Takip Et
  • 15 Kasım 2013, Cuma

Her 10 Kasım’da 9’a 5 geçe...

Bir ilan gördüm tüylerim diken, diken oldu, kan beynime çıktı, sinirlerime hakim olamadım. İlan 10 Kasım Pazar günü Akit denen gazetede yayımlandı. İlanı veren Eyüp Gökhan Özekin’in imtiyaz sahibi, Hakan Albayrak’ın genel yayın müdürü olduğu Sancaktar dergisi tarafından gazeteye tam sayfa olarak verilmişti.

 

OLMASAYDIN DA OLURDUK.

1881-1938

İlan aynen böyleydi, bir hüzün kapladı içimi nankörlüğün böylesiyle karşılaşacağımızı hiç ummmuyordum. İçimden geçenler satırlarıma döküldü.

Bu yıl dokuzu beş geçe, yokluğun değil büyüklüğün sardı yüreğimi. 75 yıl olmuş... 60 kusur yıllık yaşantım taa adını ilk öğrendiğim yıllara götürdü beni. Seni öğrenebilmek için hiç çabalamamışım. Ne şanslıymışım...

Tıpkı senin gibi şu an yanımda olmayan babam ve 90 yaşında olan annem her fırsatta adını kazımış belleğime...

Bu yıl dokuzu beş geçe büyüklüğün sardı yeniden benliğimi. Andımızı ilk okuduğumuz gün geldi aklıma.

Bir asker gibi küçücük bedenimi nasıl daha dik tutarım diye etrafımı süzerken hatırlıyorum kendimi, Yedi Eylül İlkokulu’nun duvarına asılan çakmak, çakmak gözlerinle gururla bakışını anımsıyorum bizlere.

Bu dokuzu beş geçe daha da büyüksün. Hala eserlerine burun kıvıranlar, öfke duyanlar var.

İşte sen olmasan da olurduk nankörlüğüne içi götüren cahil, cühela kitleler ve hainler var.

Hala seninle baş edemeyenler, Anıt Kabirinde güya saygı duruşunda metozori duranlar var!..

Hala senden büyük işler yapmaya çalışanlar var!..

Kurduğun büyük cumhuriyeti ve Türk ulusunu bölük pörçük, parça parça etmek isteyenler var!..

90 yıl geçti aradan, o eserin büyüklüğünü örtmek için türlü çaba gösterenler var, kurduğun meclise devrimlerini protesto edercesine gelenler var!..

Eserlerini emanet ettiğin geçliği hain ilan edenler polis kuvvetiyle sindirmeye çalışanlar var.

Diyorum ya, bu dokuzu beş geçe daha, daha bir farklı büyüksün... Belki yarın; belki yarından da yakın daha bir büyüyeceksin. Ziyaretçilerin bu yıl milyonu aştı. 7 den 70 e her ırktan, her dinden, her dilden milyonlar sana koştu, yazılı ve görsel basın senden övgüyle söz etti

Gelecek yıllarda öyle büyüyeceksin ki; toz olacaklar! Toz taneleri gibi dağılacaklar.

 

“Olmasan da olurduk” diyenler mi? Onlar da un ufak olacaklar merak etme. Eski bakanlardan büyük devlet adamı Kamran İnan Gaydalı diyorki, “Türkiye bu kadar haini nasıl ve nerede yetiştirdi.” Akdenizde italyanlar, Hatay ve çevresinde Fransızlar, Kars Ardahan yöresinde Ruslar, Marmara ve İstanbul’da İngilizler... Sakın bu hainler bu saydığım devletlerin tohumları olmasın.

 

“Olmasaydın da olurduk” ilanı şimdi nerede olduğunu bilmediğim 2000 yıllarının ortasında Örgüp Emniyet Müdürü olan sayın Mutlu Çelik’in Cevaben isimli şiiriyle yanıtlamak istiyorum hepinize,

sevgi ve saygılarımla değerli Denge okurları.

 

CEVABEN

Ne işin var tanrı ile aramda

Sen kimsin ki orucumu sorarsın

Hakikaten gözün yoksa haramda

Baş açığa niye türban sorarsın

 

Rakı, şarap içiyorsam sana ne?

Yoksa sana bir zararım içerim.

İkimizde gelsek kıldan köprüye,

Dürüstsem, sarhoşken de geçerim.

 

Sakal, şalvar, gümüş, sarık işdeğil

İbadetin reklamına sığınma

İnanç varsa inandığına eğil

Her tayinde bir camiye sığınma.

 

Esir ikem mümkünmüdür ibadet

Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et

Senin gibi dürzülerin yüzünden

Dininden de soğuyacak bu millet

 

İşgaldeki hali sakın unutma

Atatürk’e dil uzatma sebepsiz

Sen anandan yine çıkardın ama

Baban kimdi bilemezdin şerefsiz

 

Riyakarsın sakal gizlemez seni!

Haram ile doldurmuşsun keseni

Dokunursa bu millet ... seni. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.