Herkesin işi zor!
4 Ocak 2017, ÇarşambaTweet |
Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, muhalefet partilerinin, bakanların, vekillerin, zenginin, fakirin herkesin işi zor.
Ülkeyi yönetmek kolay değil, meclisi, partileri, sendikaları, odaları yönetmek kolay değil ama hakkıyla yapmak isteyenlere daha zor.
Toplumumuzda her kişi ve kesimin kendince sorunları var. Herkes kendi penceresinden haklı ama bir türlü istek ve hırslarımıza dur diyemiyoruz. İşte fren yapmasını bilmeyince herkes birbirini vurmaya, kırmaya ve yaralamaya devam ediyor.
Toplumumuzda eskiden saygı duyulan insanlar vardı. Bu insanlara paraları çok olduğu için, şanı yüce, makamı yüksek olduğu için saygı duyulmuyordu.
Bu insanlara toplum içince ‘Dürüst, sözü güvenilen, aracılık yaptığında adil davranabilen, elindeki güç ile karşı tarafa ezmeyen, dinli dinsiz demeden o da insan diyerek bakabilen insan oldukları için saygı duyuluyordu’.
Şimdi geldiğimiz noktada saygı duyulma araç ve gereçleri değişti şöyle ki; ‘Lüks arabası olan, bol parası olan, hırsız, sahtekâr veya şerefsiz olduğunun önemi yok yeter ki herkese karşı kaba kuvvetli ve kanun tanımaz olsun, insanları ezsin aşağılasın, menfaati olmayan kesime hakaret etsin, diploma ve makamı olsun, bizim işimizi görsün, ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın saygın adamdır’ diyorsak hepimizin işi çok zor demektir.
Arkadaşlar önce kendimizi bir sorgulayalım. Neredeyse bakmakla mükellef olduğumuz insanlara kendimizi baktıracak hale gelmişiz. Çalıştırdığımız, iş yaptırdığımız kişilerin hak ve hukukunu tanımaz hale gelmişiz, çalışan, çalıştığı iş yeri ve işverenine nasıl zarar verebilirim, hesabı içinde... Her gün kanun çıkarsak her yere asker,polis diksek bu sorunları aşmamız imkânsızdır.
Oluşan bu kaygan zeminde herkes birbirinin açığını arar ne zaman açık yakalasa hemen ona zarar verir ve sorarız kendimize, ‘Yahu bu arkadaş benim dostum değil miydi’ diye ama nafiledir, saygı ve sevgi sahtedir ve herkes menfaatine göre çevresine davranış sergilemeye başlamıştır.
Toplum olarak hangi görüş, mezhep ve ırktan olursak olalım, sorunlarımız aynı ve aynı sonuçları yaşıyor ve bedelleri ödüyoruz. Adam dindarım, diyor yaşam ve eylem biçimi kindar, adam Atatürkçüyüm diyor, terörü ve terörizmi övüyor, adam milliyetçiyim diyor cavırlarla işbirliği yapıyor, her kesim ve taraf kendince bir doğru ve taraf belirlemiş ve neredeyse toplum birbirine selam verirken bile düşünerek vermeye başlamış.
Bu süreç sona ermelidir. Herkes birbirine saygı duymalı, Ülke ve İnsan için tehlikeli olan her türlü söylem ve eylemden vazgeçilmelidir. Slogancı yaşam biçiminden uzaklaşmalıyız. İnsanların hangi ırk, görüş, inanç ve mezhepten olduğuna bakmaksızın nasıl yaşadığı ile ilgilenmeliyiz.
Topraktan yaratıldık, toprağa döneceğiz. Kimsenin doğarken 'Ben şu ülkede, şu ailede dünyaya geleyim' diye bir seçme hakkı olmadığına göre her insan İNSANDIR diye bakmalı ve insanları önce insan olduğu için yaklaşmalıyız.
Toplumumuza bakın, en sakin, devlet ve milletine en az zarar verenler haline şükreden ve insanlara insan gibi davrananlardır. Biz bunları da ezdiğimizin farkında değiliz. Çünkü kanun, hak hukuk, tanımayanların tek hedefi vardır, amacına ulaşmak dolayısıyla böyle kendini kaybetmişlere değer vermeyelim, hak edene hak ettiği desteği ve kösteği verelim ki yarınlarda daha mutlu olalım.
2017 yılını o kadar çok beklenti ve isteklerimizle boğduk ve daha ilk saatlerinde yine bildik hain bir saldırı oldu. Bundan sonra bu vb. sorunları yaşamamak için birbirimizle sarılmalıyız ve devlet ve millete zararlı her kim varsa ki bu kardeşimiz ve evladımız bile olsa bu kişiyi ilgili yerlere bildirin. Terör ve terörizm, kolay mücadele edilecek bir alan değil ama inanıyorum ki devletimiz ve milletimiz bu beladan kurtulacaktır. Ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.