Örümüzü yarınlara feda mı ediyoruz acaba?

Güzel olan mıdır, ulaşılması güç olan mıdır yarınlar?

Onun için mi çekici gelir bize?

Doğarsın ne zaman yürüyeceksin?

Yürürsün ne zaman konuşacaksın ?

Konuşursun ne zaman okula başlayacaksın?

Okula başlarsın ilkokul ,ortaokul ,lise , üniversite...

Hep ne zamanlar ve yarınlar beklemededir zihinlerde

İş hayatına başlarsın...

Eee ne zaman var evlilik , sonra ne zaman olmalı çocuklar...

Senin için sıralanan bu yarınlar bu defa çocuğun için sıralanır.

Nerededir peki yaşadıkların?

Yıllar sonra şu cümle çalınır kulağına yada

Sen seslendirirsin bu cümleyi başkasının kulağına:

"Şimdiki aklım olsaydı ve 20 yaşında olsaydım çok şeyler değişirdi hayatımda!"

Biz hep bu günümüzü yarınları planlamak için harcadık

Mutlulukları, güzellikleri,umutları ve mucizeleri hep yarınlara bıraktık yaşamak için!

Hiçbir zaman sevginin sıcaklığını, gülen bir çocuğun masumluğunu,

Yediğimiz bir üzümün tadını,

Yanağımıza değen rüzgarın serinliğini,

Bize sevgiyle bakan gözleri ,gökyüzüne özgürce bakmanın verdiği sınırsızlık duygusunu,

Gerçekten yaşadık mı?

Düşünün yaşadığımız her güne bugün diyoruz.

Biz hiç yarın yaşamıyoruz aslında...

Yarınların ellerinden tutan sadece güzellikler midir?

Hayır,

Üzüntüler,sıkıntılar,pişmanlıklar, sorumluluklar da tutar ellerinden!

Yaşanılan bir gün yani bugündür aslında hayatımız

30 yıl, 60 yıl 100 yıl değildir aslında...

Yaşadığımız gün sadece hayattayız o da BUGÜN...

Bugün güzellikleri seçeriz yaşamak için

Ama çirkinliklerden de alırız nasibimizi

Yoksa bilemeyiz güzelliğin güzelliğini ...

Bilir misin o günün sınavıdır yaşadığın zorluk?

Sen o sınavdan geçersen eğer bugünün mucizeleri açılır sana

Fakat geçemezsen ve takılı kalırsan yaşadığın olumsuzluğa

Ve çıkaramadıysan yaşadığın olumsuzluktan kendine bir ders

Ve bağlantını kesip bırakmadıysan onu arkanda

Geçemezsin bugünün sınavından...

Zorluklarıyla ve kolaylıklarıyla bir seçimdir ve yaşadığın bugundur sadece hayat...