Takip Et
  • 29 Mayıs 2019, Çarşamba

Adnan Menderes ve değişmeyen sonuçlar!

Aydın ilinin yetiştirdiği en büyük siyasetçidir Adnan Manderes. Öyle ki Aydın işgalinde Kuvayı Milliye mücadelesinin ilklerindendir. Yörük Ali Efe, Miralay (Albay) Şefik ile birlikte savunma konusunda Çine’de beraber hazırlık yaptıklarını ve Ovaeymir civarında ilk çatışmayı beraber yaptıklarını Sebahattin Burhan hocadan dinlemiştim.

Aydın ve Türkiye’de birçok yapı, kurum vb alanlara ismi verilen bu değerli insan tarih boyunca konuşulmaya devam edecektir.

Hüseyin Avni Çoş’un Aydın Valiliği döneminde kaleme aldığım bir yazıda demiştim ki, "Aydın'a öyle bir kurtuluş, demokrasi ve zafer müzesi yapalım ki tüm insanlar buraya görmeye gelsin. Hatta ilkokul ortaokul öğrencileri burada ders alsınlar ki yarınlarımız güvende olsun" Yazımın yayınlandığı gün şahsımı arayan Vali Coş önerim için teşekkür etti ve "En kısa sürede eski müzenin taşındığı yere böyle bir müze yapacağız" dedi. Benim hayalimdeki çalışmanın daha geniş bir alan olduğunu söyledim. Akabinde Aydın Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu aradı, o da teşekkür edip konu ile ilgili çalışmalar yapacağını söyledi.

Elbette Vali Çoş bir süre sonra başka ile gitti. Yerel iktidar ile genel iktidar farklı olunca Büyükşehir gücü nispetinde Çakırbeyli'ye bir müze ve kültür merkezi açtı. Yine o dönemde Çakırbeyli park yapımı başladı. Uzunca bir süre devam eden yapı biterken yeni bir alana yani Çine yolundan Koçarlı'ya döndüğümüzde çalışmalar devam ediyor. En azından bu kadarı oldu. Ama keşke ortak tek bir proje olsaydı. Bu bizim siyasi kültürümüzde yer bulmayan bir durum haline geldi.

Menderes’i sevmek zorunda değilsiniz?

Her insanın hataları olduğu gibi herkesin de birilerine ya sürekli muhalif yada tam destek algısı artarak devam ediyor. Merhum Menderes CHP’de siyasete başlamış, sonrasında kendi partisini kurarak Başbakan olmuştur. Sonrası malum sonla biter. Keşke öyle olmasaydı, keşke bizler meselelere doğru bakabilseydik.

Birine göre kahraman, birine göre hain!

Birine göre Türkiye’yi çağ atlattı, birine göre Marshall yardımıyla ülkeyi sattı!

Birine göre halkın adamı, birine göre yabancı devletlerin adamı!

Birine göre yerli, diğerine göre yabancı vs vs uzayıp giden bir sürü suçlama, karalama, hatta kin ve nefretle yaklaşmak. Oysa o günden sonra geldiğimiz noktada, bugün bile bir türlü bu kültür ve felsefemiz değişmiyor.

Yakın tarihe bir bakalım merhumlar Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve hala siyasette aktif olan Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Meral Akşener ve daha bir çok siyasi için söylenmedik şey kalmadı. Neler denmedi ki? Mason, ABD’nin adamı, Rusya’nın adamı, sabataist, Ermeni, Yahudi, şunun adamı, bunun adamı vs vs söyle de söyle. Dilin kemiği yok. Oysa hiçbirimiz bunlar konuşulurken kaynağa göre değil, siyasi görüş ve taraftarlık üzerinden ya suçluyor ya da övüyoruz. Oysa mesele ne sövmek, ne de övmek olmalı. 'Yanlışı kim yaparsa yanlış, doğruyu kim yaparsa doğrudur' diyemedik.

