Takip Et

KAMU VE SİVİL TOPLUM JEOTERMAL HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR-3

Jeotermal şirketlerin imtiyaz sahaları içinde ve dışında çevre halkına, tarım topraklarına, sulama suyuna, soluduğumuz havaya zararları her geçen gün fazlalaşırken, kamuoyunda duyulan rahatsızlık da arttığı için, bu konunun aydınlatılması amacı ile Aydın Vali Yardımcısı Ömer Faruk Günay başkanlığında kamu kurumları, sivil ve mesleki kuruluşların katılımı ile “çözüm” toplantısı düzenlendi.

Toplantıya hemen hemen ilgili tüm kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.

Toplantıda kamu ve sivil toplumun, jeotermal zarar ve tehlikeleriyle ilgili düşünce, zararların ölçümü ve çözümü ile ilgili düşüncelerini aktarmayı sürdürüyoruz.

DSİ: Büyük Menderes su analizleri tarafımızdan yapılmaktadır. Ancak jeotermal akışkanlarda yer alan tüm maddelerin analiz kapsamına alınmaları gerekmektedir. Jeotermal sistemlerin etki alanında bulunan su kuyularının uzun yıllar öncesinden alınmış su analizleri bugünkü su analizleri ile kıyaslanmalıdır. Jeotermal alanlarda yeni kuyular açılarak yer altı sularındaki kirlenmeler ortaya konulmalıdır.

İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü: Öncelikle belirtelim ki toplantının en aktif ve tedbir almakla görevli kurumunun bu müdürlük olması gerekmesine rağmen, jeotermal kirlenmeye karşı mücadelede başarısızlıkları ile toplantının en “ezik” kurumu görüntüsünü verdiler. Jeotermal sistemlerle ilgili ölçümleri özel laboratuvarlara yaptırdıklarını bildirdiler. Sorunun temelinde İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün yetersiz ve yetkisiz denetiminin yatması, kendilerinin suçluluk psikozu içinde olmalarının nedeni idi.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Şubesi: Jeotermalden kaynaklanan başta kanser, koa ve astım gibi rahatsızlıklar ve hastalıklara sürekli olarak bakılmalı, jeotermal sistem çevresinde yaşayan çevre halkı ile jeotermal sistemden etkilenmeyen yerleşim birimleri arasındaki sayısal kıyaslamalar göz önüne alınmalıdır.

AYÇEP (Aydın Çevre ve Kültür Platformu Derneği): Mehmet Vergili: Jeotermal sistemler denetimsizlikten yararlanarak Aydın’da 1 milyon 50 bin kişinin sağlığı ile oynamaktadırlar.

Toplantıda kamu ve sivil toplumun görüşleri bu yönde oluşurken alınması gerekli tedbirler de ortaya kondu:

1-Denetimlerde devlet memurları etkisiz kalmaktadır; kendilerinin jeotermal şirketlerden korkmamaları için gerekli tedbirler alınmalıdır.

2-Ölçümler, jeotermal şirketlerin etkisi dışında yapılmalı, jeotermal şirketlerle ilişkili laboratuvarlarla çalışılmamalıdır.

3-Jeotermal şirketlere yasaların emrettiği cezalar uygulanmalıdır.

4-Çevre halkının jeotermal şirketlerden dolayı uğradığı zararlar, tam ve zamanında tanzim edilmelidir.

Toplantıdan bir diğer not: İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilisinin şahsıma,”Jeotermal şirketlerin Büyük Menderes’e jeotermal akışkanları boşaltmak amacı le inşa ettikleri boru hatlarına DSİ’nin izin verdiği“ yolunda ifadesi, anında DSİ yetkilileri ile yaptığımız görüşmede yalanlandı. DSİ’nin herhangi bir boruya inşa izni vermediği, bu, yasa dışı boru inşasının, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün denetim eksikliğinden kaynaklandığı ortaya çıktı. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.