Takip Et

ÜLKEMİZDE PAMUK PAZARLAMA DÜZENİ

Her zaman ifade ettiğimiz gibi Türk tarımının en önemli sorunu,üretici elinden çıkarken oluşan ürün fiyatlarıdır.Diğer ürünlerde olduğu gibi pamuk da korumasız ürünlerden birisidir.

TZOB gözünden pamuk pazarlama sistemini ele alalım:

“İç talebimizi karşılamak için üretimin artırılması gerekmektedir. Buda üretim alanlarımızın artırılması ile mümkündür. Ancak üretim artışındaki en büyük engel, oluşan fiyatların üreticiyi tatmin etmemesidir.

Üretilen pamuk, tarım satış kooperatifleri, birlikler ve özel sektörce satın alınmakta veya borsalarda işlem görerek tüketiciye ulaşmaktadır.

Tarım Satış Kooperatifleri bilindiği üzere 1935 yılında kurulmuş, zaman içinde ürün pazarlamasının dışında, ortaklarından aldığı ürünlerin işlenmesi, ihraç edilmesi gibi bir dizi ekonomik faaliyetleri de başarıyla gerçekleştirmiş, işleme tesisleri tarımsal sanayinin gelişmesinde de öncülük etmiştir.

Çukobirlik 1940, TARİŞ Pamuk Birlik 1949, Antbirlik 1952 yılında kurulmuştur. Kooperatif ve birlikler 1960’dan sonra değişen ekonomik şartlar karşısında, tarımsal destekleme politikası aracı olarak görülerek, destekleme alımları ile görevlendirilmişlerdir. Birlikler, piyasada alıcı rolü üstlendikleri için fiyatların hedeflenen düzeylerin altına inmesini önlemektedirler. Diğer yandan, lif pamuk piyasasında satıcı rolü üstlenmekte, kaliteli ürün garantisi sağlayarak piyasa arz talep dengesinin üretici aleyhine oluşmasını engellemektedirler. (Nacak,2004).

1986-88 döneminde destekleme alımları kooperatifler tarafından yapılmıştır. 1991-93 yıllarında pamuk tekrar destekleme kapsamına alınmıştır. 1994 yılından sonra ise Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF)’ndan sağlanan düşük kredi ile kooperatifler kendi adlarına alım yapmışlardır.

Birliklerin 1 Mayıs 2000 yılı öncesi borçları kamuca terkin edilerek silinmiştir. Ayrıca birliklerin aşırı istihdam yükünden kurtarılması amacıyla çıkarılan personelin kıdem tazminatları karşılanmıştır. Bu tarihten sonra da birlik alımlarının 2007/08 dönemine kadar DFİF kredisi vasıtasıyla desteklenmelerine devam edilmiştir. Birliklerin ödeyemedikleri DFİF kredileri de vadesi geldikçe ertelenmiştir. Bakiyesi bulunan kredi borçları ise son olarak 2013 yılında 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle yeniden yapılandırılarak yaklaşık yarıya indirilmiş ve kalan kısmının 15 yıl vadede ödenmesine imkân sağlanmıştır.

Bilindiği üzere bu güçlü üretici kuruluşları yok sayılarak üreticilerin örgütlenmesi için yeni oluşumlar yaratılmaktadır. Oysa 2004 ilerleme raporunda belirtildiği gibi yeni oluşumların AB sürecinde de bir anlamı yoktur. Mevcut üretici organizasyonlarımızı güçlendirmeli, lisanslı depoculuk, müdahale kurumu gibi yeni düzenlemelerde bunların aktif rol almaları sağlanmalıdır.”(*)

(*)TZOB İktisadi ve Zirai Rapor 2019 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.