Usta’dan bir gömlek fazla olmak!..
30 Kasım 2016, ÇarşambaTweet |
Ülkemizde en büyük sorunlardan biri bence arkamızdan gelip bizi geçme ihtimali olanlara karşı aldığımız olumsuz tavır ve davranışlarla o değeri yok etmemizdir diye düşünüyorum.
Kitapları, arşivleri karıştırmadan yakın tarihe bir bakın. Siyasette, ticarette, ailede, sanayide, çarşıda, pazarda, belediyede, sivil toplum örgütlerinde velhasıl her alanda 'İllaki ben, ben olmazsam bu alan biter' gider gibi yanlış bir bakış açısıyla kendini yetiştirenlerin, daha farklı hizmet etmek için kendini hazırlayanları bitirmek için ellerinden ne gelirse yaptıklarını görürsünüz.
Elbette her olay kendi içinde ve yaşadığı dönem ve şartlara göre yorumlanır. Elbette kendini yetiştirenin haddini aşması veya yanlış yapması da bazen sorunları karmaşık hale getirmiştir. Esas mesele ast ve üstün birbirine saygılı olması ve yarınlar için daha iyi bir ekibin ortaya çıkmasına izin vermek alışkanlığı oluşmalıdır.
Aslında yok olmayla karşı karşıya kalan AHİLİK siteminde bu çok iyi örgütlenmiş ve uygulanmıştır ama gelin görün ki geldiğimiz noktada tuz koktu.
KÜÇÜK PARTİLERE GEÇİT VERİLMİYOR
Hangi partiye ve ya hangi seçilmişe bakarsanız bakın, yukarıda saydığım sorunlar büyük oranda aynıdır. Burada kimse kendi partisinin veya ideolojisinin bu konuda iyi örnek olduğunu söyleyemez. Elbette bu örnekler bugüne kadar meclise girmiş veya yerelde iktidar olmuş seçilmişler içindir. Elbette sayısal anlamda küçük, adını bile bilemediğimiz partilerin güzel plan ve projeleri vardır ama halk hiçbir zaman 'Onlar ne diyor' diye bakmaya fırsat bile bulamaz. Çünkü hakim güçlerin her türlü imkanı kullanarak belirli partilerin dışındakilere oy verdirmediği açık ve nettir.
Burada diyeceğim odur ki üyesi olduğu partinden daha iyi durumda olabilmek, yerelde ve ulusalda partisi veya liderinden bir adım önde olmak, aslında o kişi ve ülke için bir kazanımdır ama bizde böyle görülmez ve hemen ‘Gereğini yapın’ talimatı verilir ama netice hiçbir zaman büyümeye gitmeyeceği kesindir. Yerel siyasete baktığımızda çok ağır örnekler var. Bu örnekleri yeri geldiğinde açık şekilde yazacağım. Şimdi ülkemiz ve yerel siyasette yanlış yorumlanabilecek hassas bir durum var. Ben hem karşı partilere hem de kendi partisinin yaptığı hatalara rağmen ayakta duranları yürekten alkışlıyorum.
ÇEVRE YOLU, DALDI BATTI
Çevre yolu ekim ayında açılacak denilmişti? Daldı-Battı'da olduğu gibi bir aksama oldu ve nihayet Serçeköy bağlantısındaki üst geçit haricinde bitirildi ve açıldı. Gecikmiş ve gereksiz siyasi tartışmalara konu olmuş bu yolun bitirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim. İnşallah Denizli Otobanı'nı ve eski İzmir yolu ile tren yolunu, yeni bir plan ve projeyle önümüzdeki 50 yıla taşıyacak yeni planlar yapılır ve yarınlarda geçmişte aksattığımız bu yatırımlar, bir an önce biter. İnşallah Aydın Havaalanı biter de kargo uçaklarımızla mallarımızı direkt ihraç ederiz ve uçağa aydından binip gideriz.
Tam 'Çevre yolu açıldı, iyi oldu' derken ‘Daldı-Battı trafiğe kapandı' haberini okuduk. Hemen akabinde yine bildik tepkiler ve geç gelen bir açıklama. Bu Daldı-Battı projesinde eksik ve hata var mıdır? Bunu bilemem. Eksik ve hata var ise zaten yapılan işin bir projesi ve sözleşmesi vardır. Dolayısıyla sanırım hata bile olsa bu inşaatı yapan firmayı bağlar ama elbette sorumlusu Büyükşehir Belediyesi'dir. İnşallah bundan sonra 'Daldı-Battı' ile çevre yolu gündemimizden düşer. Gerçekten bize hiçbir katkısı olmayan bir tartışma yaşıyoruz. Siz siz olun her zaman ustanızı geçmeye çalışın ve bir adım önde olun. Ne siz ne de ülke kaybeder…