Takip Et

19/20 EYLÜL 1899 BÜYÜK NAZİLLİ DEPREMİ-3

“20 Eylül 1899 Menderes Vadisi Depremi, zamanın Osmanlı İmparatorluğu payitahtı İstanbul’u kriz idaresi açısından sarsacak ölçüde can ve mal kaybına yol açmış, bölgede bilinen en önemli depremdir. Depremi izleyen aylar boyunca İstanbul’da basılan birkaç gazete ile bazı yardım komisyonu raporlarında verilen zemin yenilmeleri, artçı şokların yerleri, hasarın ve çeşitli türden (nakti, kereste ve çivi gibi ayni) yardımların büyüklüğüne ilişkin bilgiler bu depremde kırılan segmente tarihsel verilerle yaklaşımı olanaklı kılmaktadır. Yapılan morfotektonik ve paleosismolojik çalışmalar, tarihsel verileri destekler niteliktedir”

 

“1899 yılı Salih Zeki’nin Rasathane Müdürü olduğu dönemdir. Aynı yıl Nazilli-Aydın-Denizli Uşak bölgesini, diğeri ise Malazgirt, Muş ve çevresini sarsmıştır.20 Eylül 1899 Aydın depreminden yaklaşık 1,5 ay sonra, Salih Zeki, bölgede araştırma ve ölçüm yapmak için Maarif Nezareti’nden izin istemiştir. Maarif Nazırı, bu talebi Sadaret’e özetle şöyle iletmiştir: Rasathane-i Amire’ye bağlı bulunan “Hareket-ı Arz Şubesi”nin görevi sismik hareketleri ölçmek ve bunları yabancı rasathanelere (meteoroloji istasyonlarına) bildirmektir. Ancak bu şube, bir buçuk sene önce Balıkesir’de meydana gelen yer sarsıntısını bilimsel olarak inceleyemediği için, istenen bilgileri yurt dışındaki istasyonlara ulaştıramamıştır. 1899 Aydın depremi ile ilgili olarak da bir inceleme yapılmaz ise, yine yurtdışından gelecek sorulara cevap verilemeyeceği için ya deprem şubesi kapatılmalı veya Salih Zeki Bey’in Rasathane kâtiplerinden Said Bey ile birlikte incelemelerde bulunmak üzere Aydın’a gitmesine izin verilmelidir. İncelemeler, sarsıntının dikey mi yoksa yatay mı olduğunu, Yer yüzeyindeki etkilerinin ne derece kalıcı veya geçici olduğunu, sarsıntının yer tabakalarının yıkılmasından mı yoksa volkanik bir etkiden mi kaynaklandığını anlamaya yöneliktir. Salih Zeki ile Said Bey’in harcırahları verilerek Aydın’a gönderilmesi için irade çıkmış ise de bu inceleme gezisiyle ilgili bir rapora veya bir yayına henüz ulaşamadık.”

 

Asaf Gökbel ise 1899 depremini şu cümlelerle anlatmaktadır:

“20 Eylül 1899 depremi Aydın Sancağında Aydın, Nazilli, Umurlu, Atça, Köşk, Sultanhisar, Yenipazar, Bozdoğan, Karahayıt (Dalama), Kuyucak ve Ortakçı yerleşim birimlerinde fazlasıyla hissedilmiştir. Bu bölgede bulunan kasaba, nahiye ve köyler tamamen ya da kısmen tahrip olurken ölü ve yaralı sayısı da yüzlerle ifade edilmektedir. Deprem sancağın merkezi Aydın’da şehrin Hacı Ali Paşazade Sadık Beyin Konağı’nın üst tarafındaki Eski-Yeni Camii’den başlayarak doğuya doğru Yahudi Mahallesi ve Ramazan Paşa Camii ile Akbulut Mahallesi ve Hayvan Pazarı, Kavak Kahvesinden Rum ve Cuma Mahallesi yönünde Ilıcabaşı’na doğru geçmiş ve sözü edilen hat üzerindeki tüm binaları yıkmış, tahrip etmiştir. Nazilli’de Ağa ve Çarşı camileri yıkılmıştır. Yeni Camii, Ramazan Paşa, Kozdibi ve Abacıoğlu Camileriyle şehirdeki diğer iki cami depremden zarar görmüşlerdir. Eski-Yeni Caminin minaresi dibinden yıkılırken, Ramazan Paşa Camii işe yaramayacak kadar çatlayıp harap olmuştur. Bey Camii’nin Minaresi’nin şerefeden yukarı kısmı kopmuştur.”

 

“ Eski Kozdibi Camii’nin âlemi şerefesinden yıkılmış, duvar ve kabaları hurda haline gelip yarılarak çatlamıştır. Aydın’da İnas Mektebi ile Yeni Zükur Mektebi de depremle harap olan binalar arasında yer alıyordu. Fay hattı boyunca kimi yerler bir ile üç metre arasında alçalmış, bazı yerler de o nispette yükselmiştir. Bu hattın dışında kalan şehrin geri kalan yerlerinde tahribat daha azdır.”

 

“Kuyucak ilçesi içerisinde 1899 depreminin meydana getirdiği kırık ve atım, yöre halkınca da gösterilmiş ve tespit edilen Kumluk mevkiindeki kırık ile doğrultusunun uyumlu olduğu görülmüştür. Tespit edilen bu kırık ilçe merkezine 300–500 m uzaklıktadır.”

 

“Tarihsel verilerin işaret ettiği alanlardan biri olarak Kuyucak batısında belirlenen bir hendek yerinde, bir kumlu alüvyal yelpaze üzerinde fayın genel gidişine paralel, yaklaşık 50 m uzunluğunda 1,5 m yüksekliğinde silik bir topoğrafik sarplık üzerinde bir hendek açılmıştır. Hendekte, sarplığa karşılık gelen sığ stratigrafik seviyelerde herhangi bir paleosismik olay gözlenmezken daha alt seviyelerdeki yelpazeye dik kumlu kanallar ve bunları sınırlayan süreksizlik eski bir depremin kaydı olarak değerlendirilmiştir. Kuyucak ile Köşk arasında faya dik pek çok profil boyunca yapılan sistematik gözlemler ise çizgisel bir düşey atımın mevcudiyetini göstermemektedir. Metamorfikler üzerinde kurulmasına karşın uğradığı büyük hasar yüzünden şimdiki Buharkent’e (Burhaniye) taşınan ve tarihi belgelerde yüzey kırığı oluştuğu belirtilen Ortakçı’nın yakın batısında güneye düşük açıyla eğimli normal fayları kesen kuzeye eğimli bir antitetik normal fay ile ana fayın sarplığı arasında birikmiş 2,5 m kalınlığında bir dolguyu ortaya çıkarmıştır. Ender odun kömürü parçaları da içeren bu molozun 1899 depremiyle kesin ilişkisi ancak yaşlandırmalardan sonra aydınlatılabilecektir.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.