Yaşanmayasıca 15 Temmuz
17 Temmuz 2019, ÇarşambaTweet |
Ülkemiz yakın tarihinde çok sayıda darbe ve muhtıra olayları yaşandı. Her yaşanan olaydan sonra ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ denildi ve ‘kimse bundan sonra bu ve benzer olaylara cesaret edemeyecek’ denilse de ne garip ki devam etti bu lanet olası süreç.
Dünyanın en köklü devleti ve milletine yakışmayan her şey yaşandı bu kirli süreçlerde ancak şükredeceğimiz tek şey her türlü sorun ve sıkıntıyı yaşayan halkımız hem dik durdu hemde bedelini ödedi ve ödemeye devam ediyor.
15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde başlayan ve gece boyunca akıl almaz olaylar ve sonuçları oldu. Bir kere devlet ve milletine korumak görevi olanların devlet ve millete kurşun sıkıp bomba attığı iğrenç alçak ve namussuzca bir vakalar zinciri yaşandı ve belki de hepimizin dili tutuldu, akıllar tutuldu hain/kahraman karıştı ve hepimizin üzülerek yaşadığı yüzlerce demokrasi şehidi, binlerce yaralı, on binlerce ne oluyor bile diyemeden işinden, eşinden, çoluk çocuğundan ayrı kalanlar...
İki binli yılların başında ‘Dershane, Basın Yayın, Yurt, Allah, Kitap, Çocuk ve Gençler’ konu başlığıyla devletin o güne kadar ihmal ettiği konularda çalışamaya başlayan FETÖ örgütü elbette o dönemde toplumun büyük kesimince saygı ve hayranlık uyandıran bir görüntüdeydi ve sonrasında güçlenen bu yapı ekonomik olarak her alana el attı ve her kesimden üst seviyede destek aldı..
Güçlenince bu yapı içine doğal olarak şehrin ekonomik olarak en güçlüleriyle birlikteliğe başladılar ve daha önce yaşam biçimi ‘dindar’ olanların yanında artık ‘ açılım yapılmış paran varsa dindar görünümlü veya dindar olmana’ gerek kalmamıştı ve çöküş ve kontrolün kaybedildiği dönemler böyle başlamıştır ki zaten 2008 yılından sonra temel felsefesi ‘ hizmet’ olan bu yapılanma artık ekonomik alanda ciddi bir güce erişmiş ve siyasette de yönlendirici olma gayreti içinde olduğu herkesçe malumdu.
İşte bu kirli yapılanma önce 17-25 aralıkta mit tırları vakasıyla gündeme geldi oysa daha önce Balyoz ve Ergenekon adıyla ciddi bir sansasyon yaratmaya çalışmış nitekim genelkurmay başkanı tutuklanmış onlarca asker tutuklanmış ciddi sıkıntılar doğurmuş idi. İşte 17-25 aralıktan sonra hükümet ile ipler kopmuş artık bir nevi restleşme başlamış ama bunu halk olarak biz sonradan fark ediyoruz.
Şimdi bir çok insanın işinden olma veya cezaevine düşme nedeni olan o dönem basın yayındaki gücünü kullanarak ‘ mağdurum’ algısı yaratmış bir çok insan belki de hükümet bunları batırmak istiyor ‘batmasın çocukları okutuyorlar dindar insanlar yok olmasın’ algısıyla bankalara altın para vb yatırım yapmış olabilirler. Aslında bu noktada toplumun siyasetle çok içli dışlı olmayan kesimi kanmış veya kandırılmış olabilir işte bu noktadan başlayan mağdur ve mağduriyetler sanırım Bülent Arınç beyi bile rahatsız etmiş olacak ki maaşının bir bölümünü KHK'lılara vereceğini söyledi.
Keşke bu süreç yaşanmasaydı diyorum ama madem yaşandı ve akabinde Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla tüm partiler bir araya geldi meydanlarda el ele nöbetler tutuldu ama bir süre sonra bu el ele tutma olayı nedense kavgaya dönüştü ve bence hiçte hoş olmadı.
