süt tüketeceğiz. Önümüzdeki yıllarda üretimimizi, bu gelişmeleri de dikkate alarak artırmazsak gıda açığı yaşarız.

Sadece kendimiz için değil, içinde bulunduğumuz ve esasen gıda açığı olan bölge ülkelerini doyurmak için de daha fazla üretmek zorundayız. Bütün bunları düşününce, Türk tarımının sadece ülkemiz için değil, bölgemiz ve dünyamız açısından da büyük önem taşıdığını görüyoruz.

Aklımızı başımıza almazsak, açlık sorununu gelecekte de zor çözeriz”-

 

Dünyanın, 21. yüzyılı yaşadığımız şu yıllarda hala açlık ve yetersiz beslenme sorununu çözülememiştir.

 

“Aklımızı başımıza almazsak, enerji ile birlikte en stratejik sektör olan tarımı en önemli gündem maddesi yapmazsak, bu açlık ve yetersiz beslenme sorununu gelecekte de zor çözeriz.

Dünyada tarımsal üretim, açlığı bitirecek ve artan gıda talebini karşılayacak düzeyde artmamaktadır.

Gıda açığını kapatma konusunda en önemli ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ülkemiz olağanüstü büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Buna karşın, tarımımızın parçalı arazi yapısı, sulama altyapısının tamamlanamaması, örgütlenmenin yetersizliği gibi yapısal sorunları da vardır. Yapısal sorunların getirdiği maliyetler de bulunmaktadır.

 

Çiftçimize destek isterken yapısal sorunların getirdiği maliyetleri de dikkate alarak talepte bulunuyoruz. Bunda da haklıyız. Çünkü, rakiplerimizle rekabet edebilmek için aynı maliyetlerle üretim yapabilmeliyiz. Dünyada gıdaya talebin arttığı bir konjonktürü yaşıyoruz. Bu konjonktürü ıskalamamalı, bundan en iyi şekilde yararlanmalıyız. Tarımımızın yapısal sorunları çözülür ve çiftçimizin önü açılırsa, sadece ülkemizi doyurmaya devam etmekle kalmayız, rahatlıkla içinde bulunduğumuz bölgenin gıda ambarı olur, gıda açığını da kapatırız. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.