Türkiye için can yanıyor, canlar yanıyor…
6 Nisan 2016, ÇarşambaTweet |
Devlet olmak zordur. Millet olmak da öyledir.
Devlet ve millet olmanın bedelleri vardır ve bu bedel her dönemde ödenir.
Milletimizin ortak adı ‘Müslüman Türk’ idi ve tarih boyunca hep böyle sorunlara göğüs gererek geldik bugünlere.
Ne ve neden olduysa son 20 yıldır sürekli toplum içindeki azınlıklar hep ön plana çıkarıldı ve bazı sayıca az gruplar ‘ ben şuyum, buyum’ diyerek devlet ve millete zarar vermeye başladı.
Birebir görüştüğümüz insanlarımızın binde biri ‘aşırı’ ve ulaşılması mümkün olmayan hayaller peşinde. İşte bunu gören batılı düşmanlar her türlü nimeti bu binde birin eline verince ve yetkililer bir dönem uyuyunca geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, Müslüman, Türk’üm diyenlerin canı yanıyor.
Burada özellikle kendini şu ırk, bu ırktanım diyenlere değinmeyeceğim. Bu ülkenin bütününün içinde kendini Müslüman Türk kabul eden herkes vardır. Başka din ve ülkelerden gelen, kendine Türkiye vatandaşıyım diyenlere de kapımız açıktır. Zaten geçmişten günümüze baktığımızda Yahudiler, Ermeniler bile Türkiye Cumhuriyeti Devletine sığınmışlardır.
Kimse Kürdistan hayaline kapılarak ülkemizi yaşanmaz hale getirmesin, çünkü bu ülke zarar görürse en büyük zararı Kürtler görecektir. Zaten şu anda en büyük sıkıntı ve sorunu yaşayan bölgemiz Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan ve görev yapan insanlarımızdır. Peki, burada kim kazanıyor? Hendekler, barikatlar, cezai müeyyidesi bulunmayan çocukları kullanarak ve dağlarda yabanileşmiş, insanlık ve merhamet duygusundan kopmuş insan görünümlü şeytanlar kime zarar veriyor? Ülkemizde yaşayan kendini bu devletin vatandaşı sayan herkes zarar görüyor.
Son aylarda çok şehit verdik ve bu millet bunu sineyi çekiyor, ama kimse sanmasın ki ‘asker ve polisine’ sahip çıkmıyor. İnanıyorum ki her gün milyonlarca insan için, için ağlıyor ve yine inanıyorum ki Doğu ve Güneydoğuda yaşayan Türkiye benim devletim diyenler içinde durum aynı.
Yıllar önce söyledim, bu ülkede ırklar sorunu var mı? Sorusunun cevabı evet Türkiye’de Türk sorunu vardır. Hepimiz farklı ırklardan olsak bile ortak adımız olan Müslüman ve Türk kavramı zarar görmüştür. Birleştirici ve uzlaştırıcı bir politika üretilememiştir ve azınlıklar ön plana çıkarılarak her gün yara kaşınmış ve bugünlere gelinmiştir.
Türkiye’ye sahip çıkmak sadece Türk olmaktan ziyade kendini Türk saymaktan geçer. Bu ülkede Ermeni ve Batılı ülke hayranlığı duyanlar ve o ülkelerle ilgili hassasiyeti, en azından o kadar Türkiye için gösterebilmelidir.
Bu ülkenin ekmeğini yiyip nimetlerinden faydalanıp, sonra bu ülkeye hainlik edenlere artık devletimiz tahammül göstermemelidir. Hele hele bu kadar şehit verdikten sonra bu işi kökten çözmelidir.
Yaşadığımız bu süreç hepimiz için can yakıyor.
Birilerinin çıkıp askerimizi, polisimizi şehit edenlere, bu ülkeyi bölmek isteyenlere, ‘şehit’ demesi ve bu zatıâlinin devleti yöneten mecliste olmasının çarpıklığını izah edemez.
Yaşanan bu süreçten inşallah herkes kendince bir ders çıkarır. Devlete baş kaldırılmaz. Devlet toprağını vermez, belki istisnalar vardır, ama ben inanıyorum ki hiçbir Doğu ve Güneydoğulu vatandaşımız devletine zarar vermez. Zaten geldiğimiz noktada bu meselenin Kürt Türk meselesi olmadığı, Hilal ile Haç’ın savaşı olduğu çok açık ve nettir.
Şehitlerimizin yakınları için ve Türk tarihi açısından yaşadığımız süreç, ileride çok ağır cümlelerle yazılacaktır. Bugün sessiz kalan Doğu ve Batı halkı aslında meseleyi yeni kavramaya başlamıştır. Bugünden tezi yok Irklar üzerinden değil toparlayıcı, birleştirici cümleler ve stratejiler belirlemeliyiz. Doğu ve Batı halkı el ele verirse inanın bu ülkenin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.