Takip Et

İLK ÇAĞLARDA ZEYTİN

Anavatanı Akdeniz olan zeytin ağacı, başlangıçta doğal olarak yetiştirilirken değeri arttıkça insan eliyle üretilen bir tarım ürünü haline gelmiştir.

Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yeri tam olarak bilinmemekle birlikte yapılan çeşitli arkeolojik çalışmalar, zeytinin tarihi hakkında aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Bu konuda eldeki en eski veri, Ege Denizi'nde Santorini adasında yapılan arkeolojik çalışmalara dayanmaktadır. Bu çalışmalarda 39 bin yıllık zeytin yaprağı fosilleri ortaya çıkarılmıştır. Kuzey Afrika'da Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise M.Ö. 12 bin yılına ait zeytin ağacı bulgularına rastlanmıştır. Kültürel anlamda zeytin yetiştiriciliği M.Ö. 6000 yıl kadar önce başladığı bildirilmektedir. Mısır’da M.Ö. 2600 yıllarına ait zeytin ve zeytinyağı üretimine dayanan sağlam bulgular vardır. Diğer yandan Hatay ve Mardin illerinde zeytinin bilinen en eski kalıntılarına rastlanmıştır. Bu husus tarih uzmanlarının "Zeytinin Anavatanı Anadolu'dur" yargısını kuvvetlendirmektedir (235).

Jeolojik devirlere ait tabakalardaki yapraklarının fosillerinden, zeytin ağacının çok eski bir geçmişe sahip olduğu anlaşılmaktadır. İnsanlık tarihine değin dayanan bu ağaç, anavatanı Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Hatay bölgesi iken, Fenikeliler ve Sami kabileleri aracılığı ile yavaş yavaş Adalar denizine kadar uzanan sahaya yayılmıştır (236).

Eski çağda zeytin yetiştirme ve yağ ekonomileri üretimi iki açıdan incelenmelidir. Toplumun ihtiyaçları ve ihracat için yaratacağı artı kapasite. Bu kapasite ise büyük ölçüde nakliyenin kolay yapılıp yapılmadığına bağlıydı. Elimizde var olan bilgiler, zeytinyağının üretim ve pazarlamanın ilk olarak Suriye ve Filistin bölgesinde başladığını göstermektedir. Kuzey Suriye’deki Halep şehrine yakın olan Ebla şehrindeki bulgular ve arşiv verileri M.Ö. III. binin ortalarında tarım toprağı bakımından ekilen mahsul alanı bakımından üçüncü sırayı zeytin ağaçlarının aldığını göstermektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.