Bu yıl keşke insanlık moda olsa!
23 Temmuz 2014, ÇarşambaTweet |
Bilinen insanlık tarihi boyunca her dönem savaşların olduğunu biliyoruz. Bu siyaset ve ticarette menfaate bağlı olarak ve birçok ülkenin halkına daha iyi yaşatmak ve inançları doğrultusunda diğer milletlere karşı düşmanlık veya Irkçılık üzerine olduğu alenidir. Elbette farklı nedenlerle de savaşlar vardır ve yazımın temeli savaşların nedeni değildir, bu tarihçilerimizin işi ama gördüğümüz yakın tarihteki savaşlar veya halkları birbirine kırdırmalardan bahsedeceğim.
Hatırladığım ilk savaş Kıbrıs Harbi'dir. İyi hatırlarım ki babam Bursa’ya kamyonla biber satmaya gitmişti. Gece olunca annem ışıkları söndürme kararına uymuştu. Gece ışıksız oturduk ve öylece uyuyup kaldık.
Akabinde 1980 ihtilalini yaşadık ve öncesini kısmen duyuyorduk. Çünkü o dönemde ben köyde yaşıyordum, iletişim bu kadar gelişmemişti ve biz ihtilalin olduğunu Karpuzlu‘nun Koğuk Köyü’nde evin tavanını çakarken saat 10’dan sonra öğrenmiştik.
80'den sonra baktığımızda içerde mezhep ve ırklar üzerine oyunlar oynandığını görüyoruz. Bu hep içimizde canlı tutulmuştur. Laik, Antilaik, İleirci, Gerici, Kürt, Türk, Alevi, Sünni şeklinde ve her dönemde eşyanın özüne uygun eylemler, oyunlar, senaryolar üretilmiştir ve halkların bir bölümü de bu oyuna inandıkları için senaristler tarafından da canlı tutulması sağlanmıştır.
Ermenistan-Azerbaycan, Irak-İran, Bosna Hersek-Sırp, Irak-ABD, Pakistan, Cezayir, Lübnan, Mısır, Suriye gibi ülke halklarına yapılanlar ve en önemlisi bitmeyen savaş alanlarından Afganistan ve Filistin meselesi gündemin ilk sırasındadır.
Kuran’da açıkça tarif edilen Irkçı ve Faşist Yahudilerden elbette beklenen durumu yaşıyoruz. Esas sorun ve mesele, Türkiye gibi ülkelerde yıllardır “İnsan Hakları” kandırmacası ile ortalığa ve insanları birbirine katanların nedense söz konusu Filistin olduğunda hiç gıkları çıkmıyor veya önce İsrail işini bitiriyor sonra onlar “sahte gözyaşı” döküyor.
Kim ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar zulüm ederse etsin Allah mutlak hâkimdir. O’nun istemediği hiçbir şey olmaz olamaz. Filistin’de yaşananları basite almak, Bosna Hersek’te yapılanları yok saymak yarın aynı ve daha fazlasının Türkiye’de yaşanacağını kabul etmektir. Çin’in Uygur Türkleri, Sovyetler Birliği’nden ayrılan Bağımsız Türk Cumhuriyetleri, Musul’da, Kerkük’te, Yunanistan’da, Bulgaristan’da Türk ve Müslümanlara nasıl kayıtsız kalınamıyor ve kalınamayacak ise Suriye’de ve diğer ülkelerdeki insanlık dramlarını ülke olarak kayıtsız kalmamız beklenemez beklenmemelidir.
"Efendim Suriye’den şu kadar insan ülkemize geldi ve bunlar bizim ekonomimizi mahvetti kendi ülkelerine gitsinler" demek işin kolaycılığıdır. Eğer biz Osmanlı torunlarıysak ki bunda herkes hemfikir, o zaman geçmişe bir bakın bugün Filistin’in başına bela olanların bir dönem İspanya'nın elinden nasıl Osmanlı tarafından kurtarıldığını görüsünüz, diğer taraftan bugün "Suriyeliler ülkemize zarar veriyor" diyenler geçmişlerine baktığında birçoğunun farklı ülkelerde yapılan zulümlerden dolayı Türkiye’ye geldiğini görüyor. Yani bu ülkede kendini Türk kabul eden ve bu uğurda canını seve seve verecek çok sayıda ülkeden göç etmiş kardeşlerimiz var.
Bu şu demektir; Nasıl Kurtuluş Savaşı'nda dünyanın her yerinden ülkemize savaşmaya gelmiş ve çokça kullanılan örnek nişanlılar nişan yüzüklerini göndermiş, işte bizim dünyaya verdiğimiz doğru ve güvenilir mesajımızdandır.
Konuyla ilgili yazacak, çizecek ve örneklendirilecek o kadar çok olay var, ama yazım uzadıkça okurlarımızın sıkıldığını biliyorum. Neredeyse her yıl gündem olan ve insanlarının insan olarak değer verilmediği başta Filistin ve insan temel hak ve hürriyetlerinin çiğnendiği, dili, dini ve ırkı ne olursa olsun bunu yapanları lanetliyorum. Allah Ramazan ayı hürmetine zulmedenleri kahreylesin.
***
Gazetemiz 16'ncı kuruluş yılını geride bıraktı tebrik eder, başarılar dilerim. Herkesin Mübarek Ramazan Bayramı'nı şimdiden tebrik eder, nice bayramların savaşsız, barış ve kardeşlik içerisinde geçmesini, önümüzdeki yılın modasının da ‘İNSANLIK’ olmasını canı gönülden arzu ederim. Sahi sizce olur mu?