Takip Et
  • 5 Şubat 2021, Cuma

RENGARENK BİR FUTBOLCU…

Kadıköy'den Üsküdar'a giderken veya Üsküdar'dan Kadıköy'e giderken yolun tam ortasında Duvardibi isimli bir semt vardır. Duvardibi'nin hemen yanında yolun kıyısında Selimiye Spor'un futbol sahası, karşısında Selimiye Kışlası vardır. Yolun sağ tarafına ilerlediğinizde Eczane Sokak ve bu sokağın sağ tarafındaki üçüncü sırada Sevinç Apartmanı vardır. İşte bu Sevinç Apartmanı'nın 7 no’lu dairesinde biz üç arkadaş kalıyorduk.

Milliyet ve Sabah gazetelerinde Spor Müdürlüğü yapan rahmetli İlker Ateş, şuanda TRT ve Hürriyet Gazetesi Roma Temsilcisi, Reha Erus ve ben kalıyorduk. Apartmana zaman zaman genç, yakışıklı bir futbolcu geliyordu. Ben kendisini İzmir'den tanıyordum. Bu genç adam Altay'ın ve Milli Takım'ın ünlü kalecisi Varol Ürkmez'di. Ben kolejde okurken Alsancak Stad'ının birinci katında bulunan Altay Lokali'ne giderdim. Lokalin penceresi sahaya bakıyordu, buradan soğuk ve yağmurlu günlerde sahadaki karşılaşmaları izlerdim. Oraya bazen Varol'da gelir; bizi etrafına toplar, anılarını anlatırdı. Sonradan öğrendik ki Varol, bizim Sevinç Apartmanı'nın sahibinin kızı Sevinç ile nişanlıydı ve zaman zaman nişanlısını ziyarete geliyordu.

Uğur Vardar'ın da anlattığı gibi geçtiğimiz günlerde "benden bu kadar" diyerek aramızdan ayrılan Varol Ürkmez, futbol tarihimizin en renkli, en farklı isimlerinden biridir.

1937 Sakarya doğumlu efsane file bekçisi Selimiye Spor Kulubü'nde başladığı futbol kariyerini daha sonra Sultantepe Spor Kulubü'ne taşımış ve beğenildiği seçmelerden sonra 1953 yılında Beşiktaş'ın kalesinin sahibi olmuştu. Varol, Beşiktaş'ın seçmelerini şöyle anlatmıştı: " Beşiktaş'ın seçmelerine gittim. Kaleye geçmemi söylediler, kaleye geçtim ve 6 gol yedim. Tamam bu iş bitti diye düşünürken, beni antrenörün yanına çağırdığını söylediler. Eyvah dedim kendi kendime. 6 gol yediğim yetmezmiş gibi bir de dayak yiyeceğiz herhalde..." Siyah Beyazlı forma altında Real Madrid'e karşı oynamış. Öyle ki o maçta Kartal 2-0 mağlup olmasına rağmen, ışıltılı performansı İspanyolların dikkatini çekmiş, transfer teklifi almış ama ailevi nedenlerden dolayı Madrid'in yolunu tutamamıştı. Beşiktaş macerası 1960'ta sona eren ve daha sonra İzmir'in siyah- Beyazlı kulübü Altay'ın yolunu tutan Varol, Galatasaray, Manisaspor, Gençlerbirliği ve Tekelspor formaları da giydi ve 70'li yıllarda profesyonel futbol hayatını sona erdirdi. Ürkmez'in sinema yolculuğuna gelince ilk filmi 1963 tarihli "Kavgasız Yaşayalım" ile başlamıştı. Leyla Sayar ve Suzan Avcı'nın da rol aldığı Sırrı Gültekin imzalı yapımda zengin kızıyla bir şoförün hayatı anlatılıyordu. Daha sonraları "Tavan Arası, Aklın Durur, Şekerli Misin Vay Vay ve Şiribim Şiri Bom" Ürkmez'in rol aldığı diğer filmlerdi. Ürkmez'i renkli, farklı, sıradışı yapan unsurlar sadece futbol ve sinema kariyeri değildi.

Bir futbolcunun ya da aktörün hayat hikayesine bakıldığında kendisine ilişkin sayfada oynadığı kulüpleri, oynadığı maç sayısı ya da rol aldığı filmleri görürsünüz. Ürkmezi’in öyküsüne göz attığımızda şu nota da rastlıyorsunuz; 5 nikah, 52 nişan yapmıştır. Özetle kimde vardır böyle kariyer! Ki hayatına giren isimler arasında Suzan Avcı, Fatma Girik gibi sinemamızın kalbur üstü kadın yıldızları bulunuyordu. Girik’le tanışıklıkları bir film galasında başlamış, ilişkiye dönüşmüş. Ünlü oyuncunun kaleme aldığı duygu yüklü mektuplarla devam etmişti.

Yıllar sonra Ürkmez bu aşkı şöyle tanımlamıştı; “Ben ona layık değildim.”

Ürkmez’in hayatındaki ilgi çekici notlar sadece bu kadar değil. Şike yapmakla suçlanan ünlü kaleci, ayrıca birkaç kez borcunu ödememek, oto kaçakçılığına karışmak, nafaka vermemek gibi suçlardan dolayı içeri girmiş ve hapis yatmıştı. 84 yıllık bir ömre çok şey sığdırdı. Bence bu hayat sinema perdesine yansımayı hak ediyor.

Varol Ürkmez yaşadıklarını “Bir Kalecinin Yaşam Öyküsü” adlı kitapta toplamıştı. Kitabının tanıtım kampanyası çalışmaları dolayısıyla 2013 yılında İzmir’de düzenlenen bir toplantıya katılmış ve burada Beşiktaş’a geliş öyküsünü şöyle anlatmıştı: “Okula diye sahaya giderdim. Milli Takıma seçildiğimde evdekilerin haberi yoktu. Gazeteci bir ağabeyim vardı, beni bir gün gizlice Beşiktaş’ın idman maçına götürdü. Kaleye geçtim, altı tane gol yedim. Yönetici Sadri Usuoğlu, ‘Herkes gitsin bir tek golleri yiyen küçük çocuk kalsın’ demiş. Ben de korktum, ‘Golleri yedik, bir de dayak yiyeceğiz’ diye. Ama ‘Okumak şartıyla seni Beşiktaş’a aldık’ dediler. Ben de düştüm bayıldım. Aradan yıllar geçti çalıştığım dershanenin odasında otururken bir arkadaşım telefon etti. “Varol Ürkmez biraz önce yanımdaydı, kendi yazdığı kitabı dağıtıyormuş sana da uğrayacak” dedi. Yarım saat sonra Varol kapıda göründü. Buyur ettim, karşılıklı biraz sohbet ettik, eskilerden söz ettik, kitabını verdi ve müsaade istedi. Kendisini son görüşüm böyle oldu. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.