Takip Et
  • 11 Ekim 2019, Cuma

BOŞVER BE YAŞI BAŞI…

Ben gazetecilikte tabiri caizse hem alaylı hem de okulluyum. 16 yaşındayken eski milletvekili Hüsamettin Çoşkun’un kıroba gazetesinde rahmetli Nuri Sevincek ve Türker Sanal’ la birlikte çalıştım. Aydın’ın o zaman ki günlük yerel gazetesinde günlük yazılarım yayımlandı. Yani demem o ki… Birazcık bu işi bilirim. Benim gözümde gazeteci muhabir yani haberi verendir.

Gazeteci olaylara ayna görevi görür ve kamuyu, vatandaşları bilgilendirir. Rahmetli Hasan Pulur ustam: “gazeteci olaylar ile vatandaş arasında karbon (kopya) kağıdı gibidir. Olaylar mübalağasız bir şekilde halka bilgilendirecek şekilde aktaran kişidir” derdi.

Köşe yazarları her hangi bir konu da halka kendi fikirlerini aktarırlar. O köşeler onların değil gazetenindir. Köşe yazarları köşelerinde kendi kişisel sorunlarından bahsetmez ve kendi amaçları için köşesini kullanmaz denge de daha önceleri de yazı yazıyordum. Ama 11.Ekim.2013’ten bu yana her hafta Cuma günleri sürekli yazıyorum yaz, kış, ilkbahar, sonbahar hiç aksama olmadı. Allahıma şükürler olsun. Geriye şöyle bir bakınca 6 koskocaman yıl geçmiş. Bütün bunları anlatmamın nedeni bugün (affınıza sığınarak) kendimden bahsedeceğim.

43 yıllık eşim emekli öğretmen Müjgan Atıntaş’ın yarın doğum günü. Ona şimdiye kadar hediye veremedim, çeşitli nedenlerle. Bu kez ona Can Yücel’in bir şiirini yaş günü hediyesi olarak vermek istiyorum. Yaş günün kutlu olsun sevgili öğretmenim, nice mutlu yıllara…

Boş ver be yaşı!

Gönlün ne kadar genç ondan haber ver?

Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan

sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?

Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,

Gelene geçene yol verme girsin içeri diye,

Ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.

Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,

Ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,

bırak aksın yollarına.

Yağ geç, yık geç kimse, kimse inanmazsa inanmasın

sen inan yüreğine.

hem ona geçmezse kime geçer sözün?

Büyü büyü..

Bak ellerin ayakların kocaman,

aklında maşallah yerinde

E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.

Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden

boş ver yaşı başı,

Aşk var mı aşk, ondan haber ver?

Takılmışım yüzündeki, gözündeki çizgilere

o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,

Atmak mı istiyorsun kendini dereye soğuk bir kış günü.

Öl gitsin…

Parayı pulu savurup

bir balıkçı köyünde balık mı tutmak istediğin,

Savrul gitsin..

Boşver be yaşı başı,

kim tutar seni kim,

Kendi yüreğinden başka?

Aklını al da öyle git…

İster bir duvara, ister bir odaya, kıra, bayıra vur da git.

Dert etme ellerini, onlarda gelir seninle birlikte bırakmadıkça birine.

O biride gelir, gerçekten istediğin oysa,

Seveceksen ve öleceksen uğruna…

Yaşa be yaşa da öyle git, gireceksen toprağa.

Yaş 70’e gelse bile, hayat daha bitmemiş,

Sen mi biteceksin?

Çekeceksen bile bayrağı,

yaşadım ULAN DİBİNE KADAR diyemeyecek misin?

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.