Takip Et

Mehmet TOSUN

Çocuğun Edebiyatı Mı Olur?

20 Ocak 2015, Salı

     

“Neden olmasın!” diye kestirip atıveresi geliyor insanın. Ama gelin görün ki çocuk edebiyatı kavramı hâlâ ontolojik bir meseledir bizim ülkemizde. Çocuk edebiyatını tanıma çabaları her geçen gün yoğunlaşıyor halbuki. Dünyayı çepeçevre sarmış olan çocuk kültürü öncelikle çocuk edebiyatına yansıyor. Çağdaş hassasiyetlerle kurulan yenilikçi çocuk edebiyatı dünya çocuklarına ulaşmada hiçbir sınır tanımıyor. Özellikle günümüz milenyum çağında sınır koyamadığımız iyi bilgiye ya da bilgi kirliliğine ulaşmada hiç sıkıntı çekmiyor çocuklarımız. Ne veriyorsan onu alıyor, ne görüyorsa onu söylüyor, ne hoş gelirse onunla hemhal oluveriyor. Madem böyledir bizim çocuklarımız niye başkalarının değerler eğitimi sistemiyle büyüsünler ve büyülensinler?

Öncelikle bazı kavramlar ve kendi değer sistemimiz üzerinde durmakta fayda var. Eskiden tekkelerde, “Edep Ya Hu” diye bir levha varmış. Mademki insan sosyal bir varlıktır, insanın insanlar içinde rahat etmesi edep ile mümkündür. Edepli bir toplulukta insan huzur bulur. Edebi; yazıda sözde, çizgide, resimde ve halde aramalıdır. Her çocuk farklıdır, öyle bir farklılık ki, negatif değerlerin bütününden pozitif değerlerin bütününe uzanıyor. Her çocuğun hayatı bir denklemdir. Akrabalar, arkadaşları, komşular, okul ve medya bu denklemin içinde kıyasıya bir yarış halindedirler çocuğu etkilemek için. İşte bu denklemin sonucu çocuğun hayatı ve anlayışıdır. Sahi şunu da hiç düşündük mü? Romeo ve Juliet’i bildiğimiz kadar Leyla ile Mecnun’u; yine Noel Baba’yı bildiğimiz kadar Hızır’ı tanıyor muyuz? Robin Hood kadar Köroğlu’nu veya Deli Dumrul’u… Evet unutulmamalıdır ki, çocukların hâlet-i ruhiyelerinin menfi ya da müspet yöndeki her türlü davranışlarının müsebbibi o gençlerin büyükleridir.

Çocuk edebiyatı demişken güzel yaşanmış bir hayattan daha güzel bir roman, hikâye ve masal olamaz. Şiir gibi hayatınız olursa gerisi hikâye. Öyleyse çocuğun okuduğu ilk edebî tür annesidir. Ancak şu da bir gerçek: İyinin çocuğu kötü; kötünün çocuğu iyi olabilir. İşte bu farklılığın zuhur etmesinde denklem değerlerinin değişimi tesiri olabiliyor.

Edebî sanatların bütünü çocuk seviyesine indirilip çocuk için şiir, hikâye, masal yazılabilir. Fakat çok geç kaldık sanki. Çünkü çocuklar çizgi film ve bilgisayar oyunlarıyla meşguller. Her çizgi film bir masal, her bilgisayar oyunu da hikâye olabilir. Evet, bunu yapmak mümkün. Çocuk edebiyatı unutulmamalıdır ki, önce bir edebiyattır. Edebiyatın teşekkülüyle ilgili bütün kaideler çocuk edebiyatı için de gereklidir. Çocuk kalbinin hassasiyeti ve çocuk bakışı çocuk edebiyatına yön verir.

Elektronik cihazlar çocukların dünyasına çoktan girdi. Hele Millî Eğitim Bakanlığının son projeleriyle çocuklar ellerinden düşürmeyecekler elektronik aletleri. Bu durumda bize düşen vazife; bu aletlerle kültürümüzü edepli bir şekilde çocuklarımıza yansıtmaktır.

Geleceğimizi çocuklara teslim edeceksek, çocuklara bakıp geleceğimizi anlarız. Türkiye’de okulsuz yöreler, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar… Üretici değil, tüketici yetiştirilen bir nesil… Evdekinden sokaktakine kadar çocuk problemlerinde cevapsız kalan birçok soru vardır. Bunlar belki de uzun yıllar cevapsız kalacak ve bu çocuklarımızın hayrına olmayacaktır. 



Yazarın Tüm Yazıları

Çocuğun Edebiyatı Mı Olur?

20 Ocak 2015, Salı