Takip Et
  • 1 Temmuz 2015, Çarşamba

Hocaya kızıp dinden mi kopalım?

Efendim filanca kişi şunu yaptı yakışıyor mu?

Filanca kişi bunu yaptı böyle şey olur mu?

Eleştiriler ve yorumlar tamamen kişilere ve kişilerin uygulamalarına yönelik. Belki de dini ve milli değerlerimize bundan dolayı mesafeliyiz ve her kesim karşısında gördüğü grup veya kesime karşı bir önyargı, eleştiri ve dedi kodu kültürü oluşmuştur.

Ülkemizde son yıllarda Irk ve mezhepler üzerinde çok şeyler söylendi, konuşuldu ama sonuç çok da lehimize bir durum oluşturmadığı kanaatindeyim. 28 Şubat sürecinde " Atatürkçülük ve laiklik" söylemleriyle ülkemizde inanan insanlara karşı takınılan tavırdan kimse kazanmamış hepimiz kaybetmişizdir.

Yaşanan bu sürecin akabinde halkın umut olarak gördüğü uzunca yıllar Başbakan ve sonrasında Cumhurbaşkanı seçtiği Sayın Erdoğan ülkemiz siyasetini o dönemde üst seviyede yer bulmuştur.

AK Parti iktidarı döneminde yapılmaması gereken veya arka planını bilmediğimiz ama halkın gözünde darbe alan meseleler var. Özellikle ülkemizin insan profilli gereği " Bak bunlar birde Müslüman olacak" efendim " Dinde hırsızlık var mı" veya "İnsan inanç ve yaşam şeklinden dolayı yargılanır mı" gibi bir sürü eleştiriler oldu ve olmaya devam ediyor.

Elbette AK Parti döneminde kendini kraldan fazla gören kralcılar olmuştur. Bu aynı "milliyetçilik" prim yaptığında milliyetçi, "Atatürkçülük" prim yaptığında Atatürkçü, "solculuk" prim yaptığında solcu ve "dindarlık" prim yaptığında dindar geçinen kişilerin bir nevi AK Parti’ye egemen olmasıyla bu eleştiriler ve üst seviyelere çıkmıştır.

Oysa merhum Recep Yazıcıoğlu bu meseleyi iyi analiz etmiştir. Yıl 2001 yer Ayesob Toplantı salonu, Aydın Marangozlar Odası’nın organize ettiği "Yarınlara umutla bakalım" konferansında Merhum konuşma yaparken bir marangoz yüksek sesle " Sayın Valim siz Başbakan olun da bizi kurtarın" diyor

Merhum sözünü değiştiriyor, " Sen değişmedikçe, sizler değişmedikçe, sistem değişmedikçe, (Erdoğan siyasi yasaklı) Tayyip Erdoğan'ı başbakan yapsan ne yazar Yazıcıoğlu'nu başbakan yapsan ne yazar, bu sistem onu da beni de öğütür, öğütür." diyor ve " Sistemi değiştirmek için gelen Ecevit nasıl Başbuğ oldu" diye soruyor.

Son günlerde yine İslam ve emirlerini yerine getiren vatandaşlarımıza karşı akıl almaz sözler, tepkiler ortaya konuluyor. Özellikle oruç tutan insanlarımıza karşı yapılan saygısızlığı kabullenmemiz mümkün değildir. Bu yıl birçok inanan insan iş ve hava koşullarından dolayı orucunu tutamıyor. O insanlar oruç tutamadığı için çok üzgündürler ancak hiçbir şekilde inançlarına saldırıyı doğru bulmazlar. Zaten onlar sizler neden oruç tutmuyorsunuz demezler, beki şunu diyebilirler bu emir Kuran'ı Kerimin emridir siz de tutsanız iyi olur derler ama aynı saygıyı da beklerler.

Kitabımız Kuran bizlere ne emretmişse, neyi haram, neyi helal demişse bizim yaşam felsefemiz bunun üzerinedir. Kuran son Kitap ve tek değişmeyen ve kıyamete kadar değişmeyecektir.

Mesele bu kadar açıkken şu kişi veya bu cemaat veya şu hacı, şu hoca şunu yaptı demek gerçekleri yok etmez. Peki, eğer o yanlış yapmışsa sen hangi doğruyu yaptın? Neye göre yaptın? Senin doğruyu yapmana engel olan mı var?

Bizim ölçümüz şahıslar üzerinden olamaz. biz bilmediğimizi bizlere öğretenlere ve öğrendiğini çevresiyle paylaşanlara saygımız sonsuzdur ancak biz biliriz ki "beşer şaşar" dır. İnsan her zaman hata yapmaya müsaittir. Ondan dolayıdır ki doğru yapan hocaya bakmayıp yanlış yapan insanlar üzerinden kimse dinimizi sorgulamasın biliyorum ki sorgulayan da bildiğinden değil sadece nefsine yenik düştüğü için böyle bir hata yapmaktadır. Allah yanlış bilmekten, yanlış yapmaktan ve yanlışı savunmaktan bizleri muhafaza eylesin.

Süleyman ALGÜN (Süleyman Algün)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.