Takip Et

19.YÜZYILDA AYDIN VİLAYETİ TARIMINA BİR BAKIŞ-1

Günümüzle kıyaslamak açısından, okuyucularımıza Aydın ilinin 19.yüzyıldaki tarımının resmini çizmeye çalışalım:

XIX. yüzyılın ortalarında –Aydın- Güzelhisar’ın XIX. yüzyılın ortalarında hane reislerinin % 98’i tarımla uğraşan küçük üreticilerdir. Bu grup, defterlerde çiftçi, erbab-ı ziraat, rençber, otlakçı gibi adlarla anılır. Bunun yanında tarım ve hayvancılıkla ilgili alanlarda hizmet gören toplam hane sayısının %23’ünü oluşturan işçilerin tarım işçisi ve bağ-bahçede çalışanlar olduğu kabul edilirse geçimini tarımdan sağlayanların oranı daha da artar. Bu grupta ırgatlar, çobanlar, deştebanlar, bahçıvanlar, çuhadarlar, sığırtmaçlar sayılabilir (143).

Aydın Sancağı kazalarına genel olarak baktığımızda yerleşim birimlerinin tamamına yakınında tahıl ürünleri, baklagiller, keten ve kendir, susam, üzüm, bostan, bağ, bahçe işleri ile uğraşılmaktadır. Badem ve narenciyede bölgenin önemli ürünleri arasında yer almaktaydı. Çoğu zaman tahrir defterlerinde meyve isimleri ayrı ayrı zikredilmeden vergiler “öşr-i meyve” adı altında verilmiştir. Aydın livasında tarıma uygun olmayan bölümlerinde küçükbaş hayvancılığın yanında inek, manda ve deve de beslenen hayvanlar arasındadır. Balıkçılık kıyıya sınırı olan kazalarda kısmen yapılsa da liva genelinde pek yaygın değildir. Bu yerleşim birimlerinin bazılarında yaylak ve ormanlık olarak kaydedilmiş alanlar da bulunmaktadır (144).

Batı Anadolu, öncelikle sarayın ve başkentin ihtiyacını karşılayan iaşe bölgesi durumundaydı. Aydın Sancağı ve çevresi birincil bir tahıl kaynağı değildir, ama bölgede yetişen başka ürünler özellikle eşsiz üzüm ve incirin, ayrıca zeytinyağı ve pirincin önemli müşterisi kiler-i hümayundur. Ve bu yüzden bazı ürünlerin ihracatı yasaklanmıştır.

XIX. yüzyıl ortalarında bölgede ve Aydın’da yetiştirilen tarımsal ürünler büyük çeşitlilik gösterir. En değerli ürün olarak tütün, pamuk veya üzümü düşünecek olursak bunlar da geçimlik değil, aslında ticari üründür. Özetle bu dönemde Aydın ve kazalarında sanayi bitkilerinin üretimine yönelme vardır. Meyan kökü, susam, zeytin, zeytinyağı, keten bu açıdan zikredilmelidir.

Aydın, tahıl dışı tarımın yaygınlığı ve yüksek verim gibi özellikler nedeniyle, bütünüyle tarıma dayalı Osmanlı ekonomisi içinde özel bir yere sahipti.

Toplam ekili alanın 1/3 'ü ne yakınında tahıl dışı tarım yapılmaktaydı. Bunun dışında zeytincilik ve incircilik yörede şimdi olduğu gibi oldukça önemliydi.

Sanayi bitkilerinin ekiminin yaygınlığına rağmen Aydın'da tahıl önemini hiçbir zaman kaybetmemiş, buğday ve arpanın yanı sıra, yörede darı mısır ve çavdar ekimi de yapılmaktaydı. Darı bütün Sancakta bulunmasına rağmen özellikle Sancağın batı kesiminde, Söke ve Kuşadası ilçelerinde ekilmekteydi.

Aydın, baklagiller üretimi açısından da gelişmiş toplam ekili alanların % 5 'ine yakınını oluşturuyorlardı. Özellikle, ülke üretiminin % 7' sinden fazlasını karşılayan bakla tarımı önemliydi.

Yörede pamuk ekimi de yaygın olarak yapılmaktaydı. Batıdaki Ege Deniziyle kıyısı olan ilçeler ile Çine dışındaki bütün ilçelerde pamuk ekonomik açıdan büyük önem kazanmıştı. Ülke ortalamasının iki katına yaklaşan yüksek verim özelliği ile pamuk tarımı yapılan alan, Osmanlı Devleti pamuk ekili alanlarının % 5,6’sı kadarken, bu ekili alanlardan elde edilen pamuk üretimi ülke toplamının 1/10'unun üzerinde idi. Aydın da ülke genelinde pamuk üretiminde İzmir ve Çukurova gibi söz sahibiydi. 7 Haziran 1866 yılında 133 km uzunluğundaki İzmir - Aydın demiryolunun işletmeye açılması Menderes Vadisi için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Söke Ovası tamamen pamuk üreten büyük bir tarımsal kaynağa dönüştü. Tarımsal üretimin artışı ile birlikte, büyüklü küçüklü tarıma dayalı sanayi kuruluşları da il genelinde kurulmaya başladı. Yöre yüzyıllar sonra ilk kez böylesine ekonomik bir gelişim yaşamaktaydı. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.