Takip Et

TARIM VE GIDADA KÜRESEL GELECEK ENDİŞESİ

Korona Salgınının ortaya koyduğu ilk ve acil gerçek insanın aç kalmamasını sağlama endişesidir.

Ülkemizde ve tüm dünyada salgın dolayısıyla devletlerin ortaya koyduğu kısıtlamaların sonucu olarak paniğe kapılan toplumların ilk refleksi gıda stoklamak oldu. Gıdaya gösterilen ani ve sürekli tepki tarım ve gıdanın değerini bir kez daha ortaya çıkardı.

Çünkü artan nüfus ve tarımın karşı karşıya olduğu tehlikeler alt alta sıralandığında insanlığın gıda açısından iyi günler yaşayacağı konusunda endişelenmeler başladı.

Yuvarlak ve gerçekçi bir hesapla çok değil 30 yıl sonra 2050’lerde dünya nüfusunun 10 milyara ulaşması sürpriz değildir. Gıdaya olan talebe ters orantılı olarak, başta ülkemizde olmak üzere, çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde gıda fiyatları üzerindeki düşük fiyat talebi tarımsal üretim sürecini tehlikeye atabilecektir. Gene ülkemiz örneğinde olduğu gibi tarımda çalışan nüfusun tarımı terk etmesi süreci tehlikeye sokan en büyük faktördür.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) “Gıda ev Tarımın geleceği, Zorluklar ve Eğilimler” konusunda 2018 yılında bir rapor hazırladı. Bu rapor bugünkü Covid-19 süreci öncesinde bugünleri anlamlandırmak açısından oldukça önemlidir.

BM (FAO) raporunda, tarımın geleceği açısından 15 küresel eğilimi ortaya koymuştur:

1-Gıda güvenliği ve beslenme yönetimi,

2-Gıdalarda değişikliğe yol açan sistemler,

3-Tarımda yapısal değişim ve istihdam

4-Tarım sektöründe yoksulluk, eşitsizlik ve gıda güvenliği

5-Tarım sektöründe sınır aşırı zararlılar ve hastalıklar,

6-Küresel iklim değişikliği,

7-Küresel ekonomik büyüme yanında tarımsal yatırımlar, tarım ürünleri ticareti ve gıda fiyatları,

8-Tarımsal kalkınmanın finansmanı,

9-Küresel ölçekte gıda kaybı ve israfı,

10-Göçler sonucu tarımdan erkek ve genç nüfusun ayrılması,

11-Küresel anlamda beslenme ve sağlık,

12-Politik çatışmalar, krizler, küresel ve bölgesel afetler,

13-Tarımda verimlilik ve teknolojik gelişmeler,

14-8su-toprak vs.) doğal kaynaklarla ilgili artan rekabet,

15-Nüfus artışı, düzensiz kentleşme ve tarımda bulunan nüfusun yaşlanması.

Corona-19 ile beraber devletler ve kurumlar yeni bir düzene ayak uydurmak üzere planlamalar yapmakta 2050 yılına uzanan süreçte gıda üretimlerini en az% 50 artırma peşindedirler.

Artık gıda ithalatı bir risk olarak karşımıza çıkmakta; yakın gelecekte bazı ülkeler için dövizleri olsa da gıda ithalatının gerçekleşmesi mümkün olamayacaktır.

Değişime girmiş olan tarım ve gıda sektöründe tüm kurumlar ve devlet yeni planlamalar ile tedbirini almak zorundadır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.