Takip Et

Yrd. Doç. Dr. Şaban ADAKAN
İzmir Özel Smyrna Art Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Tıp Merkezi 0.530 762 25 30

Kariyer Planlarken, Çocuk Yapmayı Unutmayın

19 Şubat 2020, Çarşamba

     

Günümüzde bilim ve endüstri alanındaki gelişmelerle birlikte kadınları iş hayatında daha sık görmekteyiz. Dolayısıyla bu durum beraberinde evlilik yaşının ötelenmesine neden olmaktadır. Keza evlenilmiş olsa bile kariyer yerine çocuk planları ekonomik olarak daha güvende hissedilen zamanlara ertelenmektedir. Günümüzde kadınların yaklaşık %20’ye yakını evlilik ve çocuk yapma planlarını bu nedenlerle 35 yaşından sonraya bırakmaktadır. Yaşla birlikte ki, özellikle 30 – 35 yaşından itibaren gebe kalabilme oranları azalmaya başlamaktadır. 30 yaşın altındaki kadınlarda aylık gebe kalabilme oranları %20’ler civarında iken, bu oran 40 yaş ve üzerinde %10’ların altına inmektedir. 43 yaşından sonra da belirgin olarak azalmaktadır. Çünkü yumurtalık rezervi azalmaya yumurta kalitesi olumsuz etkilenmeye, endometriozis hastalığı oranı artmaya ve diğer sistemik hastalıkların (diyabet, tansiyon vb.) olma olasılıkları artmaya başlamıştır. İlerleyen yaşla birlikte yumurta kalitesinin bozulması, genetik olarak anormal yumurta oranını arttırmaktadır. Dolayısıyla bu da gebe kalınsa bile düşük yapma olasılığını arttırmaktadır. Nitekim 30 yaşın üzerinde bu oran %30’ları geçmektedir.

Yaşla birlikte myom denilen, rahimde kas tabakasından gelişen, pratikte iyi huylu olan urların olma olasılıkları da arttığından gebe kalma ve düşük yapma açısından önem arz etmektedir.

Erkeklerde ise durum, kadınlar kadar olmasa da ileri yaşlarda gebe bırakabilme oranları ciddi oranda olmasa da olumsuz etkilenebildiğini söyleyebiliriz.

Önemli olan başka bir nokta; bazı kadınlarda erken menapoz durumudur. 40 yaşın altında yumurtalık fonksiyonlarını –yumurta geliştirme- kaybetmişse erken menapoz diyoruz. Çoğunlukla belirlenebilen bir sebebi yoktur. Ancak bir kısmına kromozomal bozukluklar neden olabilmektedir. Ailesel bir erken menapoz öyküsü varsa; anne - teyze - kardeş gibi, yumurtalık fonksiyonları mutlaka bir uzman doktor tarafından değerlendirilmeli, kişi korunmak istiyorsa korunma periyodu kısa tutulmalı ya da biran önce çocuk sahibi olabilmeleri için gerekli tedaviler yapılmalıdır.

30 – 35 yaşından sonra evlenilip çocuk sahibi olma planları geciktirilecekse; yumurtalık rezervlerine göre planlama yapılması daha sağlıklı olacaktır. Ya da çocuk istemelerine rağmen 5 – 6 ay içinde gebe kalınamamış ise nedene yönelik tetkiklere mutlaka başlanmalıdır. Eğer geçirilmiş bir karın ameliyatı varsa, düzensiz adet görüyorsa, eşinde testise yönelik operasyon hikâyesi varsa, inmemiş testis öyküsü varsa ya da her iki çiftte sistemik hastalık öyküsü varsa 5 – 6 ay beklemek yerine uzman bir hekime muayene olmalarını tavsiye ediyoruz.

YAŞLA BİRLİKTE YUMURTA REZERVİ NASIL DEĞİŞİYOR?

Daha anne rahminde 5. ayında iken kız bebeklerin yumurtalığında ortalama 7 milyon yumurta hücresi varken, doğumla birlikte 2 milyona düşer. Ergenlik çağına gelindiğinde ise bu sayı yaklaşık 400 binler civarındadır. Bir kadın; üreme dönemi dediğimiz ergenlik - menapoz arası dönemde ortalama sağlıklı 400 – 500 yumurta üretir. Görüldüğü üzere daha doğmadan yumurta sayısında azalmalar başlamaktadır.

YUMURTALIK KAPASİTESİ NASIL DEĞERLENDİRİLİR?

Kadının yumurtalık rezervi ya da kapasitesinin değerlendirilmesi için birkaç yöntem vardır. Bunlardan ilki; adet kanamasının 2. ya da 3. günü kanda yapılan FSH dediğimiz hormon testidir. Bu hormon beynimizde bulunan hipofiz bezi tarafından yumurta geliştirmesi için salgılanır. Eğer değer yüksek ise; (10 – 15 mIU/mL arası orta derecede 15’in üstü kötü derecede yumurtlama kapasitesi azalmış demektir.

Bir diğer test ise; aynı günlerde ultrason ile yumurtalıktaki yumurta taslaklarının sayısıdır. Eğer her iki yumurtalıkta toplamda 4 ve altında bir taslak sayısı var ise yumurtalama kapasitesinin azaldığının önemli bir göstergesidir.

Bir diğer testimiz ise; Antimüllerian Hormon (AMH)’dur. Herhangi bir periyotta bakılabilir. Değerinin düşük olması yumurtalığın kapasitesinin olumsuz etkilendiğinin bir başka göstergesidir.

Özellikle adetli iken ultrasonda yumurtalıktaki yumurta öncülerinin sayısı ve AMH hormonu, yumurtalığın kapasitesini belirlemede; FSH hormonuna göre daha etkindirler. Testlerin kombine edilerek değerlendirilmesi, tanı koymada daha da değerli olacaktır.



Yazarın Tüm Yazıları

Kariyer Planlarken, Çocuk Yapmayı Unutmayın

19 Şubat 2020, Çarşamba