Takip Et

Cumhuriyet Hükümetlerinin Tarıma Yaklaşımı-86

1.Özal Hükümeti'nin görev aldığı yıllarda da tarım kesiminin milli gelirden aldığı pay azalmaya devam etmiştir.

Tarımın gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYH) içindeki payı, uzun bir durağan dönemden sonra hızla düşmeye başlamıştır. 1920’li yıllarda tarımın GSYH içindeki payı % 45 iken, 1960’lı yılların sonuna kadar bu oranda büyük bir değişme olmamış, %40 civarında kalmıştır. Ancak bu dönemden sonra tarımın GSYH içindeki payı hızlı bir biçimde düşme göstermiş, bu oran 1980 yılında % 24,2, 1990 yılında % 16,3 düzeyine kadar gerilemiştir. Son yıllarda tarımsal üretim artışı, nüfus artış hızının gerisinde kalmıştır. 1990–2000 döneminde nüfus % 18,3 oranında artarken tarımsal üretimdeki artış % 13,8 olarak gerçekleşmiştir.

Hedeflenen % 7 büyüme hızı, olumsuz gelişmeler sonucunda gerçekleşmemiştir. İlk yıllarda tarım sektöründeki gelişmelerle hedefe yakın büyüme hızı kaydedilmiş ancak, plan sonunda % 50 gerçekleşme yaşanmıştır. Bu dönemde bazı tarımsal göstergeler şöyle gerçekleşmiştir; cari fiyatlarla tarımın GSMH'daki payı yaklaşık % 17; kırsal alan nüfusu % 41; tarım işletme sayısı 4; ortalama arazi genişliği 59,1 dekardır. Tarım işletmelerinin % 67 sinde arazi büyüklüğü 50 dekarın altında ve yaklaşık % 85 inde ise arazi büyüklüğü 100 dekarın altındadır. 1000 dekarın üstünde araziye sahip işletme oranı ise binde 3'tür. (1)

1923-1967 arasındaki 44 yıllık dönemde yıllık ortalama % 7,3 büyüyen tarımsal katma değer, 1968- 1980 döneminde % 1,3, 1968-1990 döneminde % 1,2, 1968-2000 döneminde % 1,3 oranında büyümüştür. (2)

1980’li yılların başında ithal ikameci sanayileşmeye dayalı kalkınmacı politikaların yerini, ihracata dayalı büyüme politikalarının alması ile birlikte tarım ve gıda sektörünün de yeniden yapılanma politikaları uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni dönemin temel özelliği deregülasyon (deregulation) politikalarına dayanmasıdır. Deregülasyon politikalarının uygulanması ile birlikte sübvansiyon miktarları düşürülürken, tarım kredisi faizleri yükseltilmiş, desteklemeye konu olan ürün sayısı azaltılmıştır. 1980 yılında üretimi desteklenen tarım ürünlerinin sayısı 22 iken, bu sayı 1990 yılında 10’a düşmüştür. Diğer yandan, Dünya Bankası ve IMF’nin taleplerine uygun olarak kamu sektörünün küçültülmesi amacıyla tarım sektöründe faaliyet gösteren KİT’lerden bazılarının özelleştirilmesi gündeme gelmiştir. (3)

1980’li yıllarda dış ticaret rejiminin liberalizasyonu ile birlikte tarımsal ürün ithalatında önemli artışlar yaşanmıştır. 1984 yılında gıda ürünlerinin ithalatına uygulanan vergi ve harçlar önemli ölçüde aşağı çekilmiştir. Bunun sonucunda bazı tarımsal ürünler ithalatı önemli miktarlara ulaşmış, ithalattaki artış sonucunda kimi sektörler olumsuz etkilenmeye başlanmıştır. Bu politikaların uygulanması ile birlikte en çok olumsuz etkilenen sektörlerin başında hayvancılık ve et üretimi gelmektedir. Gıda ve tarımsal ürünler ticaretinin serbestleşmesini takiben canlı hayvan ve et ithalatındaki sıçrama, yerel üretimin ve hayvancılığın gerilemesine yol açmıştır. 15 sene içerisinde Türkiye’nin süt, peynir, yağ ve dondurma gibi sütlü ürünler ithalatı da yükselmiştir. Diğer yandan sebze ve meyve ithalat ve ihracatında da benzer gelişmeler izlenmektedir. Bu dönemde ithal avakado, ananas, Hindistan cevizi ve kivi gibi tropik meyveler üst ve orta sınıf haneler tarafından tüketilir duruma gelmiştir. (4)

 

===============================

(1): Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım (Anonim).

(2):TÜİK, 2010.

(3): B. Ali EŞİYOK, KALKINMA SÜRECİNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN EKONOMİDEKİ YERİ, YAPISI VE GELİŞME DİNAMİKLERİ (1923-2004) s 25.

(4): EŞİYOK,aga.s 25. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.