Yeter! Söz Milletin
10 Haziran 2015, ÇarşambaTweet |
Hepimizin bildiği bir sözdür. Hani Menderes Ovasından çıkmış Aydın’ın işgalinde savaş vermiş ve daha sonra CHP'den vekil olmuş akabinde Demokrat Partiyi kurmuş ve "Yeter Söz Milletin’’ sloganıyla iktidar olmuş Merhum Adnan MENDERES'e ait bir sözdür.
13 yıldır yazdık, söyledik, anlattık, ama bir türlü sorunlarımıza çare bulamadık. Hal böyle olunca her seçimde özellikle Aydın’da farklı tablolar ortaya çıkmaya başladı. Özellikle sağ partilerimizin "Ceketi assak seçim kazanıyoruz" diyerek hafife aldığı Aydın halkı buna karşı bir çıkış yolu buldu ve her seçimde, ‘’Yeter söz milletindir’’ sözünü söylemeye devam etti.
İktidar partimiz de bu sürece dahil oldu ve her fırsatta "Demokrasi Şehidi Adnan Menderes'i anarken" nedense Aydın’ı unuttu. Elbette boş bırakılan hiçbir alan boş kalmaz. Dolayısıyla buradaki boşluğu fark eden Özlem Çerçioğlu partisini hem yerel iktidarı hem de genelde en çok oy aldığı şehirler arasına sokmaya başarmıştır.
13 yıldır Aydın genel politikalardan yatırımlar almıştır elbette yani bunu görmezden gelmek AK Partiye haksızlık olur ama 13 yıldır değişmeyen sorunlar vardır ve bu geleneksel hale dönüşmüştür. Özellikle atamayla gelen devletimize temsil eden yetkililer kendilerine öyle bir yere koymuşlardır ki adeta Aydın onlar için vardır. Oysa onlar Aydın ve Aydın halkına hizmet için buradalar idi.
Özellikle bu seçim öncesi devlet güç ve imkanlarına kullanarak bir nevi tehditle "Bakın ya meydana gidersiniz, ya da işinizden olursunuz" dediğiniz insanların size oy vereceğini mi düşünüyorsunuz? Bu nasıl bir yöntemdir? Şunu anlarım gerçekten devleti temsil anlamında (seçim çalışması olmayan) şehrimizi gelecek olan Başbakan ve Cumhurbaşkanını karşılama veya onların programlarına katılım teşvik edilebilir ve bunu duyurmakla bile insanlarımızın o toplantıya teşrif edeceğini hepimiz biliyoruz. Yani demek istemem odur ki Aydın halkı sevmese bile devleti temsil eden herkese yüksek derecede saygı gösterir. Peki, siz ne yaptınız? Tehdit, tenkit ve gösteriş. İşte bu Aydın’da tutmuyor. Sanırım anlaşılmıştır.
Buna karşı yerel iktidarın yaptığı ortadadır. Herkesin başkanıyım algısıyla toplumun her kesimine karşı bir duruş geliştirmiş, kendi genel başkanı için bile belediye imkanlarını kullanmamıştır.
İşte bu şartlar altında gittiğimiz seçim sonlandı. Gerçekten daha önce yazdığım gibi "heyecansız sönük ama katılımın yüksek" olduğu seçim yine her parti ve kesime yeni mesajlar yükledi. Eskiye takılıp kalan veya öfke, kin ve nefrete prim verenler bundan sonraki ilk seçimde yine bedel ödeyecektir. Yeni kurulacak hükümet toplumda "onuru kırılmış, küstürülmüş, derdi dinlenmeyen, sorunları olanlara, ne halin varsa gör denilen " toplum kesimlerine rahatlatacak icraatlarla başlamalıdır. Kamu kurumlarında halka hizmet etmesi gerekenlerin, halkı hizmetçi görenlerin acilen görevlerinden uzaklaştırılması gerekmektedir.
Geldiğimiz bu noktayı sorgulayanlar ve özellikle AK Partili arkadaşlarım. Bu noktaya gelişimizin en büyük sorumlusu sizlersiniz. Hal böyle olduğu halde başka yerlerde suçlu aramanın kimseye faydası yok. Ben de öncelikle kendi içinizdeki kırdığınız, üzdüğünüz, hakaret ettiğiniz insanların gönlünü alın. Esnaf ve sanatkarların sesini duyun. Bu seçim önü Yeni Sanayi Sitesine hiç uğramadınız? Esnaf ve sanatkarlarımızın 2002 yılından bu yana 8 kat daha borcu arttı. Bizim lütfen patron muamelesiyle onurumuzu kırmaktan vazgeçin. Biz ustayız. Halkımızın verdiği bu mesajla kurulacak olan yeni hükümetimizin başarılı olması için elimizden geleni yapacağız. Yeter ki sizler ne demek istediğimizi anlayın. Yeter! Söz Milletin...