Takip Et
  • 16 Kasım 2018, Cuma

DİB BAŞKANI ALİ ERBAŞ AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN!

“10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe herkes kenefe gitsin; diyen saygısız, seviyesiz, Asgari Nezaketten yoksun, ağzı bozuk , şuuru kirli bırakın İslam ahlakını ve Adabını ,Genel adap ve ahlaka bile uzak düşmüş bir adam ,,, işte Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in başkanı Ali Erbaş, 9 Kasım böyle bir adamı ziyaret ederek güya aklınca Onore etti ve ödüllendirildi. Ardından Türk Halkında gelen tepkileri görünce bir açıklama yaparak; “Yapılan ziyaretin tamamen insani duygularla yapılan bir hasta ziyareti olduğunu vurguladı”. Bizde yedik. Be! Adam kimi ziyarete gittiğin bizi ilgilendirmiyor. Giyersin sivil kıyafetini , binersin özel arabana veya taksiye Gidersin hasta ziyaretine…Belli ki kenefe gidin sözünü yerine getirmişsin,,, Ama bunu Atatürk’ün kurduğu Diyanetin başkanı olarak ve resmi makam Aracına binerek cübbeni giyerek yapamazsın,,,2 veya 3 Bakanlığın Bütçesinden fazla para veriyor sana Devlet,,, sen resmi başkan olarak makam aracınla ve cübbenle Cumhuriyet’e ve kurucusuna sürekli küfreden birini ziyaret edemezsin, edersen de neticelerine katlanırsın.

Bu adam adeta karşı devrimin ete kemiğe bürünmüş hali. Nerede Cumhuriyet, Atatürk düşmanı varsa, hemen kol kanat gerip, destek veriyorlar. Şeyh Sait’ten ‘’Milletin imanını kurtaran kahraman,, olarak bahseden bu adam Milli Mücadele düşmanlığını ise hiç dizginleyemeyip “Beni şimdi tefe koyarlar ama keşke yunan galip gelseydi. Ne güzel olurdu,, Diyerek istiklal harbinde kaybettiğimiz şehitlerimizi mezarlarında dahi rahat bırakmamıştır. Cumhuriyet’e olan kini gözlerini kör etmiş aklını esir almıştı. Vahdettin’in bir kahraman, Lozan’ın ise hezimet olduğunu yazabilmişti bu adam! 12 Mart 2012’de İstiklal Marşı’nın kabul etkinliklerinde bir konferans veren Kadir Mısırlıoğlu şair Mehmet Akif’i eleştirirken ‘’p……k,, demiş, tepkiler üzerine salonu terk etmek zorunda kalmıştı.

1980 darbesinden sonra hakkında verilen tutuklama kararından sonra müslüman bir ülkeye değil, Almanya’ya kaçtı ve Frankfurt’a yerleşti. Oradan da siyasi iltica talebinde bulunduğu İngiltere’ye geçti.

Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Daha sonraları tekrar Türkiye’ye döndü.

1960’lı yıllarda kurduğu seyahat şirketi ile Müslüman kardeşlerimi hacca götüreceğim diyerek topladığı milyonları buharlaştırdı. İstanbul boğazında 10 milyon dolarlık bir gayrimenkulü olduğu biliniyor.(bu yer restoran olarak kullanılıyormuş)

William Shakespeare’nin aslında Müslüman ve isminin ‘Şeyh Pir’ olduğunu iddia etti.

Cinlerle iletişim kurabilen kendisi gibi bir insan ile karşılaştığını ve Atatürk’ün ruhunu çağırdıklarını hatta o ‘Seansta’ Atatürk’ü sorguladığına dair iddialarda bulundu. Bu gerici ve Cumhuriyet düşmanı

‘Atatürk’ün heykellerini it leşi gibi sürüklenip atıldığı günleri göreceğiz’ dedi.

Yıllardır Ulu Önder Atatürk’ün aziz hatırasına, Cumhuriyet devrimlerine sövüyor, kin kusuyor.

Sövdükçe devlet katında itibar görüyor, hatta Beştepe’de misafir ediliyor. Kitapları AKP’li belediyelerce on binlerce satın alınıyor, Fesli Kadir’in verdiği konferanslarda halka bedava dağıtılıyor. Paraya para demiyor, kazandıkça sövüyor, sövdükçe kazanıyor.

Atatürk’ün annesine hakaret ediyor, babasına iftira atıyor. Sövdükçe ziyaretçisi artıyor. Bakanlar geliyor. Hatta Cumhurbaşkanı geliyor ziyaretine …

Diyanet İşleri Başkanı (DİB) durur mu? Hemen koşuyor Mısıroğlu’nun yanına. 10 Kasım günü gazetelere bu ziyaretin fotoğrafları yansıyor. Hani şu Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in başında olup da son Cuma Hutbesinde Ulu Önder'e bir Fatiha’yı çok gören zat,,,

Peki biz ne yapıyoruz? Yurdum insanı ‘’Meczup,, deyip geçiyoruz.

Sayın DİB Erbaş, o zatı insani duygularla başka devlet büyüklerimiz de ziyaret etti. Bu başka bir şey, o ziyaret DİP cübbesi giyip 10 Kasım‘ın arifesine denk getirmek başka bir iştir. Kaldı ki bu ziyaret plansızca hiçbir art niyet taşımadan yanlışlıkla o tarihe denk de gelmiş olabilirdi. Ama bir açıklama yapıp hiç bu mevzudan bahsetmemek, ziyaretinizin altında yatan bir mesaj olduğuna dair kaygıları güçlendirilmiştir. Zat’ı Aliniz kadar zeki olmasak da hiç birimiz aptal değiliz. Atatürk’ün kurduğu devlette çalışıp o devletin size verdiği makam aracıyla, kamu görevinizin başında olmanız gereken bir gün ve mesai saatinde; “10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe kenefe gidin” diyen adama yaptığınız ziyaretle hatırlayacak Türk milleti sizi. Sonsuza kadar…

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.