30 yıldır terör bitecek!
16 Ocak 2013, ÇarşambaTweet |
Çocukluğumuzda sağ-sol endişesi ve korkusuyla yaşıyorduk. Sonra ihtilal oldu. O günlerde insanlar 80 ihtilaline sevindiler ve köylülerimiz, "Allah devletimize, ordumuza zeval vermesin" diye dua ederek memnuniyetini dile getirirlerdi.
Sonra bir terör örgütü çıktı ve binlerce insanımızı katleden bebek, kadın, çocuk demeden herkesi vurdu kırdı. Elbette devletimiz de kendini korumak zorunda. O da doğal olarak karşılığını misliyle verdi, ama bir türlü bitmedi bu süreç, terör baharda bitiyor, sonbaharda bu iş tamam, denildi, ama bitmedi. Bu işi bana verin üç günde halledeyim diyenlere, o şans verilmedi, bu işi temizlemek namus borcum diyenleri de yok etti bu süreç.
Bu örgüt ülkemize o kadar çok zarar verdi ki, bu sürecin bitmesini isteyenler olduğu kadar, bitmemesi için uğraşanlar da vardı. Bir zamanlar Olağanüstü hal kalkmasın diye bombaların patlatıldığı söylendi, Doğu ve Güneydoğuda kaçakçılık, uyuşturucu ve gayri yasal, gayri ahlaki işlerden nemalananların da bu sürecin bitmesini istemesi mümkün değil. Normal şartlarda bunlar bu işleri yapamayacaklarını biliyorlar. Bölge tehlikeli olduğu sürece, bu zihniyettekilerin işi, iş neden bitsin ki, adamın işi bozulacak!
Batıya göç eden birçok doğulu vatandaşımız ezik kalmıştır bu dönemde. Terör genellenerek herkesi aynı şekilde göstermeye çalışmışlardır. Hâlbuki Doğu ve Güneydoğuda teröre destek çok yüksek değildir. Ancak belki “bağımsız devlet” yaygarası ve bölge insanına verilen bu noktadaki beklenti belki istemeden destek olmaya itmiş olabilir. Bu süreci ancak hangi Doğulu arkadaşımıza sorsanız, hiçbiri ayrı bir devlet istemediğini açıkça söylüyor, ancak olursa fena olmaz diyenler de var.
Şimdi meseleyi yerelden bir örnek verelim Aydın’ın hangi ilçesi il olmayı istemez? Bir ilçemizde üç ay propaganda yapın, bakın nasıl o ilçe hemen beklentiye girecek. Dolayısıyla yanı başımızda kısmi bir devletçik kurulmuş. Sözde Kuzey Irak, ama aslında uluslararası bir oyunun parçası olan bir yerdir orası ve ilk menfaatte satacaktır Batı ve ABD ve yine bir gün eskinden olduğu gibi bize muhtaç olacaklardır.
Bu ülke hiçbir zaman bölünemez/bölemezler. İş bölünme noktasına geldiğinde ilk hayır Kürt kökenli vatandaşlarımızdan gelecektir diye düşünüyorum. Ancak; terör ve bölgeyi kalkındırma adına 10 yıldır uygulanan teşvik ve desteklerin artık biraz daha kontrollü olması gerekmektedir. Batıda yaşayan birçok insanın yaşam standardı, ekonomik anlamda Doğudan geridedir.
Sonuç olarak son günlerde umutlandığımız bir süreç çıktı ortaya, ama mesele gerçekten çok çetrefilli. Dolayısıyla adımlar ve söylemlere çok dikkatli yaklaşmak lazım. En ufak bir yanlışlık, bu ülkeyi ciddi sıkıntı içine sokar. Atılacak güzel bir adım, ülkemize çok rahatlatır. Unutulmaması gereken başlıca unsur şu olmalı; dağa çıka neden dağa çıktı? Şehit olan neden şehit oldu? Aynı aileden bir çocuk dağda bir çocuk askerde. Türk, Kürt komşu, arkadaş, dost, dünür, eş, kardeş, amca, ana, bacı. Nasıl olacak bu milleti ayrıştıracağız?
Bundan sonraki süreçte teröre karışanları aileler ve devlet yok sayacak. Eskiden benim oğlum/vatandaşımdı, hata yaptı bedelini ödüyor denilebilmeli. Aksi halde bir dönem olduğu gibi cezaevinden çıkanlara öncelikle işe alınca insanlar şöyle dedi; ”bende mi adam öldürüp yatıp çıkayım işe girmek için?” İşte bu hassas meselede herkes maksimum sabrı göstermeli. Ancak sonuç alınmıyorsa da, taviz üstüne tavizden vazgeçilmeli. Çünkü ne verirsen bir şey daha isteniliyor. Terör bitecek ve kan duracaksa sürece evet, ama terörün adı değişecek ise o zaman ne gerek var yarın yine benzer şeylerle uğraşacağız. Artık herkes inanmak ve emin olmak istiyor ve bu süreç nasıl sonlanırsa, o noktada herkesin o noktadaki kin ve nefreti artacak. Belki en tehlikelisi de bu…
Yazarın Tüm Yazıları