Son örnek, tartışmalı İstanbul seçiminin mağdur tarafı olarak görülen Ekrem İmamoğlu ile ilgili. Daha yeni tanıdığımız bu siyasetçi seçimi kazanınca ve kamuoyundan destek alınca; şahsı ile ilgili akıl almaz suçlama ve senaryolar yazılarak karalanmaya çalışılıyor. Aynı Cumhurbaşkanlığı'na kadar yükselen sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, bir dönem İstanbul adayı olduğunda ve akabinde yapılanlar gibi. Fakat bilinir ki halk bir konuda karar verdimi dönüşü olmuyor. Şimdi meselenin özeti şu; Recep Tayyip Erdoğan’ı sevenler İmamoğlu’na, İmamoğlu’nu sevenler Sayın Erdoğan’a benzer suçlamaları yapıyorlar. Ama sen istediğin kadar hırsız, arsız, Rum, Ermeni de; millet kararını zor değiştiriyor.

İşte bu algı bizleri sıradan bir devlet haline getiriyor. Oysa biz her olayda ‘dış güçler’ sahte kahramanını yaratmak yerine, kendimiz ortak hareket edebilsek; inanıyorum meseleler daha kolay çözülecektir.

Ak Parti ve Cumhurbaşkanı'mızın sahiplendiği Adnan Menderes ile ilgili Aydın'da özel bir yatırımın şu ana kalması yanlıştır. Bunu defalarca yazdım, söyledim ama duyuramadım. Eğer Aydın ilinde, ülke genelinin de sahiplendiği Menderes için özel bir şeyler yapılsaydı; belki Aydın siyaseti farklı olurdu. Ama bu meseleye ilk kazmayı vuran Aydın Büyükşehir Belediyesi olmuştur.

Her yıl Merhum Başbakan Adnan Menderes ile yaptığımız paylaşımların altına hala acımasızca kin, nefret ve öfke dolu sözler sarf eden insanların varlığı; bizim aslında 27 Mayıs mantığından kurtulamadığımızı gösteriyor. Gücü kim ele geçirirse, karşı taraftan güya geçmişin öfkesini alırcasına bir söylem ve eylem içinde oluyor. Bu mantık taraftar bulunca siyaset, söylem ve eylemler akıl, mantık dışına çıkabiliyor.

Yakın tarihe baktığımızda toplum içinde sürekli ‘karşı taraf, düşman taraf’ algısıyla yaşam sürdürülmeye çalışılıyor, bu yanlıştır.

Ülkemiz siyaset tarihinde yer bulmuş her liderin bu memlekette bir emeği vardır. Doğruları için hepsine teşekkür ederim. Yanlışlarını bilerek yaptılarsa Allah hesabını soracaktır ama hata ise insanlar hata yapabilir.

Biz bugünden tezi yok ‘ toplum içinde düşman aramak/yaratmayı bırakıp’ yarınlarda aklın mantığın, ilim ve bilimin egemen olduğu bir devlet ve millet alt yapısı oluşturmalıyız. Demek istemem o ki bizim taraf olmadığımız siyasetçiler ya falan devletin adamı, ya da kendini gizlemiş bir yabancı gibi bu korku filmi senaryolarından çıkıp, 'hepimiz kardeşiz' sözünü siyaseten değil yürekten söylediğimiz gün bence ebediyete göçen tüm siyasetçilerimizin de ruhları memnun olacaktır.

Adnan Menderes hata yapmıştır, yanlışı olmuştur veya hiç olmamıştır. Bize hata ve yanlış olarak gösterilmiş olabilir. Bizim millet olarak yapacağımız ‘ fanatik parti ve lider taraftarlığından uzaklaşmak’, dini ve milli değerlerimizi tekrar gözden geçirmek ve yarınlara daha huzurlu daha güçlü bir devlet ve millet olarak hazırlanmaktır.

Merhum Başbakan ve arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Keşke Aydın'da Türkiye’de bilinen Aydın Adnan Menderes Anadolu lisesi o özelliğiyle devam etseydi orada da bir hata yaptık.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.