Takip Et

SON DAKİKA

Feyzullah OKUMUŞ

Büyük devlet olmak...

16 Kasım 2017, Perşembe

     

Geçen haftalardan birinde, Allah nasip etti ve Balkanlardaki beş ülkeyi birden gidip görme fırsatım oldu. Adı Mustafa olan, Müslüman ve milliyetçi bir Bosnalı rehber eşliğinde gezdim bu beş ülkeyi. Bu kardeşimiz Boşnak olmasına rağmen bölgeyi neredeyse köy köy tanıyordu. Bölge ülkelerinin etnik yapıları, tarihleri, coğrafyaları ve siyasi yapıları konusunda eşsiz bir bilgi donanımına sahipti. Gezimiz boyunca çok ilginç ve doyurucu bilgiler anlattı bize. Anlattıklarından bazılarını bizzat görerek te teyid edince doğrulukları konusında şüphem kalmadı.

 

Burda o bilgilerin tamamını yazacak değilim. Ama benim bakış açımı değiştiren ve bazı taşların yerine oturmasını sağlayan çok önemli bilgilerdi doğrusu.

 

Mesela, FETÖ'cü hainlerin ne denli büyük hain olduklarını bu gezide daha iyi anladım. "İktidar partisi, ayakkabı kutularına doldurduğu paralarla yolsuzluk yapıyor" diye ortaya attıkları iddiaların ve Mit tırları meselesinin aslını orda öğrendim. Bu ülkeye yapılabilecek en büyük hainlik ve şerefsizliğin bunlar eliyle gerçekleştirildiğini bir kez daha vakıf oldum.

 

Konu daha iyi açıklığa kavuşsun diye, öncelikli olarak size Bosna Hersekteki siyasi ve etnik yapıdan bahsedeyim kısaca:

 

Bosna Hersek bağımsız bir ülke olmasına rağmen, ülkede esas olarak üç etnik yapı yaşamakta. Bunlar, Müslüman Boşnaklar, Katolik Hırvatlar ve Ortodoks Sırplar. Yani üç farklı etnik ve dini yapı mevcut. Bunlardan Hırvatlar Avrupa Birliği yanlısı, Sırplar Rusya yanlısı, Boşnak Müslümanlar da Türkiye yanlısı. Bu üç yapı iktidarı eşit oranda paylaşıyorlar. Ülkede 3 Cumhurbaşkanı var; Biri Boşnak, biri Hırvat, biri de Sırp. Bir yasa çıkacağı ya da karar alınacağı zaman üçünün de evet demesi gerekiyor. Biri bile hayır dese, o yasa ya da karar çıkmıyor. Bu bağlamda, ülkeye yapılacak yardımların da üçe bölünmesi gerekiyor. Ülkede üçbinden fazla milletvekili var ve diğer kamu çalışanları oldukça düşük ücretler almakta iken, bu milletvekilleri çok yüksek maaşlarla çalışıyorlar. Bu nedenle de, ülkede rüşvet oldukça yaygın bir halde. Yani çorba parası vermeden iş yaptırmak neredeyse imkansız.

 

Resmi olarak sadece Boşnaklara yardım yapamıyorsunuz. Yapılan yardımlardan Hırvatların da, Sırpların da eşit oranda pay almaları gerekiyor. Ama en çok yardıma ihtiyacı olanlar da Boşnaklar. Boşnakların yaşadığı bölgeler, diğerlerinin yaşadıkları bölgelere göre malesef daha kötü durumda. Altyapı sorunları var mesela. Avrupa Birliği ve diğer yerlerden gelen yardımlar, ne hikmetse eşit olarak paylaşılmıyor. Hırvat ve Sırp bölgeleri hep daha öncelikli.

 

Bütün bu anlatılanlardan sonra, ecdadımızın yaşadığı topraklara ve bize muhtaç Müslüman kardeşlerimize yardım etmek, hem boynumuzun borcu, hem de büyük devlet olmamızın bir gereği olarak ortada duruyor.

 

Resmi olarak, TİKA, bazı yerel yönetimler, vakıflar vedernekler tarafından Osmanlıdan kalma birçok tarihi eserimiz restore ediliyor, yeni cami ve okullar yapılıyor. Bunlar için yasal bir engel bulunmuyor.  Ancak, para vs gibi yardımlar yapmak isterseniz, yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle, alternatif yollar bulmanız gerekiyor. Devlet, yardımların asıl hedeflerine ulaşması için sivil toplum kuruluşları ve vakıfların aracılığına ihtiyaç duymaktadır. İşte bu nedenle, oralarda kurulacak vakıf, dernek vs gibi sivil toplum kuruluşları büyük önem arzetmektedir. Yapılacak yardımların bu kurumlar vasıtasıyla yapılmasının alternatifi de şimdilik yok gibi.

