Takip Et

Ekonomik ve Ticari Bir Tarım Ürünü Olarak İncir-2

19. yüzyılda Aydın'ın en önemli tarımsal ürünü ve ticari metası olan incir, pek çok ülkede revaç görmekteydi. Bu ürünün en büyük pazarını ABD başta olmak üzere İngiltere, Almanya, Fransa ve Mısır gibi ülkeler oluşturmakta; incir ve hurdasının bu ülkelere yapılan dış satışından dolayı oldukça yüklü bir para Osmanlı ülkesine akmaktaydı. (96)

Sözü edilen bu süreçte gelir gider hareketleri incelendiğinde tarımsal ürünler, özellikle de incir gelirleri önemli bir yer tutar. Örneğin Ömer Lütfü Efendi’nin ihtisap nazırlığı döneminde Aydın Güzelhisarı ihtisap gelirlerinin önemli bir kalemini incir oluşturmaktaydı. Aydın ve Manisa şehirlerinden elde edilen toplam incir geliri, 41 bin 824 akçedir.(97)

XIX. Yüzyılın sonları ve XX. Yüzyılın hemen başlarında Aydın ve çevresinde kuru incir üretiminde dalgalanmalar meydana gelmesine rağmen XX. Yüzyılda belirgin bir üretim artışı dikkati çekmektedir:

Yıl Ton

1888 12.32

1892 14.52

1897 14.96

1900 15.84

1908 23.10

1912 22.79 (98).

XIX. Yüzyılın son çeyreğinde incir, üzüm, zeytinyağı ve pamukla beraber Batı Anadolu’nun en değerli ihracat metaı halinde idi. 22 yıllık dönem içerisinde incir ihracatı ile ilgili olarak elimizde şu rakamlar bulunmaktadır:

Yıl İhracat Tutarı(Altın Lira)

1878 241.314

1885 344.046

1890 429.653

1900 571.738 (99).

1878 Yılında Osmanlı İmparatorluğu 1 milyon 57 bin 260 Altın Lira olarak üzüm, 523 bin 762 Altın Lira olarak zeytinyağı, 344 bin 310 Altın Lira olarak Pamuk, 241 bin 314 Altın Lira olarak incir ihraç ettiğini görmekteyiz.

1878 yılında ihracat içinde incirin yeri bu dört ürün arasında son sırada iken, 1900 yılına gelindiğinde zeytinyağının çok önünde olduğu pamuk ile başa baş bir rakama ulaştığı görülmektedir.1873 yılında İzmir ihracatı içinde incirin payı yüzde 4‘ler seviyesinde iken dört yıl sonra yüzde 15’e ulaştığını görmekteyiz.

Cuinet’in Fransa Ticaret Odası için derlediği bilgiler içinde 1894 yılına ait yıllıkta yer alan incir ihracat değerleri ile ilgili rakamlara baktığımızda 10 milyon 560 bin Kg ve 8 milyon 780 bin lira ile kuru incir ilk sırada yer almaktadır. İhraç ürünleri içinde kuru inciri sırasıyla zeytinyağı, meyan kökü, arpa, buğday, susam, pamuk, palamut, mısır ve kuru üzüm izlemektedir.

1900 yılına gelindiğinde 1 milyon 327 bin 296 Altın Lira olarak üzüm, 191 bin 472 Altın Lira olarak zeytinyağı, 598 bin 829 Altın Lira olarak Pamuk, 571 bin 738 Altın Lira olarak incir ihraç etmektedir. (100)

20. Yüzyıl başlarında hurdasıyla beraber 95–105 bin yük derecesinde bir senelik hâsılatı olan Aydın sancağı incirlerinin aynı tarihlerde yörelerine göre ihraç edilen incir miktarı şöyleydi: Ortakçı istasyonundan 1500, Kuyucak ve Horsunlu’dan 1000, Nazilli istasyonundan 12 bin, Atça’dan 2 bin, Sultanhisar’dan 4 bin yüktü. İncirin hanlarda işlendikten sonra seçile seçile arta kalan kısmıdır ki hurda malından daha aşağı bir nevi addolunup ispirto imalinde de kullanılıyordu. (101)

Mehmet Ziya’nın incir yetiştirme alanlarını bu şekilde açıklarken 1922 yılında Türkiye İktisat Mecmuası aynı konuda şu bilgileri vermektedir:

“Aydın havzasında yetişen incirlerin “evsaf ve kıymet” itibariyle birbirinden farkı ve cinsleri: Sarı lop; kıtası ayrı kuyruğu hemen yok gibi, kısa, kabuğu ince, açık sarı renkli, kuru beyaz ve lezizdi. Gök lop; sarı loptan kabuğunun açık yeşil renginde olmasıyla farklıydı. Piyasada alınıp satılan yüzde 98 bu çeşitlerdi. Kara yaprak; kıtası daha koyu mahsulünün beyazlığı ile diğerlerinden ayrılıyordu ve miktarı azdı. Yemeklik olarak sarf olunuyordu. Yani kuru meyvecilikte ehemmiyetli bir mevki yoktu. Bardakçı; kıtası nispetiyle küçük kuyruğu uzun, yaş olarak yenir. Siyah ve mor incir; kıtası daha çok küçük rengi siyah ve mordur. Kurusu piyasada tutulmaz, fakat mahallinde sarf olunur. Adi ve hurda mallar arasına karışırdı.”(102)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.