
Seninle gitmiş her şey de
11 Şubat 2015, ÇarşambaTweet |
“Yolun açık olsun. En çok da bana dönen tarafı…”
Gereği düşünüldü. Şiddetli sevmişim seni meğer. Yalan değil. Yeterli deliller bıraktım ardımda. Kırık dökük özlemler. Ve yerine kokunun, parmaklıkları aldım koynuma. Haydi, çözsünler ellerimi. Çünkü biliyorum, prangalara sığmaz boşluğun. Farz et ki karanlığı bastım yaralarıma. Ne göğsümdeki ağırlık sensin şimdi, ne de saçların var yüzümü huylandıran. Affet! Hukuka aykırı serzenişler bıraktım ardımda. Ufak tefek sevişmeler. Ve yerine kollarının, urganlar sardım boynuma.
Şimdi yalnızsam söyle. Senin değil mi dudaklarımdaki sarhoşluk? Yanı başımdaki gölgenin sana çok benzemesi… Bir çığlık, içimi ürpertiyor şakaklarımda. Ve kulaklarıma değiyor öte yandan sevdalı bir -ezgi-. Aydınlat hadi sabrım yok. Sensen boğazımdaki kuruluk, bütün denizlere veda edeyim. Ama yalnızsam da söyle, toplayıp bütün düşlerimi, vereyim geceye.
Birazdan saldırır duvarlar. Sokak lambaları söner. Körpe bir karanlık dolar penceremden. Sondan bir önceki sigaramı yakarım tüm yanmışlığımla. Ve bir kibrit alevinde rastlarım yine olmayışına. Titreyişlerim? Her şey gibi ödünç bir battaniyenin altında, Senli kelimeler kuramayacağım anlamını taşır. Yan daireden hep aşk çığlıkları gelir bu saatte. Kalan sigaramı da onlar için içerim. Nasıl olsa, bitişiğimde sen oturmuyorsun. Nadiren keyiflenirim bu kadar yakın olmayışına.
Senin olduğun yerde ışıklar vardır şimdi. Yedi tepe. Geceliğini giymiş tam yedi gelin. Bir boğazım yok ki seni kandırayım. Şöyle koysan başını yastığıma, anlatacak bir masalı bile yok bu şehrin.