 

Tam bu noktada, şu soruyu sormak gerekir; şimdi anlamaya başladınız mı ayakkabı kutuları meselesini? Bazı şeyler oturmaya başladı mı zihninizde? Hainliğin boyutunu farkettiniz mi?

 

Bazıları, "O paralar, Balkanlardaki okullara vs yardım amacıyla toplanan paralardı" derken yalan söylemiyordu. O paralar resmi kanaldan gidemezdi. Kimse, ihtiyaç sahibi kardeşlerimize gidecek paraları iç edecek kadar şerefsiz de değildi. Ama FETÖ'cü hainler,  bu yardımlara engel oldular. Hem de devletimzi küçük düşürmek pahasına. Üstelik, sanki para dolu çantaları yıllarca gümrüklerden sorunsuzca geçirenler onlar değilmiş gibi...

 

Gezimizin bir gününde de, Bosna savaşında Müslümanların tek silah ve yiyecek kapısı olarak inşa edilen, yaklaşık 800 metrelik Saraybosnadaki "Umut Tüneli"ni ziyaret ettik. Savaşın acı ve adaletsiz yüzünü bizzat görüp, savaşta birçok yakınını kaybetmiş rehberimiz Mustafa'dan ilginç anılarını dinledik.

 

Mustafa'nın anlattıklarına göre, Bosna Savaşında zulüm altında inleyen Müslümanlara Türkiye'den çok büyük miktarda silah ve gıda yardımları yapılmış. Binlerce mücahit, savaşmak üzere kendi imkanlarıyla Bosnaya gelmiş. Hepsi Türkiyeye büyük minnettarlık ve şükran duyuyorlar şimdi.

 

İşte tam o ziyarette bazı şeyler kafama dank etti. Bu FETÖ, o zaman palazlanmış ve deşifre olmuş olsaydı, Türkiye'den giden silah yardımlarını engellemek için her yolu denermiş bence. Tıpkı, Türkmenlere silah ve mühimmat götüren MİT tırlarını Hatay'da durdurdukları gibi. Allah'tan o dönemde daha palazlanmamışlardı da buna tevessül edemediler. Yoksa, Bosna da boynu bükük kalırdı.

 

Bugün kripto FETÖ'cüler, ve onların değirmenine su taşıyan bazı kişi, grup ve partiler tarafından aynı hainlikler farklı senaryolarla gene sahnelenmeye devam ediyor. Yani, şer güçleri asla durmak bilmiyor. En son yaptıkları saldırı da, hükümet tarafından Sırbistan'dan yapılan et ithalatı hususunda oldu.

 

Oysaki ithal edilen etler, Sırbistanın Sancak Bölgesi Novi Pazar Kentinden ithal edilecekti. Burada yaşıyan halk, %100 Müslüman Boşnak-Arnavut ve Türklerden oluşmaktadır. Böyle olduğu için, Sırp Devleti o bölgeye çok fazla yardım etmemekte ve madur bırakılmaktadır . Türkiye, bu bölgeden et getirerek, o bölgede yaşayan Müslümanlara destek sağlamış olacak. İşte içimizdeki bazı düşüncesizler, bunu görmeyerek (ya da görmezden gelerek), olayı Hristiyan bir ülkeden et ithal ediliyormuş olarak lanse ediyorlar. Amaçları halkı kışkırtmak ve devleti yıpratmak. Bu kimseler, "Müslüman kardeşinin derdi ile dertlenmeyen bizden değildir" hadisini de mi bilmiyorlar acaba? Yoksa Müslümanlıkla alakaları mı yok?

 

Kim ne yaparsa yapsın, bu ülkenin önünde duramayacak ve büyük devlet olmamızı engelleyemeyecek. Küçük şeylere göz yumuyormuş gibi yapıp, büyük işleri başaran bir devletimiz var artık. Bu devlete sahip çıkmak hepimizin boynunun borcu.

 

Bu Devlete bugün sahip çıkmazsan yarın başkaları sahiplenecek.

 

Sakın unutma!!!



Yazarın Tüm Yazıları

Büyük devlet olmak...

16 Kasım 2017, Perşembe