Takip Et

TÜRK ÇİFTÇİSİNİN 2017 YILI BEKLENTİLERİ-7

Türk milleti için devlet babadır.

Devletin yol göstericiliği ise vazgeçilmezdir.

Tarımda ise, pek çok sektörde olduğu gibi “bırakınızcı” bir anlayış hâkimdir ki bu da üretim planlaması başta olmak üzere tüm üretim mekanizmasını olumsuz etkilemektedir.

Üretme becerimiz ve ihracat şansı bulunan ürünleri az ürettiğimiz gibi, yine üretme becerimiz olan pamuk gibi stratejik ürünlerin büyük bir miktarını yurt dışından temin etmekteyiz.Bu da anlamsız bir şekilde yurt dışına oluk oluk döviz akıtmamıza neden olmaktadır.

Devletin tarımda yol gösterciliğinin adı “ürün planlaması”dır.

Üreticimiz gelecek yıl yetiştireceği ürünün seçiminde bu yılın girdi ve ürün satış fiyatlarını dikkate almaktadır.

Bu da stok yaratılmasına ve arz-talep dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Hele o ürünün ihraç şansı yoksa üreticinin borcu bir kat daha artmaktadır.

Devlete düşen ise düzenli olarak rakamları yayınlamak ve üreticinin bu konuda mutlaka bilgi sahibi olmasını sağlamaktır. Hangi ürünün üretim miktarı ne kadardır? İç pazarda bu ürünün yıllar itibari le tüketilme miktarı ve eğilimi ne kadardır, hangi yöndedir? O üründen kişi başına ne kadar tüketmişiz? Bu ürünü hangi ülkelere ne miktarda satmışız? Bu ürünün dünya genelinde üretimi ve ihracatı nedir? İhracatta karşılaşılacak tehdit ve fırsatlar nelerdir?

Bu soruların cevapları, üreticiye üretim sezonundan önce ulaştırılmalıdır.

Her ne kadar tarım havzaları projesi ile devlet bazı ürünlere destekleme vererek arz açığı olan ürünleri desteklese de destekleme kapsamı dışında kalan ve özellikle tek yıllık ürünlerde ürün planlaması yapılmamaktadır.

Bazı ürünler de vardır ki olmazsa olmazdır. Bunların başında pamuk gelmektedir. Fındık, kuru üzüm, kuru incir, bakliyat, yaş sebze ve kuru meyveler bu sınıftadır.

Bu ürünlerinin ederini bulması da yetmez.

Çay, kayısı, kuru incir, Antep fıstığı ve üzüm gibi ekolojik üstünlüğü olan, neredeyse milli olarak kabul edeceğimiz ürünler “Ekolojik değeri yüksek, korunması şart ürünler sınıfı”na dahil edilmelidir.

2017 için pamuk ümit vermektedir. Dünya piyasalarındaki rakamlar bunu göstermektedir.

Ancak devletin bu konuda herhangi bir sözü bulunmamaktadır.

İşte bu noktada devlet konuşmalıdır: Ya ek, ya da ekme…

Serbest piyasa ekonomisi denilen şey, batının bize dayattığı bir sömürme düşüncesinden başka bir şey değildir.

Serbest piyasa disiplinsizce sektörleri kavga ettirmek de değildir.

Türk çiftçisi 2017’de devletten yol gösterici tavrını ortaya koymasını beklemektedir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.