Takip Et

TARIMDA ÜRÜN DEĞİŞİKLİĞİ VE İKLİM DEĞİŞMELERİ

Okurlarımızdan aldığımız pek çok telefon ve elektronik ortam mesajlarında tarım yaptığı bölgede yeni bir ürün ekmek/dikmek istediklerini ifade ederek bize olabilirliklerini sormaktadırlar.

Ülkemiz farklı coğrafi konum ve iklim özelliklerindeki farklılıklar nedeniyle pek çok tarımsal ürünün yetişmesine imkan vermektedir.Ancak her ürünün her bölgede yetişmesinin de mümkün olmadığı bir bilinen gerçektir.

Bundan böyle üreticilerimizin ürün ekme ve dikme konusunda daha dikkatli olmaları gerekmektedir.

Çünkü” Türkiye de yaklaşık son 25 yıllık dönemde hem sıcaklık rejimi belirgin olarak daha ılıman ve sıcak koşullara doğru değişmiş, hem de sıcak hava dalgalarının sıklığında ve şiddetinde önemli değişimler gerçekleşmiştir. Türkiye için gelecek iklim ve iklim değişkenliğine bağlı olarak küresel ve bölgesel iklim model tahminleri, Türkiye’ de genel olarak yağmur ve kar yağışlarının azalması, hava sıcaklıklarının buharlaşmanın, sıcak hava dalgalarının ve kuraklık olaylarının sık tekrarlanması ve uzun süreli olması gibi önemli iklimsel değişimlerin beklenildiği ve Akdeniz havzasındaki bir çok ülke ile birlikte gelecekte Türkiye’nin de iklim değişikliğinden olumsuz etkileneceğini göstermektedir ( IPCC, 2013).

Okuyucularımız daha çok meyve ikamesi konusunda istekli görünmektedirler.

“Meyvecilik üretimini etkileyen en önemli nedenlerden birisi ilkbahar geç donlarıdır. Bazı bölgelerde yetiştirilemeyen meyveler küresel ısınma nedeniyle yetişebilir hale gelecektir. Subtrobik bitkiler ise sıcaklık isteği fazla olan bitkilerdir. Bu bitkiler daha önce sıcaklığın yeterli olmadığı bölgelerde yetişmezken yine küresel ısınma nedeniyle daha fazla yerde yetişebilecektir.

Bu alanda Tarım Ve Orman Bakanlığı TAGEM bünyesinde Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü- CBS birimince bir proje yürütülmektedir.

Üreticilerimiz ürün değişikliği veya bölgesinde bulunmayan bir ürünü dikmek veya ekmek istediklerinde bilhassa iklim değişikliğinin getirdiği şartlara dikkat ederek seçim yapmak zorundadırlar.

“Türkiye’nin, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek Akdeniz havzasında bulunması (IPCC 2007) ve tarım sektörünün ekonomik ve sosyal açıdan ülke içindeki önemi nedeniyle, iklim değişikliğinin tarım ve gıda üretimi üzerinde etkilerine açık olan ülkelerden birisidir. IPCC 5. Değerlendirme Raporu’na göre Akdeniz havzasında ve Avrupa’da sıcaklıkların 21. Yüzyıl boyunca da artmaya devam edeceği belirtilmiştir (IPCC, 2013, 2018).”

“Raporda; havzadaki sıcaklık artışı, kuraklık, seller ve yağış rejimindeki değişiklik ve aşırılıklara bağlı olarak, özellikle yoksul kesimler için gıda temin sisteminin işlemez hale gelmesi ve gıda güvenliğinin tehlikeye girmesi riskinin artacağı belirtilmiştir. Bu nedenle iklim değişikliğinin tarıma etkisi diğer sektörlerden daha fazla olacağı açıktır. Tarım büyük ölçüde doğal koşullarının etkisi altında olduğundan, iklim parametrelerinde meydana gelecek değişimlere karşı oldukça duyarlıdır. Sıcaklık ve CO2 artışı ile gıda üretiminde bir dereceye kadar artış beklenmesine karşın kuraklık riski, taşkın, sel ve ısı dalgalarında artış tarımsal üretim için potansiyel tehdit oluşturmaktadır.”

“Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklıkları 10 yıllık dönemler halinde incelendiğinde 1971’den günümüze artma eğilimi dikkat çekmektedir. 1971-2019 dönemi yıllık ortalama sıcaklıkları içerisinde en sıcak 10 yılın (2010, 2018, 2014, 2019, 2001, 2016, 1999, 2015, 2013, 2017) 8 tanesi 2010 yılı ve sonrasında gerçekleşmiş ve 2019 Yılı Türkiye ortalama sıcaklığı 14.7°C olarak ölçülmüştür. Bu değer, 1981-2010 normalinden (13.5°C) 1.2°C daha yüksek olarak belirlenmiştir. Bu sonuçla 2019 yılı, 1971’den bu yana gerçekleşen dördüncü en sıcak yıl olmuştur. Türkiye geneli 1981-2010 dönemi yıllık ortalama toplam alansal yağış değeri 574,0 mm’dir. 1981-2017 dönemi 10 yıllık ortalama yağış değişimleri incelendiğinde 2001- 2010 dönemi normallerin üzerinde, 1981-1990, 1991-2000 ve 2011-2017 dönemleri normaller civarında olduğu belirlenmiş ve 1981-2017 yılları arasındaki en az yağışlı yıl %22,5 azalışın görüldüğü 2008 yılı olmuştur. Yakın dönemlerden 2019 yılı 935 ekstrem olay sayısı ile en fazla ekstrem olay yaşanan yıl olmuştur. 2019’da kaydedilen ekstrem olayların çoğu % 36 ile şiddetli yağış/sel ve %27 ile fırtına olarak gerçekleşmiştir.

Kaynak:TAGEM-İnci Tekeli.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.