Takip Et

İlk Çağlarda İncir-1

Dünyanın en tatlı meyvesi olarak betimlenen incir, rafine şeker icat edilemeden önce yiyecek ve içeceklerde tatlandırıcı olarak kullanılmaktaydı(3)

Kleopatra’nın ölümünde kendisini sokan yılanın bir incir çanağında sunulduğu efsane dâhilindedir.

Heredot Tarihi’nde Pers tehlikesinden bahsederken, Persler için ”Şarap içmesini bilmezler, içkileri sudur. Ağızlarını tatlandırmak için incirleri ya da başka bir şeyleri yoktur” demektedir. Bu da Perslerin incirle batı Anadolu’da, Anadolu’yu işgalleri esnasında tanıştıklarını göstermektedir.

Yunan mitolojisinde ve ilkçağ dönemlerinde Ege havzası ve Yunanistan’da incir başlı başına bir kültür öğesiydi.

İlk çağda incir ağacı Ege adalarına hatta İtalya’ya kadar yayılmıştı. Ancak Ege Denizi’nin nemli ikliminde kuru incir elde etmek hemen hemen imkânsız idi. Batı Ege ve Aydın inciri “Smyrna(İzmir) inciri” olarak anılmaya başlanmıştı.

Antik dönemde Yunan kayıtlarında ve metinlerinde incire rastlanması Yunanlıların incirin sahibi oldukları anlamına gelmemektedir. Ege adaları ve kıta Yunanistan’ı için incir bir batı Anadolu meyvesi olarak kalmıştır. Ve bugün incir Kıta Yunanistan’ı ve adalarda yaşayan Yunan halkları için adeta Batı Anadolu’dan gelen “tropik meyve” konumundaydı.

Yunan mitolojisinde yerel ve muhtemelen geç döneme ait bir tredisyona Titan Sykeus, Tanrılar Kralı Zeus tarafından takip edilen annesi Gaia’yı kurtarmak için yerden bir incir ağacı çıkarır ve bu suretle annesinin onun altında korunmasını sağlar. Çünkü incir ağacı, Zeus’un yıldırımlarının yönünü saptırıcı olarak bilinmektedir. Görüldüğü üzere incir ağacı, Yunan mitolojisindeki bu olaydan dolayı aynı mitolojide koruyucu bir karakter kazanmıştır(4).

Yunan inanışına göre Toprak Tanrıçası olan Demeter, Kephissos Nehri yakınlarında Phytalos’un kendisine yardım etmesinden dolayı ona Attika’daki ilk incir ağacı fidesini vererek bu ağaçtan nasıl ürün alınabileceğini öğretti.

Ayrıca başka Grek metnine göre insanlar “güz meyvesi” olarak inanışları gereği inciri Toprak Ana Demeter’e takdim ederlermiş. Çünkü Yunan inanışlarına göre ürünlere bereket veren tanrıça Demeter’dir. Theokritos’un şiirlerinden birinde:

“Milon: “Meyvelerin, başakların tanrıçası Demeter, el ver şu buğdaylar dolansın birbirine, verimli olsun!

Bağcılar sıkın demetleri de demesi geçen biri:

İncirlikte çalışanlar yitirmiş ücretlerini!

Harman dövdüğünüzde, uyku çekmek yok öğleyin!

En iyi o zaman ayrılır sap samandan”

Dionysos Festivali'nde insanlar, incir ağacından kesilmiş odunlardan üremeyi temsil eden organları sembolik olarak yaparlarmış. Bu festivallerde incirin yanında Dionysos’un şarap tanrısı olmasından dolayı incir meyvesinin yanında şarap yapımı için önemli olan üzüm meyvesi de kutsal sayılırmış. Ayrıca tüm bu ürünlerin yetiştiği Batı Anadolu’daki bazı yerleşimlerde de Dionysos’un önemli kültlerden biri olması konumuz için önemlidir(5)

Ayrıca tüm bu ürünlerin yetiştiği Batı Anadolu’daki bazı yerleşimlerde de Dionysos’un önemli kültlerden biri olması konumuz için önemlidir. Hümanizma’nın Avrupa’daki en önemli temsilcisi olan Desiderius Erasmus, bazı mitolojik olayları anlatarak insanlara hümanist fikirlerini ortaya koyduğu “Deliliğe Övgü” adlı bir kitap yazmıştır. Bu kitapta Yunan mitolojisinde önemli bir yer tutan incir ağacı Priapos’u düşüncelerini temellendirmek için kullanmıştır. Bu kitabın bir bölümünde şöyle geçer: “İncir ağacı Priapos, herkesi güldürecek şakalar yapar.” Bu cümlede geçen Priapos ilk başta üretkenlik tanrısı iken sonra bahçe tanrısına dönüşmüştür. Ciddi olmaktan çok tuhaflıklarıyla ünlüdür. Yine başka bir bölümde: “Beni soracak olursanız, az kalsın Conidia ve Sagona’nın ayinlerine tanık olma şansızlığını yaşayan incir ağacı Propius’un durumuna düşecektim. Çünkü bu ayine katılan incir ağacı ikiye ayrılır(6).

Görüldüğü üzere Erasmus, kitabının birçok bölümünde incir ağacı Priapos’a atıfta bulunur. Erasmus, kitabındaki mitolojik öğeleri ve onların hikâyelerini yazarken Horace’nin “Satires” adlı mitolojik eserinden yararlanmıştır. Priapos hakkında bir bilgi vermek gerekirse çok eski bir Anadolu tanrısıdır. Aslında o bir incir ağacıdır. Tapınımı Helen öncesi çağlarda Smyrna (İzmir) dolaylarında başlamıştır ve Çanakkale’ye doğru yayılmıştır. Erkeklik organı, dölü ve bereketi simgeliyor. Priapos, Yunan mitolojisine göre Dionysos ile Aphoridite’in oğludur. Bir görüşe göre Adonis ve Hermes’in oğludur. Başka bir görüşe göre Zeus’un oğludur. İlkin toprak bereketini simgeleyen Priapos bağları, bahçeleri, denizleri, arıları ve arıcılığı, sürüleri korumak görevlerini yüklenmiştir. Günümüzde tarlalara dikilen korkuluklar Priapos’tan kalmadır. Hem tarlanın daha bereketli olması için hem de tarlayı koruması için bu korkuluklar dikilir. Daha sonra Roma’ya da geçecek olan bu tanrı Roma mitolojisindeki misyonunu da yerine getirecektir. Erasmus’un incir ağacı olarak söz ettiği Priapos’un; Helen kültüründen çok önce incirin en önemli merkezlerine sahip olan Batı Anadolu’ tapınım görmesi aslında incirin bu coğrafyanın insanların inanışlarını nasıl şekillendirdiğini göstermesi bakımından de iyi bir örnektir(7). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.