Takip Et
  • 5 Temmuz 2019, Cuma

DÜŞÜNÜNCE…

Dün “İyi düşünürsen iyi şeyler olur” konusuna beyin ne diyor diye arkadaşlarla konuştuk. Bu konunun sadece iyi bir niyet göstergesi olmadığını, sinir sisteminin çalışma prensiplerinden kaynaklanan bilimsel bir yönü olduğunu düşünüyorum. İnsan toplulukları, dikkati kolayca dağılan, “Odaklanmak” söz konusu olduğunda iradesi kuvvetsiz bireylerden oluşuyor. Güzel bir gün geçirirken bunu yolda yürürken size çarpan kişinin bozmasına izin verirsiniz. Çoğu zaman “Düşünen, analiz eden, çözüm bulan” dan çok egolar yürümektedir sokakta…

Her an sorun yaşamaya ve etrafında olan her şeyi kişisel algılamaya hazır bireyler… Dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen, kişisel egosu yüksek olan bireyler… Hal böyle olunca hayattaki esas konulara değil, “Ufak ufak kaşıyan” diğer küçük konulara odaklanmak öyle kolay ki…

Tali konulara odaklandığınızda ne oluyor peki? Meyl Streep ve Trump arasındaki sürtüşme örneğinden gidelim. Biliyorsunuz Altın küre ödüllerine Meyl Streep’in konuşması damga vurdu. Donald Trump’ın bir engelli gazeteciyi taklit etmesi ve bunun Streep üzerindeki etkisi çevresinde şekillenen, “Saygısızlığın daha fazla saygısızlığı, şiddetin daha fazla şiddeti çağıracağının” altını çizdiği konuşmasından sonra Trump’un Twitter üzerinden cevabı gecikmedi.

Streep’in “gereğinden fazla abartılmış bir oyuncu olduğunu” söylediği “Hillary’nin uşağı” tanımlamasını kullanarak aşağıladığı tweeti en az Streep’in sözleri kadar konuşuldu. Koskoca Amerika başkanı, aklını onu eleştiren bir ünlüye takıyor, gündemi bununla meşgul ediyordu. Bu “öncelik” meselesi sayesinde, Amerika’nın da hızla “tali-akıldışı konulara” bol bol gündemi değişen ve esas konulara odaklanmakta zorlanan bir ülkeye dönüştüğünü görebiliyoruz.

İnsanların kolayca dikkati yönlendirilebilen zayıf iradeli varlıklar olması işe yaramaya başlıyor bu noktada. Dünyanın farklı ülkelerinde farklı topluluklar “Trump engelli taklidi”, “Hamile kadın sokağa çıkmasın mı?”, “Satranç caiz midir?” gibi konulara bozuluyor ve sinirleniyordu. Dikkat dağıtmak, sinirlendirmek kolay olduğu için birileri insanların bu zafiyetini daha önemli ve tepki çekecek konuların üstünü örtmek için kullana biliyordu. Kısacası, “İyi düşün, iyi şeyler olsun” bir polyanacılık, basit bir “farkındalık oyunu” değil. Bireyin hayatını nasıl yaşadığını doğrudan etkileyen, hatta ülkelerin yaşantısını yönlendiren bir konu. Hayatta kontrol edebileceğimiz ve kesinlikle kontrolümüzün olmadığı konular var. Çok basit bir örnek üzerinden gidelim.

İştesiniz, aklınız sosyal medyada. Dikkatiniz dağılıyor, Facebook’u karıştırmaya başlıyorsunuz. 10 dakika sonra ilkokul arkadaşınızın fotoğraflarına bakıp, “Ay ne hale gelmiş” derken, eski dostunuzun lüks hayatına iç geçirirken, gittiği mezarda çektiği fotoğraftan bile beğeni bekleyen tanıdığa sinir olurken buluyorsunuz kendinizi…

Sinir hücreleriniz, bu tercihiniz sayesinde önünüzdeki işi “Önemsiz” olarak algılıyor. İşte yaptığınız bir seçimden sonra, artık kontrol sizde olmuyor. Kontrolün sizde olduğu anlar “Seçim” anları. İşinize devam etmeyi veya Facebook’taki o mezar fotoğrafına sinirlenmeyi tercih etme anı, sizin kontrolünüzde. Bir defa seçim yaptınız mı, artık kontrol sizde değil. Sizin için önemli olan konuyu seçtiyseniz ve bu tip makul seçimleri yapmayı sürdürüyorsanız, sinir sisteminiz “Önemli olan budur” diyecek, dikkat dağıtacak saçmalıkları çöp sepetine atıp “İmha” etmek için kendine bir yol çizecek. Fakat tali konulara endişelenmeyi, sinirlenmeyi seçtiyseniz ve bunu her gün yapıyorsanız, sinir sisteminiz ”küçük konulara büyük dertlenmeyi” öğrenecek ve esas konuyu kaçırmanızı sağlayacaktır.

Birileri de bu zafiyetinizi, kendi gündemini hayata geçirmek için her zaman kullanacaktır.

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları.

Yazarın notu: Geçen hafta yazdığım ‘Aşk olsun çocuk’ isimli yazımda başta yazdığım şiir Can Yücel’in olmasına karşın sehven Nazım Hikmet’in şiiri gibi yazılmıştır. Beni uyaran Bekir Kaya ve Ali Ciner isimli okuyucularıma teşekkürü bir borç biliyorum. Bu konuda detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Selamlarımla.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.