Aydın'da işler tıkırında!
17 Nisan 2013, ÇarşambaTweet |
Yıllardır yazar çizeriz 'şurada eksik var, şurada yanlış var' diye, ama inanın bazen hatamı yapıyoruz diye de düşünmüyor değilim. Yazdığımız yazı, yani söz değil. Bir belge. Filan yerde dediydim deyip şahit aramaya gerek yok. Nerede yaşıyorsan, internetten gir bak.
Yaşadığımız sorun şu; bir konuda ciddi sorunlar yaşanıyor 50 tane isim var elimizde ama kimse sorunu ile adının yazılmasını istemiyor. O zaman geriye ne kalıyor. “Aldığımız duyumlara göre veya ismi saklı bir vatandaşın dediğine göre” şeklinde başlayan cümleler kuruyoruz. Oysa aynı sorunu kendimiz de yaşayınca kendimden örnek verince de insanlar diyorlar ki "Yahu kişisel sorunu genelleme" vekiller ve yetkililer işine geldiği gibi yorum yapıyor dolayısıyla sorun ortada duruyor ama aslında sorun da yok galiba ben yanlışı görüyorum.
-Aydın Jeotermal ile ısıtılıp soğutulan bir dünya şehri olmuş!
-Siyasette herkes şehir ve ülke için çalışıyor kimse şahsi hesaplar peşinde değil!
-Köylünün ürünleri iyi para ediyor insanlar paraları nerede harcayacağını bilemiyor!
-Küçük Sanayide çalışma saatleri 6 saate indirildi herkes daha rahat yaşıyor!
-Sanayide Usta ve çırak çok geldiği için yurtdışına usta gönderiyoruz!
-Aydın'da trafik sorunu yok! Yollar 4 şeritli ve bisiklet yollarıyla donatılmış!
-Merkezde hayvan yetiştirilmesi yasaklanmış şehir dışına çıkarılmış!
-Buharkent'den Didim’e hızlı trenlerle ulaşıma geçilmiş!
-Hava şartlarından dolayı kış aylarında futbolcuların kamp yapması için sahalar yapılmış!
-En az geliri olan aylık beş bin’in üzerinde kazanıyormuş!
-Partiler öyle bir çalışma başlatmışlar ki herkes daha iyi hizmet için uğraşıyormuş!
-Kamu kurumlarında çalışanlar devlet memuru bilinciyle halka 24 saat hizmet ediyormuş!
-İşsizlik kalmadığı için yut dışından işçi ithal eder olumuşuz!
Buna benzer daha birçok güzellikler yaşanmıyormuş da, benim haberim yokmuş. Artık bundan sonra bakışım değişecek! Artık arabesk takılmayacağız bundan sonra “say” takılacağız! Ya da “ hepsi, senin mi?” falan diyeceğiz.
Aslında bunları görmemi vesile olan bazı “dar görüşlü” ve kendini “Başbakan” sanan siyasetçilere borçluyum. Onlar olmasa benim bu güzelliklere görmem mümkün değilmiş. Tabi bazı meseleler var benim bugün gördüğümü 10 yıl sonra görenler var. İşte tek üzüldüğüm insanlar onlar. Benim bugün gündeme taşıdığım sorunlar belki 10 yıl sonra bitecek ama bugün sorun yok diyenler 10 yıl sonra yukarıda saydığım sorunlar “ var” diyecekler ve bende gülüp geçeceğim.
Kendi fikrini memleketin fikri olarak görebilmek için öncelikle “dinleme” “Anlama” ve “düşünebilme”
Yeteneğine sahip olmalıdır insan. Yoksa bu özellikler ne desen boş, o zaman salıver gitsin!