Takip Et

Büyük Menderes sulama suyunda kirlilik ve bor -3

DSİ (Devlet Su İşleri)’nin 21. Bölge Müdürlüğü Büyük Menderes Nehri üzerinde belirlediği 66 istasyondan düzenli aralıklarla su örnekleri almakta ve 31 noktada gözlem istasyonları kurarak nehir hakkında 1992 yılından bu yana düzenli veriler oluşturmaktadır.

Bu çalışmalarda, DSİ’nin Büyük Menderes Nehri su kalitesi verileri değerlendirilerek yorumlar yapılmıştır. İyonize amonyak, nitrit parametresinden 18 tanesi (debi, sıcaklık, pH, çözünmüş oksijen nitrat, alkalinite, toplam sertlik, sülfat, toplam organik madde, BOD, KOD, kalsiyum, magnezyum, sodyum, bor ve toplam koliform)ve bunun yanında 50 kadar parametre sürekli incelenmiştir.

Büyük Menderes Nehri’nin yıllık debi ortalamasına bakıldığında, 2000-2002 yılları arasında 10 bin -50 bin m/s civarında iken mevsimsel yağışların artmasıyla 2003 yıllında debinin bütün İstasyonlarda yükseldiği görülmüştür. Bilhassa Koçarlı ve Sarayköy istasyonlarında debinin çok fazla yükselerek 110 bin– 230 bin m /s kadar ulaştığı gözlenmiştir. Özellikle 2015 yılı bahar aylarında ani yağış ve kar erimeleri nedeni ile nehrin debisi bir anda birkaç misli artarak sel baskınlarına neden olmuştur.

 

Nehir debisinin artması ile nehir suyuna karışmış kimyasallar ve bor oranı düşmektedir. Yine nehir debisinin artması ile Büyük Menderes’in taşıdığı kimyasallar, tekstil fabrikalarının boşalttığı kumaş boyalarının suda meydana getirdiği renk değişimi görülmez hale gelmektedir. Ancak gerçek olan şudur ki kimyasal ve bor oranının su miktarına göre azalması tarım topraklarının kirlenmesinin ve sulama suyunun kalitesizleşmesinin önüne geçmemektedir.

Menderes Nehri’nin pH’sı 7.6 ile 8.1 arasında değişim göstermiştir. Genel bir ifade olarak 6.5-8.0 Suyun oksijeni 6.4 ile 9.7 arasında seyretmiştir Su ürünleri yetiştiriciliğinde çözünmüş oksijen miktarının 5 mg/L’nin üstünde olması gereklidir. Maalesef bugün, Büyük Menderes suyunda Goncalı- Akçay arasında oksijenden söz etmek imkansızdır. Her ne kadar Akçay, Dandalaz, Çine Çayı Büyük Menderes’e taze ve temiz su pompalasa da Nazilli’nin batısında yer alan jeotermal alanların jeotermal akışkanların re-enjekte edilmesi kuralına uymaması sonucu kirlenme artarak sürmektedir. En fazla ihlal yaşana bölgeler olarak Kızıldere, Pamukören, Salavatlı, Germencik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Su Örneklerinin İz Element ve Ağır Metal Analiz Sonuçları

Büyük Menderes nehrinin başlangıç noktasına yakın olan Buldan yakınlarından (Kamara’dan) başlayarak döküldüğü yerin yakınındaki Söke-Milas-Bodrum yol ayırımından olmak üzere 13 ayırımlı noktadan bir yıl boyunca her ay su örnekleri alınmış ve Bor (B) dahil iz element ve ağır metal içerikleri analiz edilmiştir Nehir yıl boyunca eser - 6.2 mg/l arasında değişen B düzeylerine sahip olmuştur. Özellikle 4 nolu Aydın il sınırında yapılan örneklemede suların bor içeriği oldukça yüksek düzeylerde analiz edilirken bunu 5 no’lu örnekleme noktası izlemiştir. Oysa, Altınbaş ve arkadaşlarının(1994;1997) yıllarında yaptıkları çalışmalarda Gediz nehri ve Büyük Menderes ile yan kollarında maksimum bor düzeyini 2.80 olarak bulmuşlardır. Büyük Menderes Nehri’nde bazı noktalarda artan Bor konsantrasyonu özellikle o yörelerde nehirden su çekerek üretim yapan bölge çiftçileri için önemli bir tehdit oluşturmaktadır Büyük Menderes nehri ve yan kolları günümüzde artık birçok noktasında biyodinamik döngüyü yitirmiş, nehre karışan evsel ve endüstriyel deşarjlar nedeniyle ekolojik denge bozulmuştur. Büyük Menderes nehrine ait suların iz element ve ağır metal içerikleri 1 yıl boyunca 13 farklı noktadan alınan örnekler ile izlenmiştir.

Büyük Menderes Nehri üzerinde jeotermal atıksu deşarjından sonra ilk gözlem noktaları olan Çubukdağ (Buharkent) Köprüsü ile Feslek Regülatörü’nde, nehrin bor konsantrasyonu 6,7 ppm (mg/l) olarak tespit edilmiştir.

Kuyucak ve Nazilli ovaları Feslek Regülatörü’nden alınan su ile sulanmaktadır. Son sütununda vurgulandığı gibi 1,1 ppm bor, bu elemente duyarlı birçok bitkinin sulama sularında dayanabildikleri bor limitinin üzerindedir. Yine jeotermal santralin membasında yer alan Yenice Hamamları’ndaki bor miktarının da önemli oranda yüksek olduğu görülmektedir. Ancak, bu hamamlardaki suyun debisi ile bor konsantrasyonunun jeotermal atıksuyun debisi ve bor miktarından oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Yenice Hamamları’ndaki bor miktarının Büyük Menderes Nehri suyundaki bor konsantrasyonu artışına etkisi çok fazla olmamaktadır. Bu araştırma yapıldığında Nazilli batısındaki jeotermal alanlar üretime geçmemişti. Meraklısı DSİ 21. Bölge Müdürlüğü’nden bugünkü ve geçmişe dönük tüm ölçümleri elde edebilir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.