Takip Et

TARIMSAL SİT ALANLARI-3

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’in geçtiğimiz günlerde tarım arazilerinin korunması amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında 49 ildeki 141 ovanın koruma alanı ilan edildiğini söyledi.

Ancak bu güzel amacın önünde duran yasal engelleri vermeye devam ediyoruz.

14.10.2008 tarih ve 27024 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNE YÖNELİK JEOTERMAL KAYNAK ALANLARININ KULLANIMINA DAİR YÖNETMELİK” Tarımsal Sit Alanları

ve Büyük Ovalar Projesinin önünde dev bir duvar gibi durmaktadır.

Bu yönetmeliğe göre;

Kamulaştırma

MADDE 4 – (1) İşletme ruhsatı sahibi, ruhsat süresince işletme faaliyetlerini varsa özel mülkiyete konu taşınmaz sahibinden izin alarak yürütür. İşletme ruhsatı sahibi, elektrik enerjisi üretimine yönelik işletme faaliyetleri ile ilgili sondaj yerleri, isale hatları, kaptaj ve akışkanın kullanımına ilişkin tesisler gibi gereksinimler için yer ve güzergaha yönelik taşınmaza olan ihtiyacını taşınmazın sahibi ile anlaşma yoluyla sağlayamaması halinde İdareye başvurarak kamulaştırma talebinde bulunabilir. Talep İdare tarafından incelenir ve en geç bir ay içinde karara bağlanır. İdarece talebin uygun bulunması halinde kamu yararı kararı alınır. Elektrik enerjisi üretimine yönelik işletme faaliyetleri için kamulaştırma işlemleri 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun 12'nci maddesi çerçevesinde yürütülür” demektedir.

Bu yönetmelik maddesine göre tarım arazisi sahibi herhangi bir üreticimiz, tarım arazisine göz diken jeotermal yatırımcıya arazisini vermek istemediği takdirde konu valilerin önüne gidecek, ilin valisi kamu yararının tarımdan veya jeotermal enerjiden yana olduğu konusunda karar verecektir.

Şu ana kadar çıkan kararlar hep jeotermalcilern lehine, Türk çiftçisinin aleyhine olmuştur.

Her ne kadar Danıştay, valilerin bu konuda karar vermeleri konusunda yürütmeyi durdurma kararı almışsa da…

Türk tarımının ayakta kalan koruyucu yasalarından birisi de 2872 sayılı “ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI” hakkında kanundur. Bu yasa,

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.”

Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10'unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu halde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez, İzinsiz kesenler veya sökenlerden ağaç başına iki milyon liradan beş milyon liraya kadar hafif para cezası alınır. Kesilen ve sökülen ağaçlar müsadere edilir” demektedir.

Bu kanun da jeotermalciler tarafından yok edilmek istenmektedir.

Bugün bu yasa yokmuş gibi faaliyet göstermekte, önüne gelen her zeytinliği tarumar etmekte, önlerine çıkan her zeytini sökerek yok etmektedirler.

Tarımsal SİT alanlarının önündeki engellerden birisi de bu uygulamalardır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.