Bu konuda ortak uzlaşı devam edebilseydi ve herkes hür iradesiyle süreci yorumlasa ve gerekli yaptırımlar yapılsaydı belki bu süreç bu kadar uzun sürmeyecek asılması gereken asılacak suçsuz olanlar işinden gücünden olmayacaktı. Sonrasında zaman zaman yetkili kişiler tarafından dillendirilen ‘ FETÖ borsası’ vb süreçler ve kamuda çalışanların ve özellikle dindar olanların acaba bizde mi işimizden olacağız endişesi ve toplum tarafında dillendirilen bazı kurumlarda sorgusuz sualsiz basit meselelerden dolayı açığa alınma veya cezaevine gitme anlatımları çok üzücü bir durumdur.
Yaşanan bu kirli ve şerefsiz darbe girişiminde geçen 3 yıl olmasına rağmen hala daha gündemde olması ve hala operasyonların devam ediyor olması soru işaretlerini artırdığı gibi meselenin bu kadar büyük ise bunu devletimiz nasıl fark edemedi? Sorusu cevapsız kalıyor.
Aydın BBP İl Başkanı Ertan Gökçe bu süreçte 72 gün içeride kaldı ve geçtiğimiz günlerde berat etmiş ve bir milyonluk tazminat davası açmış. Eğer Ertan bey bu tazminatı hak ederse ve böyle örnekler çok ise bak sen bizim halimize! Kurumlar veya kurum yetkilileri eğer yarınlarda açığa aldıkları veya yanlış bir işlemden dolayı devletimize tazminat ödetecek ise bence o yetkililer bu işe ortak olmalıdır neden mi?
Biz sanatkarlar 20 yıldır açıkla tokluk arasında boğuşuyoruz. Bize ayrılması gereken kaynaklar bu vb alanlara gitmeye devam eder ise inanın bu ülkede üreten hiçbir kesim kalmaz da ondan.
Diğer taraftan her şeyimiz olan gençlerimiz üniversiteye bitiriyor ama kredi borcu, hayat yükü, işsizlikle boğuşurken zorunlu giderlerine birde bu vb giderleri ekler isek bu millet çok büyük sorunların içine düşer.
Sözde dostumuz olan ABD ve AB devletleri bize dost değildir. Ülkemizin her yanı kuşatılmış durumdadır ve devlet ve millet olarak daha güçlü ve daha dik durma mecburiyetimiz vardır. İşte toplum içinde birlik ve beraberliğe zarar verecek her türlü tedbiri almak milli bir görevdir.
FETÖ ele başının hala ABD’de olması ve iade edilmemiş olması akla ziyandır. Devletine ve Milletine silah doğrultmuş olanların en üst seviyede cezaları veriliyor bu güzel ancak emir komuta içinde masum olanların masumiyetini göz ardı etmemek de bir o kadar önemlidir.
15 Temmuz‘un tatil olmasını doğru bulmuyorum bence günün adına uygun etkinliklerle yaşanması daha güzel tatil olunca herkes gezmeye gidiyor.
Darbe girişimiyle ilgili operasyonlar hızla yapılıp gündemden düşmelidir.
Muhalefetin soruları cevaplanmalı ve ortak çalışmalar yapılmalıdır.
Dindar olanların tamamı FETÖ'cüymüş gibi algılanmanın önüne geçilmelidir.
Devletimiz yeni benzer yapılanmaların oluşmaması için asli görevlerini başkalarına bırakmamalıdır.
Eğer mümkün ise yargılama aşamasında süreç daha da hızlanmalıdır.
15 Temmuz Darbe girişiminin efsane komutanı Ömer Halisdemir ve tüm şehitlerimize saygıyla rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun. Allah bu devlet ve millete düşman olanlara kahreylesin. Amin.