Takip Et

TZOB GENEL BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR’A GÖRE TÜRK ÇİFTÇİSİNİN 2017 YILI BEKLENTİLERİ-14

Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın tespitleri doğrultusunda Türk çiftçisinin hayvancılık ve diğer sorunlarla ilgili olarak devletten 2017 yılı beklentileri:

 

Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar, sertifikalı ve kaliteli tohumun önemini vurgularken ise sertifikalı tohum kullanımını teşvik etmek üzere sertifikasız yerli tohum kullanan üreticiye destek vermeyeceğini ifade etti. Gayet açık ve net. Ama bu bir tartışma konusu. Halkımızın bir kısmı sertifikasız yerli tohum kullanmaktan yana. Yabancı menşeli hibrit tohumları kullanmak istemiyor. Acaba neden? Mesela çok enteresan bir şey söyleyeyim, son günlerde zaman zaman sosyal medyada da paylaşıyorsunuz. Basında da yer alıyor. Sertifikasız yerli tohumdan üretilen buğdaydan yapılan ekmekler kapış kapış gidiyor. Mesela Kastamonu’da siyez buğdayı var. Yerli bir buğday çeşididir bu. Hatta bunu ekşi maya ile mayalıyorlar, gluten seviyesini de aşağıya çekiyorlar. Sağlık açısından biliyorsunuz gluten alerjisi gibi problemler yaratıyor. Şimdi insanlar arasa da yerli çeşit buğdayı da bulamıyor. Bunu bir araştırmak lazım. Halkımızın bir kısmı acaba niçin yerli buğdayı tercih ediyor. Bu konuda bakanlığımızın bir çalışma yapması lazım. Yani niye kullandığına dair halkımızın da bu görüşü alınmalı. İlgili kurum ve kuruluşlarında görüşü alınmalı, masaya yatırılmalıdır.

''Yerli tohum yok olacak konusunda endişeler ve tartışmalar var” hatırlatması üzerine ve “Şunu mu anlamamız gerekiyor. Hükümet yerli tohuma teşvik için açıklamalar yapıyor ancak yerli tohum stoğunda mı bir sorun var? Bakanlıktan bu konuyla ilgili bir davet çağrı aldınız mı” soruları üzerine Bayraktar, “Yerli tohum zaten yok oluyor. Sertifikalıysa yok olmaz. Halkımız bu yerli tohumlara bu kadar rağbet ediyorsa burada yerli tohumların ıslahına da biraz önem vermemiz gerekiyor. Yerli tohumları biraz daha geliştirmemiz lazım. Tohumda verimlilik rakamlarını biraz daha yukarıya çıkarmak için ıslah çalışmaları önemli. Buna biraz daha önem vermemiz lazım. Bu konu tartışmaya açılmalı, tarafların görüşleri alınmalı ondan sonra bir sonuca varılmalı diye düşünüyorum.

Yerli tohum kullanan üreticilerimiz var. Değişik ürünlerde sertifikasız olarak kullanıyorlar. ‘Sertifikası olmayanlara destek vermeyeceğim’ diyor. Yani stokla ilgisi yok. ‘Sertifikasız tohuma destek vermeyeceğim’ diyor. Bu konuda bir görüşme yapmadık ama görüşmeyi de düşünüyorum. Açıklama da zaten yeni tartışma konusu oldu. Ama bizden henüz bir görüş alınmadı.

TARSİM ile ilgili olarak, en son Mersin’de ve Tarsus’ta büyük bir doğal afet yaşadık. Zaman zaman bunu Türkiye’nin her tarafında yaşıyoruz. Bu da tabii üreticimize fevkalade zararlar veriyor. TARSİM kapsamına giren üretici sayısı da yüzde 13. Orada bir mesafe alamadık. Üreticilerimizi TARSİM’e yeterli miktarda koyabilseydik, hiç olmazsa zararlarının önemli bir kısmını tazmin imkanına sahip olurlardı. Böyle bir şey de yok. Sadece bir enstrüman kalıyor üreticiyi rahatlatmak için o da borçların yapılandırılması. Yüzde 30 civarında zarar gören üreticilerimizin de borçları yapılandırılıyor. Bunun için bizim bu şartlarda üretim yapan, ki zaman zamanda plansızlıkta olduğu için Havza bazlı destekleme modeline niye önem verdiğimizi söyledik. Plansız üretim de zaman zaman arzı fazlalaştırıyor. Arz talep dengesizliği de yine üreticimizi fiyatlar noktasında piyasa istikrarı noktasında zorluyor ve zarar veriyor üreticimize.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.