Takip Et
  • 8 Ocak 2021, Cuma

GELEN GİDENİ ARATIR MI ?

Her yıl olduğu gibi, 2020'ye de büyük umutlarla girmiştik. 2020'nin geride bıraktığımız diğer yıllardan daha iyi olmasını arzulamıştık. Ama maalesef olmadı... Yılın ilk ayları güzel başlamıştı, fakat Mart ayı itibarıyla hayatımızı alt üst eden koronavirüs ile tanıştık. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu illet, yaşam şeklimizi tam anlamıyla değiştirdi.

Bilim insanları bu illete karşı aşı geliştirmek için dört koldan çaba içine girdi ve yeni yılın son günlerine yaklaştığımızda bir umut doğdu. Farklı ülkelerin aşıyı bulmasıyla tüm dünya derin bir nefes aldı. Umuyoruz ki aşı sayesinde yaz aylarına kadar sağlık açısından, sonrasında da ekonomik olarak tüm dünya rahatlamış olur!

Dünya tarihinin unutulmazları arasına girecek bir yıl oldu 2020. Koronavirüsün ortaya çıkmasıyla sanki zaman durdu, biz de paralel bir evrene geçtik. Eğitim hayatımızdan iş yapış şeklimize, alışkanlıklarımıza kadar her şey değişti. Öyle ki 2020 gitmeden son numarasını da yaptı. Salgın kapsamında otel restoran ve lüks mekanlarda eğlence yapılması yasaklandı. Hepimiz evlerimizde PTT (Pijama, terlik, televizyon)olarak oturduk.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve oradan tüm dünyaya yayılan salgın nedeniyle, ülke ekonomileri derinden etkilendi. Hükümetler salgınla mücadele edebilmek için ardı ardına tedbirleri devreye aldı. Önce sınırlar kapatıldı, sonra sokağa çıkma kısıtlamaları başladı.

Kısıtlamalar sonrasında sokaklar boşaldı, dev fabrikalar kepenk indirdi. Uçaklar yere indi, turizm hareketliliği sıfırlandı. Birçok ülkenin sağlık sistemi salgınla mücadelede yetersiz kaldı. Dünyanın birçok yerinde marketlerde ürün kalmadı. Dünya büyük bir şok yaşarken, bu kez devreye destek paketleri girdi. Ekonomileri ayakta tutmak için adımlar atılmaya başladı. Türkiye ise bu süreçte özellikle sağlık sisteminin güçlü yapısı sayesinde ayakta kalmayı başardı. Hükümet açıkladığı destek paketleriyle salgının etkilerini azaltmak için mücadele etti.

2020'nin son dönemlerinde ise tünelin ucunda ışık göründü. Aşı çalışmalarında gelinen noktayla birlikte 2021 için umutlar yeşerdi. Her ne kadar 2020 öncesine dönmek zaman alacak olsa da özellikle aşılarda yakalanacak başarı ile birlikte 2021'in ikinci çeyreğinden itibaren toparlanmanın başlayabileceği tahmin ediliyor.

Pandemi de istem dışı hepimiz değiştik ve dönüştük. Geri dönüp bakınca aslında çoğumuzun "asla yapmam" dediğimiz birçok duruma uyum sağladık.

Özdisiplini, özyönetimi olan, kendiyle zaman geçirmeye alışmış kişiler bu süreçte nispeten zorlanmazken, buna alışık olmayan, daha çok sosyal hayattan beslenen kişiler hayli zorlandılar. Ama artık hepimiz hayatta kalmanın formülünü biliyoruz.

Yeni yılda (yılbaşında) salgın dolayısıyla sokaklarda, meydanlarda, eğlence mekanlarında, köyümüzde, deniz kenarında ya da her ne yapıyorsak hiç birini yapamadık.

Bazılarımız ise "çocukluğumuzdaki yılbaşı mümkün" diyerek 80’lerimizi düşünürsek, güzel sofralar kurduk, çerezimizi meyvemizi aldık ve TV karşısında mutlu olmaya çalıştık dediler. Söze gelince hep eskilere özlem duymuyor muyuz? Bu sene sanatçıların da programları olmadığı için isteyenler dijital platformlarda ya da sosyal medya hesaplarından onları izlediler.

Beraber şarkılar söyledik, oyunlar oynadık, biz karı-koca zaten çok zamandır içimize kapanmıştık, yılbaşı gecesi kendimize döndük. 2020'de içimizde neler biriktirdik? Neler hissettik? Neler öğrendik? Hayallerimiz nelerdir? Yılbaşı gecesi bu sorulara yanıt aradık. 2020 hepimiz için zor ve öğretici bir yıl oldu. İyi bir son yazmak ise elimizde olabilir diye düşünüyorum.

Her ne kadar sağlık ve ekonomi anlamında insanları zora soksa da hangimizin hayatını düzene sokmadı ki? Evet, yapış şekli hepimizi hırpaladı ama şöyle geçen senenize uzaktan baktığınızda hiç mi uzun zamandır şikayet ettiğiniz, yorulduğunuz, mutsuz olduğunuz, yapmaya cesaret edemediğiniz şeyleri "madem sen yapmıyorsun, ben sana zorla yaptırırım" dediğini de fark etmediniz mi?

2020 ezber bozan bir yıl oldu. Aynı Mevlana'nın "Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle birlikte aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?" sözüne benzetiyorum. Evet enerjisel olarak çok derin bir yılı geride bıraktık.

Hayatımızı tam anlamıyla altını üstüne getirdi ama kendi adıma şunu söyleyebilirim ki tüm zorluklara rağmen en son gününe kadar hayatıma katkısı çok oldu.

Hepinize nice mutlu, sağlıklı bir yıl diliyorum değerli Denge okurları. Dileğim gelenin gideni aratmaması... Bunu temenni ediyorum. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.