Takip Et
  • 9 Kasım 2018, Cuma

YALANLA ÖZDEŞLEŞEN TOPLUM!

Dil yalan söyler, bilirsiniz. Gözler kaçırılır. Parmaklar bir şeyle uğraşır gibidir. Yalanı anlarsınız. Amma, vicdan yalan söylemez bilirsiniz. Siz de yalan söylediğinizde içinizde bir şey kımıldar. İşte o vicdandır.

Berat Albayrak “Eğer” demiş, “Recep Tayyip Erdoğan aya giden altı şeritli yol yapacağız dese ona inanırlar.”

Seçim reklamlarında da var zaten kuyruğu ateşten Anka kuşu uçuyor. RTE parmağını uzatmış, hülyalı gözlerle ona bakıyor. Ortada ne kuş var, ne de ateşten kuyruk. Ama demek ki inanıyorlar. İnanıyorlar ki yüzde 50’lere yakın oyları var. İyi de bu oyların nedeni, bu boş inanç ise gurur mu duymalı, yoksa utanmalı mı? Bunca haksızlığı göre göre… Bunca yolsuzluğu duya duya. Bunca kepazeliği, rezilliği bile bile… Hala bunca yanlışlığın peşine takılanlarla gurur mu duymalı, utanç mı? Vicdanlı akıl utanır. Vicdansız kurnazlık sırıtır. Ara bölge bitti. Ya “Vicdanlı akıl” dan yanasın ya da “vicdansız kurnazlıktan” taraftasın. İkisinin arası kalmadı.

Ayrımdı, bölünmüşlüktü, oydu buydu kalmadı. Ya “vicdanlı akıl” dan yanasın ya da “vicdansız kurnaz” dan! Açık, sade, net. Çevrenizi, size söyleyenleri iyice irdeleyin. Karşınızdaki kişinin huyunu, suyunu, soyunu, sopunu iyice görün. Aklınızla alay edilmesine fırsat tanımayın. Her mesleğin kendi içinde anı kurtarmaya yönelik “pembe”, “beyaz”, artık her ne renkse yalanları var! Belki arada doğru olanlar da vardır. Lakin sürekli duymaya ve yalan olduğunu bile bile inanmaya devam ettiğimiz yalanlarla her an karşılaşıyoruz. Ayakkabıcı: Giydikçe açılır. İnsan Kaynakları: Biz sizi ararız. Öğretmen: Çocuğunuz zeki ama çalışmıyor. Emlakçı: Merkezde önünden minibüs geçiyor. Pazarcı: Bunlar hormonsuz köy domatesi. Müşteri Hizmetleri: Bu şikayeti ilk kez alıyoruz. Esnaf: Maliyeti kurtarmaz abicim bize gelişi bu! Tamirci: Tesisatın komple değişmesi lazım. Bakkal: Hiç bozuk yok. TV bilgisayar cep telefonu tamircisi: Abi bu gitmiş ya! Kombici: Teknik servis ücreti almayalım ama parça değiştirdik bu seferlik (x) lira alalım. Psikolog: Sizi gayet iyi anlıyorum. Magazin ünlüsü: Sadece arkadaşız. Usta: Malzeme almaya gidiyorum. TV programı katılımcısı: 81 milyonun gözü önünde. Sunucu: Telefonlar kilitlendi. Yarışmacı: Önemli olan katılmaktı. Oyuncu: Sette çok eğlendik. Avukat: Müvekkilim masumdur Hakim bey. Ressam: Bu eserimde deneysel çalıştım. Cep telefonu satıcısı: Ekranda çizik var, en fazla 300 TL eder. Kasap: Etin en iyi yeri size nasip oldu. Falcı: Üç ay mı desem, üç hafta mı, üç gün mü? Otobüs şoförü: Geçer geçer, hatta yakından geçer. Belediye otobüs şoförü: Arka taraf bom boş. Restoran işletmecisi: O masa rezerve. Oto tamircisi: Bu sesin gelmesi normal. Aktar: Ölümden gayrı başka her derde deva bu. Kargocu: Sizi evde bulamadık. Yönetici asistanı: X bey yurtdışında, kim arıyordu? not edeyim. Eczacı: O ilaç piyasada bulunmuyor. Kuaför: Bu saç sana çok yakıştı. Kısaltmadım uçlarından aldım, saçın hiç zarar görmedi. Çağrı merkezi personeli: Ekranımın açılmasını bekliyorum. Anketör: 5 dakikanızı alabilir miyim? Hemşire: Merak etmeyin acımayacak, sadece ilaç biraz yakıyor. Paket servis yemek sektörü: Çıktı abi yolda, şimdi gelir. Mobilyacı: Kapatıyoruz, zararına satışlar. Beyaz eşya satıcısı: Aynısını evde ben kullanıyorum ve çok memnunum. Banka çalışanı: Şu anda sistemde bir sorun yaşanmakta, sizi biraz bekleteceğim.

Ve sonrada efsane klişe: Ablacığım sen bizdensin bana güven, sen yabancı değilsin. Annemin bir sözü vardı, “Ardıç ağacının közüne, yalancının sözüne inanılmaz”. Millet olarak yalanla özdeşleşen bir toplum olduk maalesef Allah sonumuzu hayırlı etsin. Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.