Takip Et

Tarihte Aydın’da incir üretimi ve son 95 yılda incir piyasaları-3

İncirin piyasaları Osmanlı Devletinin son yüz elli yıllık döneminde günümüzün ticari şartlarına yakın bir biçimde oluşmuştur. Son doksan beş yılda incir piyasalarını ele alan bu yazı dizimizde Osmanlı Dönemi’nde incirin ekonomideki yerini ve fiyatlarını da vermeye devam ediyoruz.
Sabri Yetkin’in “Tariş Tarihi”’nde verdiği bilgilere göre:” Aydın ilinde iktisadi değişimin bir sonucu olarak çok net görülen ürünlere yönelik “coğrafi ihtisaslaşmanın” en önemli örneklerinden birini de incir oluşturmaktaydı. Aydın ilinde incir ağaçları etek ovalarının yakın kısımlarını yani nispeten alçakta bulunan alüvyal toprakları kaplamıştı. Aydın demiryolunun iki tarafında Reşadiye- Karapınar, Umurlu- Nazilli istasyonları arasında en çok yoğunlaştığı gözlenen bu incir ürünü dünya piyasalarında tanınmış ve yörenin talep edilen belli başlı bir ihraç ürünü olmuştu. “Kıymet-i ticarisiyle mahsulû mütearif olan yerler; Aydın, Nazilli, Bozdoğan, Söke, Karacasu, Çine, Karapınar, Erbeyli, Germencik, Selçuk, Ödemiş, Bayındır, Kuşadası’ydı Bu kasabaların mahsulü İzmir pazarlarında en canlı mamulâta zemin teşkil ederdi ve bilhassa Erbeyli malları ziyadesiyle makbuldü”
Cumhuriyetin ilk döneminde incirle ilgili yegâne derli toplu eseri kaleme alan Mehmet Ziya o dönemin incir alanlarıyla ilgili olarak şu bilgileri vermekteydi:
   “Erbeyli incirlerinin üretimi neredeyse İzmir’in tüm merkez sancaktadır. Sayıları oldukça fazla ve her birinin adı birçok köyün guruplarını temsil ediyor. Ayasulug, Balatçık, Değirmencik, Karapınar, Erbeyli vs. aralarında sayabileceklerimiz.”
 “Kıymet-i ticarisiyle mahsulû mütearif olan yerler; Aydın, Nazilli, Bozdoğan, Söke, Karacasu, Çine, Karapınar, Erbeyli, Germencik, Selçuk, Ödemiş, Bayındır, Kuşadası’ydı Bu kasabaların mahsulü İzmir pazarlarında en canlı mamulâta zemin teşkil ederdi ve bilhassa Erbeyli malları ziyadesiyle makbuldü”
Sökeli bir değerli öğretim üyemiz olan Sayın Olcay Pullukçuoğlu Yapucu araştırmasında, 19. Yüzyıl Osmanlı’sındaki Ege’deki ticari yolları ele alırken, bu yollarda taşınan incirin öneminde vurgu yapmaktadır: 
Ayrıca incirin en kalitelisinin yetiştiği yerlerden biri de Nazilli idi. İncir her dönemde özellikle saray sofralarının gözdesidir. XIX. Yüzyıla gelindiğinde incir, uzak ülkelerdeki sofraların da gözdesiydi. Ağustos ayı sonlarında toplanan incir, Nazilli’de büyük yığınlarla hanlara, çarşılara hatta sokaklara konur. Her cins ve renkten kadınlar incirleri kutulara yerleştirmek için şehir ve civarına dolarlar Her biri yüzlerce deveden oluşan kervanlar inciri İzmir’e taşırdı.
Bugünkü Efeler İlçesi’nin ekonomisinde de incir önemli bir yer tutmaktadır. 1891 yılı Aydın Vilayeti Salnamesinde Aydın Vilayeti genelinde yetiştirilen tarım ürünleri ile ilgili bilgiler verilmektedir. Dikkati çeken nokta XIX yüzyılın sonlarında yetiştirilen ürünler içinde bugün Aydın İli için herhangi bir değer ifade etmeyen haşhaş(afyon),meyan kökü, palamut ve harnup (keçiboynuzu)un önemli bir gelir kaynağı olmasıdır. Yine aynı dönemde, bugün önemi azalmış olan yulaf ve baklanın önemli bir değer ifade etmesidir.
“Enva-i ve Miktar-ı Mahsulât:
Vilayette her türlü mahsulât yetiştirilse de başlı vekayet(?) üzere olanlar: buğday, arpa, yulaf, bakla ile pamuk, tütün, haşhaş mezruatı ve incir, meyan kökü, palamut mahsulâtı ve bilhassa servet-i umumiyesinin en büyük kısmını teşkil eyleyen bağcılık ve bunlardan başka harnup…”
           Aydın merkez kasabanın1895 yılı tarım görüntüsü çizilirken verilen rakamlar dikkat çekicidir:
       “Aydın Kasabasında 32 000 dönüm arazide senevî 16 000 kile-i İstanbul hazetta(?),ve 3000 dönümde 2 bin 500 kile galaf zahire, 25 bin dönümde 32 bin  500 kile çavdar,100 dönümde 100 kile kumdarı, 6 bin dönümde 2 bin 500 kile burçak,4 bin dönümde 2 bin 500 kile akdarı, 500 dönümde 400 kile bakla, 150 dönümde 350 kile susam,50 dönümde 150 kile nohut, zira edilir. Ve 8 bin 500 dönümde 700 bin atik kıyye çekirdekli pamuk,32 bin dönüm razide 170 bin kile arpa ve senevi 120 bin kantar incir, 300 bin kantar hurda incir husule gelir. Ve mahsulat-ı mezkure alınır, satılır.”
XIX. Yüzyılın sonunda sadece Aydın Kasabasının kuru incir üretimi yaklaşık 855 tondur. Burada dikkati çeken ise toplam üretimin beşte birinin hurdaya ayrılmış olmasıdır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.