Takip Et
  • 9 Temmuz 2021, Cuma

ÖZLENEN MEYHANE

Pandemi yasakları bize meyhaneleri özletti. En ideal lokanta türü meyhane. Yeme – içme kültürünün en rafine ifadesi. Yeni arkadaşlıkların başladığı, dostlukların pekiştiği, koyu sohbetin eşliğinde yemek yeme ve adabında içmenin haz denen duyguyu doruk noktasına çıkardığı bir ortam.

Bakın divan edebiyatı şairlerinden Nedim Meyhane şiirinde neler söylüyor;

‘Bir söz dedi canan ki keramet var içinde

Dün geceye dair bir işaret var içinde

Meyhane mukassi görünür taşradan amma

Bir başka ferah başka letafet var içinde

Eyvah o üç çifte kayık aldı kararım

Şarkı okuyup geçti bir afet var içinde

Olmakta derununda heva ateşi Suzan

Nayın diyebilmem ki ne halet var içinde

Ey şuh Nedima ile bir seyrin işittik

Tenhaca varıp Göksu’ ya işret var içinde.'

 

Gerçi artık salaş meyhaneler de kalmadı. Eskiden Nazilli köprü başını geçince Zafer meydanın da irili ufaklı sayısız meyhaneler vardı. Pandemiyle çoğu kapılarını kapattı. Özellikle pandemi sonrasında hepimiz aynı özlemleri paylaşıyoruz şuan. Sadece dışarıda yemek değil ,gülüp sohbet etmek, hatta başkalarına arkadaşça ve takdir eder şekilde dokunmak, sırtını sıvazlamak istiyoruz.

Meyhane tüm bu özlemler için en ideal lokanta türü. Yeni arkadaşlıkların başladığı, dostlukların pekiştiği, adabında içmenin ve koyulaşan sohbetin eşliğinde yemek yemenin haz denen duyguyu doruk noktasına çıkardığı bir güzel ortam.

Azar azar ve aheste aheste yenilir içilir meyhanede. Yeme ve içmenin adabı olduğu gibi meyhanenin de bir adabı vardır. Bağıra bağıra konuşulmaz. Nüktedan olmak esastır ama kimseyle alay edilmez. Hiç kimse masayı esir almaz, yani sadece kendisi konuşmaz. Masadakilerin iyi taraflarından bahsedilir. Yağ çekmek kötüdür ama içten gelen şekilde iltifat etmek meyhane adabına yakışır. Meyhane sadece haz duygusunu kamçılamaz. Aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Farklı insanların birbirleriyle kaynaştığı ve hoşgörü denen etik değerin el üstünde tutulduğu bir kurumdur meyhane.

Bu açıdan baktığımda pandemi sonrası için hem kötümserim hem iyimser. Kötümserim çünkü eski salaş meyhaneler yavaş yavaş yok oluyor. Önce işin ruhu gitti, biçimi kaldı. Sonra yavaş yavaş o biçimde harap oldu. Eski mezeler unutuldu. ‘içki içen ne yediğini bilmez’ dendi. Çok düşük kalite malzemeler kullanılmaya başladı. Mezeler lokantada hazırlanacağına hazır ve en ucuza verenden alınır oldu.

Aynı sokakta aynısının tıpkısı meyhaneler açıldı. Bir soğuk meze istediğinizde o da nedir diye yüzünüze bakan garsonlar türedi.

Ama iyimserimde… Salgın öncesinde ortaya yeni bir meyhane türü çıkıyordu. İyi bir şeyler yapmak isteyen patronlar ve lokantalar meyhaneye ilgi duymaya başladı. Eski tür klasik meyhaneler de tamamen kaybolmadı. Bir iki kişi halen direniyor. Çıtayı aşağıya çekmeyi haysiyetlerine aykırı buldu. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek? Bana öyle geliyor ki meyhanenin geleceğiyle ülke mutfağımızın kaderi arasında çok yakın bir ilişki var.

Meyhane de rakı içmenin de bir adabı vardır. Bir kiminle içtiğine dikkat edeceksin, bir de kimin için içtiğine… Şarkı da önemlidir bak, Zeki Müren iyi gider mesela yanında. Derdini en iyi nağmeler anlar, çünkü rakı yanındakiyle içilse de kadeh aklındakine kalkar. Rakı seven adam kalitelidir. Beyaz peynir tercih eder, kaşarla işi olmaz.

Bir erkek için en büyük keyiflerden biridir dostla ahbapla içmek, tamam da sevdiği kadınla rakı içmek bir başkadır. Güzeldir kadın, içtikçe güzelleşir. Ondan derler ki ; ‘çirkin kadın yoktur, az rakı vardır.’

Kadının içindeki beyazdır rakı, buğudur, dumandır. Ütüsüz kadınlardır rakı sevenler. Çantaları, ayakkabıları, kemerleri aynı renktir. Şöyle bir bakınca tastamamdırlar. Oysa rakı sevenlerin üstleri başları değil belki ama dertleri ,kederleri tastamamdır.

Sen hiç ömründe bütün aşkını gözlerine yükleyip o gözlerle ruhuna dokunan bir kadınla rakı içtin mi?

İçmedinse, rakı içen bir kadından daha güzel olan tek şeyin o kadının seni sevmesi olduğunu bilemezsin…

Aynen Aydın Boysan ustanın dediği gibi;

‘Rakı sofrasına meze olmuş yürek yangınlarının kibritle oynayıp kaçan faili de, büyük kahkahaların ardındaki nemli gözlerin sahibi de bir kadındır.’

Unutma;

Rakı sofrasında kadın yoksa, uğruna sofra kurulmuş bir kadın vardır.

Vakti kerahattir… Hava kararmalı, bardak ağarmalıdır.

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.