Takip Et

DÜNYA TARIM NÜFUSU VE BİZ VE SONUÇLAR

Dünkü yazımızın devamı olarak genç nüfusun tarımda kalması ve dolayısı ile tarımda sürekliliğin sağlanması için pek çok gerekçe mevcuttur. Hem de bu gerekçeler hayati önem taşımaktadır.

 

“Türk çiftçisinin tarımda kalması, Türk ekonomisi,aile yapınsın korunması,toplumun sağlıklı gıdaya ulaşımı,iaracat/ithalat dengesinin sağlanması,bütçe açıklarının kapatılması,enflasyonun önlenmesi,faillerin tahammül edilir düzeyde tutulması için alınması gerekli tedbirlerdendir.”

 

Peki genç nüfusun tarımdan ayrılmasının başlıca nedenlerini geçen yazılarımızda nelerle açıklamıştık?

 

“Makroekonomik göstergeler çerçevesinde Türkiye’de uygulanan tarımsal desteklerin ve izlenen politikaların genel olarak üreticileri tarımsal üretimde tutmada yeterli olduğu söylenemez.”

 

 

Mecburiyet, başka iş olmaması, ürün fiyatında dalgalanmalar, tarım dışı yatırımlara sahip olmak, ülke ekonomisini stabil görmemek, faiz oranlarının stabil olmaması, işletme kayıtlarının tutulmaması, üretimden pazara kadar aracıların çok olması, maaşlı sabit bir iş garantisi istemek, girdi masraflarının fazla olması, işçilik masraflarının fazla olması, teknik bilgiye erişmenin zor olması.

 

Bu konuda tarım nüfusunun yaşlandığını ifade eden TZOB Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın bu alandaki görüşleri şu şekilde:

 

“Türkiye tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı”

 

“Dünya genelinde de tarım sektöründe çalışanların yaş ortalamalarına bakıldığında tarım nüfusunun yaşının yüksek olduğu görülüyor. ABD’de yayımlanan bir raporda, tarımla uğraşan kişilerin ortalama yaşı 58 olarak belirlendi. Tarım sektöründe 35 yaşın altında çalışanlar sadece yüzde 6, 65 yaşın üzerinde çalışanların oranı ise yüzde 33’tür.

 

Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer bulgular görülüyor. Tarımla uğraşanların üçte birinden fazlası 65 yaşın üzerindedir. Ülkemiz tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladı.

Yakın zamanda Kanada, çiftçilerinin yüzde 40’ının 10 yıllık süreçte emekli olacağını ve gıda arz güvenliği için 2033 yılına kadar 30 bin çiftçiye ihtiyaç duyduklarını açıkladı. Avrupa Birliği’ne üye ülkeler 40 yaşını geçmemiş çiftçilere doğrudan gelir ve yatırım destekleri şeklinde zorunlu olarak bütçe ayırmaktadırlar.”

 

“Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız”

 

“Kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişme, kıra çok geç yansımıştır. Hala kırsalda gelir seviyesi ülke ortalamasının üçte biri dolaylarındadır. İş arayışı, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama isteği, eğitim, sağlık imkânlarından iyi bir şekilde yararlanma beklentisi, sosyal güvence arayışı, sosyal statü kazanma, teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmelerden yararlanma isteği gibi nedenlerle köyden kente yoğun göç dalgaları yaşanmaya devam etmektedir.

Bu durumu tersine çevirmek elimizdedir. Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız. Bunun için başta kırsal kalkınma desteklerinin yanında çiftçi gelirlerinin artırılması, diğer sektör gelirlerine yaklaştırılması gerekmektedir. Kırsal bölgelerde ekonomik getirisi olan faaliyetlerin artırılması gerekmektedir. Kırsal alanlarda tarıma dayalı sanayiye yönelik yatırımların desteklenmesi ile tarımsal ürünlerde katma değer sağlanması ve yeni iş imkânlarının yaratılması büyük önem taşımaktadır. “

 

Gençleri tarımsal üretime sevk edecek doğru politikalar uygulanmaz ve ciddi teşvikler verilmezse uzun vadede ülkemizin gıda arz güvenliği üzerinde ciddi riskler oluşacaktır.”

 

Sonuç olarak tarımsal etkinliği sağlamak ve tarımı cazibe merkezi haline dönüştürmek için Türkiye’de üretim yanında teknoloji odaklı ve katma değer yaratacak politikaların uygulanmaya başlanması gereksinimi vardır.

 

Tarımın etkinliğini geliştirmek,istikrarını sağlamak ve tarımı cazibe merkezi haline dönüştürmek için Türkiye’de üretim yanında üretici odaklı ve katma değer yaratacak tarım politikalarının uygulanmaya başlanması mutlak surette gereklidir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.